Eskişehir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen şu ifadeleri kullandı;
"Zincir marketlerde çalışan işçiler 12 saat çalıştırılıyor, asgari ücret ödenerek emek sömürüsü yapılıyor. Bir işletmede dört kişinin yapacağı iş, iki kişiye yükleniyor. Bu da hem ağır koşullara hem de çalışanların sağlığını tehdit eden bir ortama yol açıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün standartlarına tamamen aykırı bir şekilde, iş gücü hâlâ sömürülüyor. Bu durum, açık bir çifte standarttır. Türkiye’de daha ağır şartlarda çalışan bir kesim olduğunu düşünmüyorum.
AVM’ler, süpermarketler ve zincir mağazalar daha yakından incelenmeli ve çalışanlar, uluslararası standartlara uygun koşullarda istihdam edilmelidir. Bu yöndeki denetimlerin artırılmasını yıllardır talep ediyoruz. Ancak ne yazık ki bu kurumların daha sıkı denetlendiğini söyleyemiyoruz. Denetimler, genellikle zaten şartlara uygun işletmelere yapılıyor. Uymayanlara ise çoğu zaman göz yumuluyor.
Bizim işletmelerimiz her gün Maliye, SGK ve diğer kurumlar tarafından denetleniyor. Ama büyük zincir mağazalarda bu denetimlerin aynı şekilde uygulanmadığını görüyoruz. Bunun bir an önce düzeltilmesini talep ediyoruz.
Üstelik bu büyük mağazalar sadece işçiyi sömürmekle kalmıyor, raf ve reklam kurnazlıklarıyla halkı da kandırmaya devam ediyor. Özellikle semt pazarlarının kurulduğu günlerde, bölgedeki süpermarketler sebze ve meyve fiyatlarını düşürerek pazarcı esnafımıza haksız rekabet uyguluyor. Sebze ve meyveden zarar ettiklerini diğer ürünlere zam yaparak telafi ediyor, böylece halkı yanıltıyorlar.
Ayrıca kendilerine mal ve hizmet sağlayan üretici firmaları da sömürüyorlar. Uzun vadelerle mal alıp peşin satarak valörden kazanç sağlıyorlar. Her yolu mübah görerek para kazanma hırsıyla her türlü ticari aracı kendileri için kullanıyorlar.
Bu tabloya karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir an önce harekete geçmesini bekliyoruz. Haksız rekabetin önlenmesi, çalışanların koşullarının iyileştirilmesi ve yanıltıcı reklamlarla halkın kandırılmasının önüne geçilmesini talep ediyoruz.
Kadın personellerin ise daha fazla sömürüldüğünü görüyoruz. Kadın çalışanlara kaldıramayacakları yükler veriliyor. Az önce de belirttiğim gibi, dört kişinin yapacağı iş iki kişiye yüklenerek, çalışanlar fiziksel ve psikolojik olarak zorlanıyor.
Oysa Dünya Çalışma Örgütü’nün kriterlerine göre kadınlar daha hafif işlerde, erkekler ise daha ağır işlerde istihdam edilmelidir. Ancak Türkiye’de bu uygulanmıyor. Görevini yapmayan çalışanların işten çıkarıldığı, sendika kurulması halinde ise mobbinge maruz kaldıkları bir düzenle karşı karşıyayız.
Tüm bunlar, çalışanlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Eğer Avrupa Birliği’ne girmeyi hedefleyen bir ülkede bunlar yaşanıyorsa, durup düşünmek gerekir.
AVM’lerin ve büyük zincir marketlerin elde ettiği haksız kazançlar, esnafımızı mağdur ediyor. Bu nedenle hem çalışma koşullarının hem de ticari standartların yeniden düzenlenmesi için Meclis’ten destek bekliyoruz.”