Metin Güler geçtiğimiz günlerde, “Yeni imar planları, yen arsalar üretilmesi lazım. Müteahhitler yüzde 50-55 le masaya oturur hale gelmiş. Müteahhit de maliyet bu oranda olunca ister istemez satış fiyatını yüksek tutmak zorunda kalıyor. Bu durum dolayısıyla kira fiyatlarına ble yansıyor. Vatandaş da burada yüksek bir bedel ödemek zorunda kalıyor. İnşallah belediyeler de bu durumu fark eder.” ifadelerini kullanmıştı.
Metin Güler’in açıklamalarını değerlendiren Eskişehir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik şu ifadeleri kullandı;
“Metin Güler başkanımız doğrusunu söylemiş. Biz de yıllardan beri bu açıklamayı gerçekten yapıyoruz. Gerçekten arsa üretiminde, yani gayrimenkul piyasasında arsa payı, gayrimenkulün bir bileşenidir. Arsa üretimi, gerçekten şehrimizde uzun süredir yapılmıyor. Bu üretimin sağlanması gerekiyor. Biliyorsunuz, şehrimiz tek merkezli bir şehir. Bunu her zaman dile getiriyoruz. Şehrimizin genişleyebilmesi için arsa üretimi şart. Bu da otomatik olarak fiyatlara etki edecektir. Bu nedenle, söylenenler son derece yerindedir diyebilirim.
Belediyelerle görüşmeler yapılıyor. Biz gerektiğinde dile getiriyoruz, gerçekten de söylüyoruz. Onlar da bunun farkında. Ancak bizim gözlemimiz, belediyeler şehir merkezindeki eski konutların dönüşümünden yana. Yani büyümeye değil, mevcut yapıların dönüşümüne öncelik veriyor gibiler. Biz bunu da destekliyoruz. Kentsel dönüşüm yönünden baktığımızda, biliyorsunuz şehrimiz deprem yönetmeliğine tabi. Deprem bölgesi bakımından ikinci sırada yer alıyoruz. Çevremizdeki illerde de depremler olduğunu görüyoruz. Şehir merkezindeki birçok yapı nizam evler şeklinde inşa edildi. Vatandaşlarımızın 40, 50 hatta 60 yıllık binalarda oturduğunu biliyoruz. Bu evlerin de hızlı bir şekilde dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Odunpazarı Belediyesi, Erenköy, Huzur ve Çankaya Mahallelerinde uzun yıllardır vatandaşların çözüm beklediği imar planını yaptı. 220 hektarlık bir alanı kapsayan Revizyon Uygulama İmar Planı ile bölgede yapılaşma koşulları iyileştirildi. Ancak 4 kat imar verilmiş. Müteahhitlerin eleştirileri var. Müteahhitler bu noktada haklı olabilir. Bu alanlar, dönüşüm bekleyen, genelde “kenar mahalle” diye tabir ettiğimiz bölgeler. Biliyorsunuz, Diğer kentlerde artık 40-50 katlı yapılar bile inşa ediliyor. Denizin altından tren geçebiliyor. Yani teknoloji ilerledi. Dolayısıyla yüksek yapıların yapılmasının bir sakıncası yok. Bu alanlara 5 ya da 6 kat imar verilebilir. Böylece hem vatandaşların gayrimenkulleri değerlenir hem de müteahhitlerin bu işe girmesi sağlanabilir. Çünkü 4 katta maliyet kurtarmıyor. 5 kat olur, proje ona göre çizilir, beton ona göre atılır. Komşumuz Ankara’ya gittiğinizde her yerde modern yapılar görüyorsunuz. Artık zaman değişti, 4 kat değil, 6 katlı yapılar gayet mümkün.
Yeşiltepe, Fevzi Çakmak ve Şarhöyük mahalleleri hâlâ iki kat imarlı. Müteahhitler bu durumdan da şikayetçiler. Müteahhitler bu konuda da haklı olarak şikayet ediyor. Çünkü orada inşaat ürettiklerinde müteahhitlere kar payı kalmıyor. Vatandaşlarımız o bölgelerde yıllardır mal edinmiş durumda. Bu evlerin de dönüşmesi gerekiyor. Bu dönüşümün sağlanabilmesi için, müteahhitlere kar payı bırakacak şekilde imar hakkının en az bir ya da iki kat artırılması gerektiğini düşünüyorum.”