Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı;

"Sadece bu dönemdeki açıklamalar değil, geçmişten bugüne kadar yapılan altı aylık ve yıllık dönemsel açıklamalarda da hem Maliye Bakanı hem de Merkez Bankası’nın verileri ortada. Ancak TÜİK, sonuçta Merkez Bankası’nın verilerini doğru çıkarabilmek için enflasyonu düşük gösteriyor. Oysa biz, ekonomik anlamda bilim insanlarından oluşan kurulların enflasyon rakamlarına baktığımızda, bu oranların her zaman TÜİK’in açıkladığı rakamların iki katı olduğunu görüyoruz.

Bugün yapılan açıklamalardan da görüyoruz ki, aslında emeklilerin yaşadığı sıkıntıları ülkeyi yönetenler de biliyor. Şu anda en düşük emekli maaşı 16.881 lira. Biz özellikle Maliye’de örgütlü olan Büro Emekçileri Sendikası’nın verilerini dikkate alıyoruz, çünkü bu veriler gerçek yaşama daha uygun. Ekim ayı itibarıyla açlık sınırı 37.000 lirayı, yoksulluk sınırı ise 92.000 lirayı geçti. Bekâr bir çalışanın aylık yaşamını sürdürebilmesi için en az 62.000 lira gelirinin olması gerekiyor.

Bu verilere baktığımızda, Maliye Bakanlığı aslında taleplerimizi bastırmak için bir kamuoyu yaratmak istiyor. Ayrıca şu da bir gerçek: Ülkeyi yönetenler siyasi gündemi sürekli oyunlarla, entrikalarla oyalayarak ekonomik krizi gizlemeye çalışıyorlar. Ancak bu ekonomik krizi bu haliyle kapatmaları mümkün değil.

Biz her zaman söyledik: Bu veriler açıkça ortadayken, en düşük emekli maaşı en düşük memur maaşına eşitlenmeli. Bu da yaklaşık 55.000 liraya denk geliyor. Şu anda 17.000 lira bile emekli maaşı almayan bir emeklinin maaşını yüzde yüz artırsalar dahi, bu artış açlık sınırının üzerine çıkmıyor. Çünkü açlık sınırı 37.000 lirayı geçti.

Bu koşullarda çare ne? Çare halkta, emeklilerin kendisinde. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Biz emekliler ve asgari ücretliler örgütlenmediğimiz, haklarımız için mücadele etmediğimiz sürece, hangi siyasi parti veya iktidar gelirse gelsin, bize insanca bir yaşam sağlayacak adımları atacağına inanmıyoruz. Bu nedenle mücadele etmek zorundayız.

Akşam saatlerinde emeklilerin pazarda çürük sebze meyve toplaması bir gerçek. Biz onu o an itibarıyla, yazın da söyledik. Sıcakta emekliler sokakta idare edebilir ama kışın nasıl idare edecekler? Evi olmayan bir emeklinin yaşamını sürdürmesi zaten bu maaşlarla mümkün değil. Bırakın yakıt, doğalgaz, elektrik, su parasını ödemesini, yaşamını sürdürmesi bile mümkün değil.

Bu nedenle, sosyal devletin gereği olarak devleti yönetenlerin, yasal sosyal güvence haklarımızı gözeterek ekonomik anlamda adaletli bir gelir dağılımı sağlaması gerekiyor. Yoksa, inandırıcı olmayan, gerçek yaşamla ilgisi bulunmayan enflasyon rakamları ve maaş artışlarıyla insanların yaşamlarını sürdürebilmesi mümkün değil.

Asgari ücrette de durum aynı. 22 bin 104 lira asgari ücret alan bir çalışan, eğer çocukları da varsa ve evi yoksa, geçinmesi mümkün değil. Bu koşullarda ülkeyi yönetenler gerçeği görüyor. Onlara buradan çağrımız şudur: Bizi artık kandırmaya çalışmayın. Yalanla dolanla, gerçek olmayan rakamlarla bizi inandıramazsınız. Sonuçta bu veriler ortada. Rakamları biz de söylüyoruz, siz de biliyorsunuz.

Kendi aldığınız maaşlarla, gelirlerinizle asgari ücretlinin ve emeklinin maaşını kıyaslayın; o zaman bizim verilerimizin ne kadar gerçekçi, taleplerimizin ne kadar insani olduğunu görebilirsiniz. Biz burada afaki bir şey istemiyoruz. Yoksulluk sınırı 92 bin lirayı geçtiğine göre en düşük emekli maaşı bunun yarısı olmalı. Bu koşullarda bunu bile sağlayamıyorsa bu iktidar gidicidir. Emekliler ve asgari ücretliler bunun hesabını mutlaka soracak.

Maliye Bakanı’nın ve Merkez Bankası’nın verilerine bakıyoruz. Şimşek’in açıkladığı rakamlar sürekli tutmuyor, sürekli yenileme yapmak zorunda kalıyorlar. Daha yeni yıla yakın zamanda bile verileri yenilediler. Ama öbür taraftan bakıyoruz; yılbaşından itibaren birçok vergi kat kat arttı. Emekli maaşlarını yüzde 15, 17, 20 artışla kıyaslarken devlet, kendi vergilerini yüzde 150, 200, hatta 300 oranında artırıyor. Bu da açık bir adaletsizlik.

Yetkililerin bu gerçekleri görmesi gerekiyor. Ancak çare yine insanlarda. Biz emeklilerin örgütlenmesini savunuyoruz. Tüm Emekliler Sendikası olarak diyoruz ki: Emekliler, eğer insan gibi yaşamak istiyorsanız, örgütlenmek ve haklarımız için bir araya gelmek zorundayız. Yoksa hiçbir iktidar durup dururken bizim haklarımızı vermez. Bunun bilinmesini istiyoruz."