Eskişehir Filistin ile Dayanışma Platformu adına Levent Baştürk şu ifadeleri kullandı;
“Irkçı sömürgeci Siyonist İsrail Rejimi’nin Gazze halkına karşı başlattığı topyekün imha saldırısından itibaren tam yirmi iki ay geçti. Yirmi iki aydır dünya tarihinde ilk kez, insanlık olarak her akşam canlı yayınlarda bir soykırımı izliyoruz. Siyonist İsrail rejiminin Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım tüm dünyanın gözleri önünde halen devam diyor. Dünyanın çeşitli şehirlerinde, meydanlarında, üniversite kampüslerınde vicdanlı insanlar bu soykırımı lanetlerken, vatandaşı oldukları devletlerden de hesap soruyor. Bizlerde Filistin direnişinden ve direnen Filistin halkından aldığımız güç ile dünya sokaklarını gerçeğin sesiyle inleten mücadele arkadaşlarımızla birlikte, bugün Türkiye’nin birçok şehrinde Siyonist İsrail rejimine ve yerli işbirlikçilerine karşı sesimizi yükseltmek için bir aradayız.
Siyonist İsrail rejimi bir yandan Soykırıma devam ederken, ABD başkanının ve küresel güçlerin desteğiyle ve yeni planlarıyla açlık ve susuzluğa terk ettiği Gazze’yi Filistinlilerden arındırarak yeniden inşa planları yapıyor. İsrail’in, dünya egemenleri, devletleri ve sermayedarlarıyla diplomatik bir demir kubbeyle korunduğunu gören halklar her geçen gün daha gür bir sesle bu soykırıma karşı çıkarak, Latin Amerika, Japonya, Avustralya, Avrupa ve ABD sokaklarını inletiyor ve Siyonist Rejimi koruyan diplomatik demir kubbeyi delmek ve yok etmek için çabalıyorlar. Egemen güçleri korkutan bu toplumsal hareketler hükümetleri İsrail’e karşı tutum almak zorunda bırakıyor. Filistin mücadelesi dünyada yaşanan eşitsizlikleri, yağmayı ve küresel kapitalizmin çıkarlarını görünür kılıyor. İnanıyoruz ki bu haklı mücadele, bir küresel intifadaya dönüşerek doğayı katleden, insanlığı fakirliğe mahkûm eden, savaşlardan beslenen küresel düzenin yıkılmasına da öncülük edecek.
7 Ekim’de bu yana Türkiye sokaklarından Türkiye hükümetine seslendik, yine sesleniyoruz.
Hamaseti bırakın ve derhal harekete geçin.
Irkçı işgalci Siyonist İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı durdurmak ve vicdanın yanında yer almak Türkiye Cumhuriyeti için çok kolay;
- Önce; halkınıza, yani bizlere, gözlerimizin içine bakarak yalan söylemeyi bırakacaksınız. Yani biraz utanacaksınız.
- 22 aydır kesmediğiniz diplomatik ilişkileri keseceksiniz ve diplomatik tanımayı iptal edeceksiniz.
- Ticareti kestik yalanından vazgeçerek, üçüncü ülkeler ve kukla Filistin Yönetimi üzerinden yürüttüğünüz ticarete son vereceksiniz.
- Limanları Siyonist Rejime her türlü ürünleri taşıyan gemilere kapatacaksınız. Siyonist ZIM şirketi tırlarının ülkemiz otobanlarında seyrüsefer halinde olmasına engel olacaksınız.
- Emperyalizmin ülkemizdeki karakolları ve İsrail’in güvenliğinin teminatı üsleri kapatacaksınız.
- Ulaşabildiğiniz bütün platformlarda İsrail’i yalnızlaştırmak için mücadele edeceksiniz.
- Tam Boykot, Tam Ambargo, Tam Tecrit ve Kesintisiz Yaptırım uygulayacaksınız.
- Siyonist soykırımcıyla ortak yatırımları olan Azerbaycan şirketi SOCAR’ın petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e ulaşmasını engelleyeceksiniz. Bu ticaretten Türkiye’nin 1 dolar 27 cent kâr elde ettiğini iddia eden aymazları susturacaksınız ve gerçekten İsrail’e baskı yapacaksınız. Sizin 1 dolar 27 cent kâr elde etmekle övündüğünüz petrol ile Filistin’li çocukların çadırlarında yanarak ve parçalanarak öldürüldüklerini bilen bu ülkenin vicdan sahibi insanları sizden hesap sormaya devam edecekler, gece uykularınız kaçacak...
Soykırımcı Netanyahu’nun ve “Değerli dostum” dediğiniz Trump’ın en büyük destekçileri sizler gibi hamaset nutukları atarak İsrail’e her türlü desteği verenlerdir.
Yirmi iki aydır bunları yapmak yerine hamaset gözyaşları döken AKP hükümeti ve yöneticileri utanmadan İstanbul’da düzenlen İDEF silah fuarında (Uluslararası Sanayi Savunma Fuarı denilen Savaş Suçları Fuarı’nda), İsrail’e silah tedarik eden şirketleri kırmızı halıyla ağırladılar. Bu fuarın mimarlarından Selçuk Bayraktar’ın şirketi İsrail’in silah tedarikçilerinden Leonardo şirketiyle ortak olmakta zerre kadar beis görmedi ve bunu övünerek tüm dünyaya duyurdular. Aynı kişiler utanmadan İstanbul sokaklarında Diyanet İşleri Başkanı’nı da yanlarına alarak fener alayları düzenlediler. Varil başına1dolar 27 cent kazanç ile gurur duyan ve kurtla beraber yiyip çobanla birlikte ağlayan sizler; sizin adınıza utanmaktan biz yorulduk ancak sizler bu iki yüzlülüklerinizden zerre pişmanlık duymadınız.
Bu meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz; riyakârsınız, ikiyüzlüsünüz, yalancısınız.
Bu gerçeği İstanbul sokaklarında dillendiren yani “İşbirlikçiye işbirlikçi” diyen 22 yaşındaki arkadaşımız İsmail Çelik günlerdir tutuklu olarak bulunuyor. Bu meydandan “hepimiz İsmail’iz” derken baskılarınızın bizi yıldıramayacağını ve Filistin’in sesini kısamayacağını bir kez daha seslendiriyoruz.
Saray’ın önünde sizlerden petrol sevkiyatını kesmeninizi talep eden kadınları sürükleyerek gözaltına alanları unutmayacağımız gibi, İstiklal caddesinde, Socar önünde, ülkenin birçok şehrinde işkence ile gözaltına alınan arkadaşlarımızı da unutmayacağız. Bugün yüzden fazla dava açılan Filistin dostlarını bu baskılarla yıldıracaklarını, korkutacaklarını düşünenlere kötü bir haberimiz var.
Susmayacağız, baskılarınıza isyan etmeye, Filistin Direnişinin yanında durmaya, sizin iki yüzlülüklerinizi ifşa etmeye, saraylarınızın kapısını inletmeye devam edeceğiz. AKP hükümetinin en büyük destekçileri olan, doğayı talan eden, her türlü insani hasletten uzak sermayedarlara rahat yüzü göstermeyeceğiz. Tarih AKP iktidarını ve destekçilerini Filistin’e ihanet edenler arasına yazarken, tüm baskılara rağmen dünya ve Türkiye sokaklarını inleten, Siyonist İsrail’i lanetlerken yerli işbirlikçilerini unutmayan vicdan sahibi insanları da onur hanesine yazacaktır.
Bugünkü eylemimizi bitirirken mücadelemizin devam edeceğini ilan ediyor ve sizlerine Filistin halkıyla dayanışmaya davet ediyoruz.”