AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Engin Vural şu ifadeleri kullandı;
"Kazım Kurt Küçük Sanayi konusunu İstanbul’lu bir firmaya vermesini eleştirdi. Süreç şu şekilde. Bakanlık Sayın Kazım Kurt’a diyor ki, “Tamam, Odunpazarı Belediyesi olarak burayı sen yap. Ancak ne yapacağını projelendir, bana gönder; ben de onaylayayım.” Neden? Çünkü alan “afet riskli alan”; yani bakanlığı ilgilendiren bir alan. Kazım Kurt geçmişte burayı afet riskli alan ilan etmeseydi bugün planlama zaten kendisindeydi.
Biliyorsunuz, afet riskli alanlarda çoğunluk şartı normal kentsel dönüşüme göre daha düşüktür. Örneğin kentsel dönüşümde yüzde 51 aranırken afet riskli alanlarda üçte bir katılım yeterli olur. Yani orada çoğunluğu sağlamak yerine mülk sahiplerinin üçte birini yakaladığınızda projeyi hayata geçirebilirsiniz. Bu nedenle afet riskli alanlar daha hızlı dönüşüm sağlar.
Bakanlığın Kazım Kurt’a yazısında deniyor ki: “1/5.000 ve 1/1.000 planını çiz.” Yani, “Buraya on kat mı yapacaksın, yüz kat mı yapacaksın; ev mi yapmayıp yine sanayi mi yapacaksın; tamamen park mı yapacaksın ne yapacağını bana çiz ve getir.” Kazım Kurt ise “1/5.000’i çizeyim ama 1/1.000’e karışma; onu bana ver, ben yapayım” diyor. 1/5.000’de caddeyi, konut/ticaret gibi lejantları görürsünüz; detay görmezsiniz. 1/1.000’e geldiğinizde kat adedini, altının iş yeri mi ofis mi otel mi olacağını, parsel parsel yapı niteliklerini konuşursunuz.
Hayatın içinden basit bir örnekle anlatalım: Diyelim ki bir araziniz var ve bir müteahhide vereceksiniz. Müteahhidin belediye, arazinin sahibinin bakanlık olduğunu düşünün. “Arkadaş, buraya nasıl bir yapı yapacaksın? Bana bir proje çiz getir” dersiniz. 3 odalı mı, 5 odalı mı; otel mi, konut mu… Önce projeye bakarsınız; matematiğinize uyuyorsa noterde sözleşme yaparsınız. Kazım Kurt’un demek istediği ise şu: “Sen gel, boş kâğıda imza at; gerisini bana bırak.” Bu yanlış bir tavırdır. Kazım Kurt’un “yetki” dediği aslında budur: “Hiçbir şeye karışma, her şeyi ben yapayım.”
Kaldı ki kendisi boş bir imar planı göndermiştir; bu plan bir kere meclisten geçmemiştir. Yani Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin meclisinden bile geçmeyen bir planlamayı bakanlığın nasıl onaylamasını bekliyorsunuz? Ya da bakanlığın bütün yetkilerini size nasıl devretmesini istiyorsunuz? Bu, akıl tutulmasından başka bir şey değil. Kazım Kurt hizmet yapmayı değil, siyaseti tercih ediyor. Oysa yerel yöneticilerin, belediye başkanlarının önceliği hizmet olmalıdır; siyasetlerini de istedikleri yerde sonra yapabilirler."