İzmir'de mücadele etmek kolay değil. Buna rağmen Eskişehirspor sahaya karakter koydu, inancını yansıttı, 3 puanı söke söke aldı.
Teknik Direktör Hakan Şapçı ve ekibini kutlamak gerekiyor. Rakibi çok iyi analiz etmişler. Sahada ne yaptığını bilen, planlı bir Eskişehirspor izledik. Maçın ilk düdüğünden itibaren arzulu, istekli bir takım vardı. Rakibin gücüne göre pozisyon alan, gerektiğinde önde basan, gerektiğinde tempoyu düşüren bir anlayışla oynadılar. Bu taktik olgunluk önemli bir gelişme.
Bornova 1877 SK, Eskişehirspor kalesine gelmekte zorlandı. Savunma hattı disiplinliydi. Orta saha mücadelesi güçlüydü. Golü bulana kadar oyunun kontrolü tamamen Eskişehirspor’daydı. Elbette bazı bölümlerde zorlandık ama oyundan kopmadık. Neticede bu ligde her puanın, her galibiyetin değeri var. 1-0’lık skor kimine az gelebilir. Haklılar, çünkü farkı artıracak fırsatlar da geldi. 4-0 bile bitebilecek bir maçtı. Ama bu ligde “kazandın mı?” sorusunun cevabı evetse, gerisi detaydır.
Tayfun Tatlı’nın attığı gol, o detaylardan biriydi. Basit gibi görünen ama beceri isteyen bir vuruş. Kaleciyi çaresiz bırakan o vuruş, adeta soğukkanlılığın resmiydi. Hasan Şen’in de katkısı büyük. Bu galibiyetin mimarlarından biri o.
Son iki maçta 6 puan aldık. Zirveye doğru tırmanış devam ediyor. Karşıyaka 23 puanda, biz 17’deyiz. Aradaki fark kapanmayacak bir fark değil. Hakan Şapçı’nın takımı güven vermeye başladı, bu güven saha içine de yansıyor.
Önümüzde zorlu bir periyot var: Sökespor, Tirespor, Karşıyaka ve Kütahyaspor. Hepsi çok zor ama kazanılabilecek maçlar. Bu süreçte taraftara büyük görev düşüyor. İç sahada tribünlerin sakin kalması, sadece takımı ateşlemeye odaklanması gerekiyor. Çünkü Sökespor maçında tribün cezası almamak lazım. Çünkü bir sonraki iç saha maçı için Karşıyaka ile. O maç, sadece bir 90 dakika değil. Karşıyaka maçına 6 puan alarak çıkarsak çok başka şeyler konuşuruz.