Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Haydar Çelik şu ifadeleri kullandı;

"Orman yangınlarının nedenleri üzerine ciddi bir planlama ve düzenleme olmadığı için, koruyucu ve önleyici tedbirler alınmadığından yangınlar tüm hızıyla devam ediyor. Bu da hepimizin canını yakıyor, içimizi acıtıyor. Çünkü bu mesele hem ülkemizin bugünü ve geleceği açısından, hem de iklim kriziyle birlikte düşünüldüğünde çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Çölleşme, maden aramalarıyla birleşen ağaç kıyımları; hem habitat açısından hem de ormanların bize sunduğu sağlıklı yaşam açısından büyük tehdit oluşturuyor. Ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız.

Haziran ve Temmuz aylarında orman yangınları nedeniyle 21 kişi tutuklanmış. Toplumda bu konuda yeterli bilinç düzeyi oluşturulmadığı sürece ya da farklı nedenlerle ormanlara yönelik sabotajlar sürdüğü müddetçe bu tutuklamalar da olacaktır. Ancak bu durumu ortadan kaldırmak için uygulanabilir, pratik çözüm yolları da var. Eskiden bazıları zaten uygulanıyordu. Örneğin orman bölge müdürlüklerinin ormanlarda gözetleme kuleleri, bekçileri vardı. Ayrıca yangınların dar alanlara sıkıştırılması adına ciddi, planlı, düzenli çalışmalar da kısmen yürütülüyordu.

Fakat maden aramalarının yoğunlaşmasıyla birlikte bu çalışmaların azaldığını, hatta yok denecek seviyeye geldiğini bölgede yaşayan orman köylülerinden duyuyoruz. Köylülerle olan diyalog çok zayıfladı. Köylülerin ormanla ilgili koruyucu tedbirler alması, devletle birlikte hareket etmesi azaldı. Kurumlar arası ilişkiler zayıf, sıkıntılı. En son Seyitgazi Ormanı’nda da benzer bir durumu yaşadığımızı düşünüyorum. Büyükşehir Belediyemizin itfaiyesi tüm gücüyle gereken hassasiyeti gösterdi. Keşke kurumlar arası diyalog daha güçlü olsaydı. Orman yangını bu kadar hasar vermeden, 10 canımızı yitirmeden bu sorunu çözebilseydik.

Tarım Bakanı’nın 5 Mayıs’ta yaptığı “Orman yangınlarına hazırız” açıklaması var. Bu işler sadece sözle olmuyor. Algı operasyonları nedeniyle zaten yeterli duyarlılık sağlanamıyor ve bu tür olaylar yaşanıyor. Artık toplumsal algıyı bir kenara bırakıp, orman yangınlarının nedenlerine yönelik ciddi AR-GE çalışmaları yapmalıyız. Yanıcı özellik taşıyan ormanlık bölgelerde yangını tamamen önleyici tedbirler alınması gerekiyor. Sorunu çözmek yerine televizyonlara çıkıp 'Her şeyimiz hazır' demekle bu işler olmuyor

Seyitgazi Kümbet yangınına gittiğimde şahsen gördüm. Sadece 2 helikopterle, adeta bir bardak suyu döker gibi müdahale ediliyordu. 500 kiloluk suyla yaygın bir yangını söndürmeye çalışıyorlardı. Uçak filosu yetersiz. Bölgelerde anında müdahale edebilecek ayrı uçak filoları ve merkezler oluşturulmalı. Bakanın açıklamasıyla bu işler çözülseydi keşke… Ne yazık ki ormanlarımız yandı, canlarımız yandı."