Porsuk Bulvarı’nda bir konuşma yapan Kadir Yılmaz şu ifadeleri kullandı:

“Bugün burada sağlık çalışanları olarak düzenlediğimiz Sessiz Yürüyüş Organizasyonu’nun yetmiş dördüncü haftasında; zulmün her türlüsüne karşı olduğumuzu ve özellikle çocuklara karşı açılmış bir savaş varken hayatın olağan akışında devam etmesinin mümkün olmadığını vurgulamak için toplanmış bulunuyoruz. Evet, çocuklara karşı açılmış bir savaş.

Çocuklar için harcanan mühimmat, sırf çocuklar zarar görsün diye yapılan onca şey ve bunlar karşısında derin bir sessizlik içerisinde olan bizler... Korkarım, İsrail Gazze’den önce bizi işgal etmiş olmalı.

Öyle ki, böylesi bir zulüm karşısında bile sergilediğimiz bu derin sükût, tepki gösterecek hislerimizin ve duygularımızın ağır hasar almış olduğunun en net delillerindendir.

Hal böyleyken, muhakkak cevabının bulunması gereken sorulardan bir tanesi de şudur: İşgal edilmiş insanlar olarak elimizden ne gelir? Sorunun cevabı açıktır: Kendisini kurtaramayan, başkasını kurtaramaz.

Onlar işgale; kafalarımızdan, kalplerimizden, evlatlarımızdan başlayıp amaçlarına da büyük oranda ulaşmışken, işgale uğramış bir toplumun manevi yaraları sarılmadan zalimlere karşı bir diriliş göstermesi beklenemez. Kendi işgal altında olan, bir başkasını işgalden kurtaramaz.

Herkes, bulunduğu konumda elinde bulunan işi cihat niyetiyle ve hakkını vererek yapmaya gayret etmediği; kendisine ve evlatlarına hâlihazırda yapılmaya devam eden manevi işgallerin farkına varıp bunlara karşı önlem almadığı sürece, korkarım ki ardında toplanılmasını ümit ettiğimiz tevhid çatısı üzerimize yıkılacaktır.

Sivillerin öldürülmesi, binaların bombalanması, yardımların engellenmesi savaş suçudur. Tüm bunlara sessiz kalmak ise insanlık suçudur. Bu insanlık suçuna dur demek için boykot, ciddi bir silahtır. Soykırım yapan İsrail, şüphesiz bu gücünü kendisini maddi olarak destekleyen firmalardan da alıyor.

Bizler, bu insanlık suçuna dur demek için tüm insanları; İsrail’i ve Amerika’yı açıktan destekleyen firmaları boykota davet ediyoruz. Masumlar öldürülürken bizim onlara kurşun olarak dönecek markalardan alışveriş yapmamız, ancak ve ancak zulme ortak olmaktır. Ülkemizi, belediyemizi ve zincir marketleri de bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Ayrıca, tüm hekimleri İsrail’i açıktan destekleyen ilaç firmalarını boykota davet ediyoruz.

Biz; vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Bu minvalde, tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye; bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına sessiz yürüyüş kervanımıza ses olmaya davet ediyoruz.

Unutmayacağız. Normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız.”