Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Berna Yıldız şu ifadeleri kullandı;
"Randevu bulmakta vatandaşlar gerçekten büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Randevular sabah saat 10.30 gibi aniden bitiyor. Biz sağlık personeli olarak bile hastanede muayene olmak için oldukça çaba gösteriyoruz, biz de muayene olamıyoruz. Bunun elbette birçok sebebi var. Sebeplerden biri, hekimlerin 5 dakikaya indirilmiş muayene süreleridir. 5 dakikada siz hiçbir şeyi tanı ve tedavi edemezsiniz. Dolayısıyla hastalar doğru düzgün tanı ve tedavi alamadıkları için defalarca hekimlere veya başka hekimlere gitmek zorunda kalıyorlar.
En büyük sebeplerden biri de aile hekimlerinin koruyucu sağlık hizmetlerinin yeterli olmamasıdır. Yani bir ilaç yazdırmak için de kişi hastaneden randevu almaya çalışıyor. Çok önemli bir hastalığı var, aynı şekilde randevu bulamıyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin sekteye uğraması sebebiyle de biz bu sorunu yaşıyoruz. Yani ikinci basamakta tedavi olması gereken kişi doğrudan üçüncü basamağa başvuruyor.
Hekimlerimizin kötü tedavi ettiği veya herhangi bir mesleki yetersizlikleri gibi bir durum söz konusu değil. Yani bir hastaya siz 5 dakika zaman verirseniz hiçbir hekim arkadaş, bu 5 dakika içerisinde tanı ve tedavi yöntemlerini uygulayamaz. Ayrıca, gelen hastaları mecburen laboratuvar ve görüntülemeye göndermek zorunda kalıyorlar, tam teşhis ve tanı koyabilmek için. Bu da aynı zamanda laboratuvarların ve görüntüleme merkezlerinin de iş yükünü artırıyor. Yani tam bir sistem, tam bir girdap oluyor. Hasta randevu bulamıyor, hekim hasta yoğunluğundan şikayetçi, hasta ile yeteri kadar ilgilenmemekten şikayetçi ve bu yüzden de vatandaş şikayetçi.
İlaç sıkıntısı konusunda doktorlara bu konuda gerçekten dönüşler çok fazla. Bazı kilit ilaçlar da yok, Sağlık Bakanlığının temin etmesi gereken ilaçlar da yok. Bu ne demek oluyor? Hastanın şifa bulmaması, hastanın tedavi olmaması demek. Doktor arkadaşlarımız da bu konularda sıkıntı çekiyor. Bu sıkıntı tam bir sistem sorunudur. Sağlıkta dönüşümün getirdiği sorunların en başında yer alır. Sağlıkta dönüşümle birlikte hastaneler aynı zamanda birer işletmeye dönüştü. İşletmeye dönüşen hiçbir şeyden tam bir yarar, bir fayda sağlayamazsınız. Hiçbir zaman vatandaşın faydasına da olmaz. Maalesef ilaç konusunda da sıkıntı yaşanıyor.
Eskişehir'de bulunan hastanelerimiz yetersiz durumda. Eskişehir çok fazla göç almaya başladı. Depremden sonra da göç alan bir şehir. Nüfusun artmasıyla birlikte hastaların tedavi olması ve şifa bulması azaldı. Evet, yeterli değil, gereklidir. Zaten var olan hastanelerin kapatılması bile bizim için kabul edilebilir bir şey değildi çünkü mevcut hastaneler, şehir hastanesi mantığı, bizim kabul edebileceğimiz bir sistem değildi, hastaların yararına olan bir sistem değildi zaten.
Şehir hastaneleri bazı önemli bölümlerin toplandığı yer oldu. Ben hasta açısından konuşursam, bir kere ulaşım açısından çok sıkıntılı, bütün Türkiye genelinde. Yani şehrin çok ücra bir köşesine konulmuş, ulaşımın çok sıkıntılı olduğu, acil bir işiniz olduğu zaman ulaşabileceğiniz bir yerde olmayan hastanelerdir. Ticarethane mantığıyla çalışan hastanelerdir. Çok büyük, devasa, insanların kaybolduğu yerlerdir. Yani şifa bulmak çok zor oldu artık. Mantık ticaret olduğu zaman hiçbir zaman bizim sendikal anlayışımıza uymaz. Bu yüzden biz şehir hastanelerinin efektif olmadığını ta baştan beri söylüyoruz ve bununla ilgili sürekli açıklamalar da yapıyoruz."





