Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik şu ifadeleri kullandı;
“Zor günler yaşıyoruz. Özellikle küçük esnafın da zor günler yaşadığını hepimiz biliyoruz. Yeni bir düzenlemeyle, küçük esnaf için adeta ölüm fermanı niteliğinde bir yasanın gündeme geldiğini de biliyoruz. Peki bu ne demek? Türkiye’de yaklaşık 4 milyon civarında bulunan ve bugüne kadar basit usulde vergilendirilen esnaflarımızın, bundan sonra gerçek usulde vergiye tabi kılınmasıyla ilgili yeni bir düzenleme ortaya çıktı.
30 bin nüfusun üzerinde olan tüm şehirlerde artık basit usulde vergi sistemi ortadan kalkıyor. Hepimizin bildiği üzere basit usulde vergiye tabi olanlar kimler? Örneğin, sıcakta, soğukta, karda, buzda, yazın tozda ve güneşin altında alın teriyle geçimini sağlayan pazarcı esnafı kardeşlerimiz… Ya da el emeğiyle üretim yapan, kendi gücüyle ayakta durmaya çalışan küçük esnaflarımız…
Bu esnaflarımızın zaten zor koşullar altında yaşadığını, ülkemizin ekonomik şartları nedeniyle büyük sıkıntılar çektiğini hepimiz biliyoruz.
Tüm bu zorluklara rağmen girdi maliyetleri, kiralar ve benzeri sorunlar yüzünden pek çok esnaf iflas etti, çoğu dükkânını kapatmak zorunda kaldı. Bu uygulama, şu anda 4 milyon civarındaki esnafımızın aileleriyle birlikte açlığa mahkûm edilmesi anlamına geliyor.
Diliyoruz ki buradan yükselen bu çığlık duyulur ve yönetenler, küçük esnafın basit usulde vergiye tabi kılınması kararını önümüzdeki süreçte geri alırlar. Aksi takdirde küçük esnaf zaten zincir marketlerin, AVM’lerin ve benzeri emperyal tekel marketlerin baskısı altında inim inim inlemekte, geçimini zor temin etmektedir. Bir de böyle bir yasal düzenleme yapılırsa, bu zincir marketlerin ve tekellerin ekmeğine yağ sürülmüş olur. Böylece Üsküdar esnafı yok edilmiş olur. Bu mesele, ülkemiz açısından son derece önemlidir. Bu hassasiyeti gösterip tavır almaya herkesi davet ediyorum.
Malumunuz, Anadolu Üniversitesi uzun zamandır adeta yarı açık cezaevi durumunda. İçeriye girmek bir dert, çıkmak bir dert. Oradaki gelişmeleri görmek ve takip etmek ayrı bir dert. Rektörlük aracılığıyla yapılan uygulamalar var. Bu uygulamalar şehrin gözünden kaçmıyor."
Oysa üniversiteler şehirle bütünleşirse, şehrin sorunlarına yönelik bilimsel araştırmalar yaparsa ve çözüm üretirse, işte o zaman üniversite olma vasfını taşır.
Ama Anadolu Üniversitesi’nde rektörlüğün kararıyla geçen yıl Fen-Edebiyat Fakültesi’nin arkasındaki kafenin bulunduğu alandaki yeşillik yok edilirse, bu yıl da Güzel Sanatlar Fakültesi’nin etrafındaki yeşillik restoran yapılmak üzere ortadan kaldırılmaya çalışılırsa, o zaman rektörün “Okul yapacak yer yok” sözünün de gerçek dışı olduğu ortaya çıkar.
Özellikle üniversitenin ve şehrin önemli bir bölümünün nefes aldığı, merhum hocamız Yılmaz Büyükerşen’in büyük katkılarıyla oluşturulmuş o yeşil alanların yok edilmesine karşı durmamız gerekir.
Buradan Anadolu Üniversitesi Rektörüne sesleniyorum. Sayın Rektör, kapıları kapatıp kimseyi içeri sokmamak, oradaki yeşilliği yok etme hakkını size vermez. Gelin bu karardan vazgeçin. Bu ihaleden vazgeçin. Oradaki yeşilliği yok etmeyin.”