Odunpazarı Belediye Başkan Yardımcısı Emre Genç şu ifadeleri kullandı;

“Odunpazarı Belediye Meclisi’nin ne kadar demokratik bir yapı olduğunu hem kamuoyu hem de hemşehrilerimiz yakından görmekte. Bugün de anladığım kadarıyla, demokrasinin gereği olarak AK Parti Grubu bir eylem kararı aldı. Ancak bu kararla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı için şu an için bu konuda bir yorumda bulunmayacağım.

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu ülke daha demokratik, daha özgür ve hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda yönetilecektir. Ve biz bu duruşumuzun arkasında olduğumuzu bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.

AK Parti ve MHP grubu bizleri eleştiriyor ya da demokratik tepkilerini dile getiriyor diye bir sabah baskınıyla evlerinden alınmayacaklar. Haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklanmayacaklar. “Görmüştüm, duymuştum, şöyle bir ifade geçmişti” denilerek, yalancı tanık beyanlarıyla da kimse suçlanmayacak. Bu nedenle demokrasiye sahip çıkmak çok önemli.

Bugün bir tepkileri vardı. Gönül isterdi ki burada olsalar ve asıl tepkilerini meclis salonunda dile getirselerdi. Ancak olmadılar. Gördüğünüz gibi, oy çokluğuyla aldıkları kararlarda bile hangi muhalefet şerhini sunduklarını kamuoyuyla paylaşmadılar. Şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendirmekten imtina ettiler.

Şu anda ülkemizin çeşitli bölgelerinde, ne yazık ki ciğerlerimiz yanıyor. İzmir başta olmak üzere, bugün de Seyitgazi’den, farklı illerden yangın haberleri alıyoruz. Görünen o ki, yine aynı tartışmalar yaşanıyor. Deprem döneminde “Unutmayalım, önlem alalım” diyorduk. Aynı şekilde 4 yıl önceki büyük yangınlarda da gerek yangın söndürme uçakları gerekse müdahale sistemleri konusunda eksiklikleri dile getirmiştik. O günlerde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, belediye başkanlarımız, bizler bu meseleleri gündeme getirdiğimizde AK Parti grubu, “Bu konular siyaset malzemesi yapılmamalı” demişti. Ancak gelinen noktada, bugün hâlâ açık kaynaklarda görüyoruz ki Türkiye'nin envanterinde yalnızca 27 yangın söndürme uçağı bulunuyor.

Gönül isterdi ki AK Partili meclis üyeleri burada olsaydı, eğer yanlış bilgi varsa bizi düzeltselerdi. Ancak ne yazık ki bu da olmadı. Buradan bir ders çıkarmalıyız. Yangınlarda “can kaybı yok” deniliyor ama orada hayvanlar yaşıyor, orada doğa var. İnsanların evleri yanıyor. Belediye başkanlarımız, o bölgelerde büyük bir yardım çığlığıyla destek çağrısında bulunuyor.

Bugün de Seyitgazi’de yaşandı. Allah korudu. Müdahale edildi. Odunpazarı Belediyesi ekipleri de sahadaydı. Bugün OBAK ekibimiz İzmir’e doğru yola çıktı. Orada çalışan, mücadele eden, gönüllü olarak destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Çok zor bir iş yapıyorlar. Ne yazık ki bugün bir vefat haberi aldık. Yangın söndürme çalışmaları sırasında görevli bir personelimizi kaybettik. Allah’tan rahmet diliyoruz. Yangında hayatını kaybeden herkese ve ailelerine başsağlığı diliyoruz.

“Bıçak kemiğe dayandı” denmişti. TÜRK-İŞ bu sözleri “Kemiği de geçti” diyerek eyleme dönüştürdü. Bu eylem yasal hak arayışıdır. Türkiye’nin dört bir yanında işçiler sokaktaydı. Hep bir ağızdan “İnsanca yaşamak istiyoruz” dediler. Tüm kamu işçileri ortak bir kararla demokratik haklarını kullandı ve sokağa çıktılar.

İşçi konfederasyonlarının çok net bir çağrısı var: Günlük ücretin en az 1800 lira olması gerektiğini söylüyorlar. Mevcut ekonomik şartlarda bu bile yetersiz ama ortada bir emek var ve bu emeğe saygı gösterilmesini talep ediyorlar. Biz de bu taleplerin arkasındayız. Peki neden bu mecliste bu konuları gündeme getiriyoruz? Çünkü Odunpazarı Belediye Meclisi halkın meclisidir. Biz burada halkın taleplerini dile getiriyoruz. Alın terinin kutsal olduğuna inanıyoruz. Özellikle sendikal çalışmalar ve toplu sözleşmelerle ilgili olarak belediyemizin yaptığı çalışmalar ortadadır.

Asgari ücretin 22 bin lira olduğu bir dönemde, Odunpazarı Belediyesi’nde en düşük işçi maaşı, tüm imkânlar zorlanarak 30 ile 33 bin lira arasında tutulmaktadır. Şu anda da yeni bir toplu sözleşme süreci başlamış durumda. Ve biliyoruz ki sizler bu süreçte belediyenin tüm olanaklarını zorlayarak, emekçi arkadaşlarımızı en azından belli bir refah seviyesinde tutmak için elinizden geleni yapacaksınız. Biz bu çabayı belediyemizin kendi imkânlarıyla yürütüyoruz. Ancak aynı anlayışın, ülkeyi yöneten iktidar tarafından da kamu işçileri için gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu mesele yalnızca bir toplu sözleşme tartışması değil. Bu mesele, bu ülkede emeğin karşılığının verilmesi, adaletin terazisinin dengede tutulması ve sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi meselesidir. Bu nedenle dün eylem yapan kamu işçilerinin yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak onları destekliyoruz. Meclis üyelerimiz de bu eyleme katıldı. Biz alın terinin karşılığının derhal verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu meclis, emeğin sesi olmaya devam edecek. Bugün 14 bin liraya mahkûm edilmiş emeklinin de, yalnızca yüzde 15 zam almış memurun da, kamu işçisinin de, ezilen her kesimin de yanındayız. Onların sesini demokratik yollarla dile getirmeye devam edeceğiz.

Umarız ki bu sesler duyulur. Umarız bir gün o işçinin feryadı birilerinin kulağına ulaşır. Çünkü her geçen gün ekonomik koşullar daha da kötüye gitmekte. Ve ben inanıyorum ki biz bu mecliste önümüzdeki dönemde daha fazla ekonomik tartışmayı gündeme alacağız.”