SOL Parti adına konuşan Ezgi Can Ceylan şu ifadeleri kullandı;

"23 yıllık AKP iktidarıyla tek adam rejimi ülkemizi koca bir bataklığa sürüklüyor. Bir yandan antidemokratik uygulamalar, diğer yandan tüm muhalifleri susturma ve tutuklayarak baskı altına alma politikaları ve nihayetinde emekçiye, emekliye düşman ekonomik politikalar. Dün ise asgari ücret belirleme komisyonu 3. Toplantısını gerçekleştirerek asgari ücreti 28.075 TL olarak açlık sınırının altında belirleyerek bir rezalete daha imza attı.

Türkiye’de bir soygun düzeni kuruldu! Zenginler daha da zenginleşsin diye milyonlarca insan yoksulluğa itiliyor. Ülkenin %20’si servetin %80’ine hükmediyor; halk açlıkla boğuşuyor. Bu düzlemde; asgari ücret görüşmeleri, insanca yaşam talebiyle daha çok sömürme hırsının uzlaşamayacağını bugün bir kez daha gözler önüne seriyor! Asgari ücret görüşmeleri, açgözlü sermayenin emekçilere sefalet dayatmaktan başka bir amacı olmadığını gösteriyor! İnsanca yaşamak ve haklarımızı kazanmak için işçiler, köylüler, emekliler, tüm emekçiler olarak birleşerek mücadele etmekten başka bir yol yok! Uydurma enflasyon hedefinin asgari ücret çıtası olarak belirlenmesi ve asgari ücretin yılda bir kez belirlenmesi on iki aylık soygun ve sefalet demektir.

Türkiye'de asgari ücretli çalışanların oranı yüzde 50'lere asgari ücret civarında ücret alanların oranı ise yüzde 60-70'lere dayanmış durumdadır. Türkiye asgari ücretliler ülkesine dönüşmekte ve emekçi halk her geçen gün yoksullaşmaktadır. Asgari ücretin ortalama ücrete dönüştüğü bu tablo hesaba katıldığında bu tüm emekçiler için sefalet anlamına gelmektedir. Bir avuç sömürücü adına iktidarı yürütenlerin emekçilerin yüzünü güldürecek bir ücret belirleyemeyeceği açıktır.

Fabrikalar, işyerleri işçi mezarlığına döndü. MESEM adı altında çocukların bedenleri bile sömürüye sürülüyor. İşçinin, emekçinin, köylünün, emeklinin, gencin kanını emen vampir bir düzen kurulmuş durumda.

Gençler işsizliğe mahkûm ediliyor; emekleri çalınıyor, diplomaları değersizleştiriliyor. Milyonlar geleceğini yurt dışında ararken Türkiye sermaye için bir köle pazarına çevriliyor. Vampirleşmiş düzen toprağı işlenemez kıldı; doğayı, limanları, madenleri emperyalist tekellere peşkeş çekti.

Bu soygun düzenini emeğin isyanını büyüterek, isyanlarımızı birleştirerek yeneceğiz!

Karanlıktan çıkış, bir avuç sömürücünün hizmetindeki tek adam rejimine son vermekten geçiyor. Bu rejim sermayenin, tarikatların, mafyaların rejimidir. Bizler, emeğiyle geçinen milyonlar, kazanmak için birleşmek ve örgütlenmek zorundayız!

Eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı; ekmek, adalet ve insanca yaşam için birlikte mücadele etmeye, emeğin Türkiye’sini birlikte kurmaya çağırıyoruz.

Asgari ücret anayasada yer aldığı şekilde insanca bir yaşamı sağlayacak düzeye çekilmeli, enflasyondan kaynaklı tüm kayıplar ay ay telafi edilmelidir.

Kaynakların sermayeye değil; halka, kadınlara, gençlere, çocuklara ve toplumsal ihtiyaçlara ayrıldığı emekçinin söz ve karar sahibi olduğu bir ülkeyi hep birlikte kuralım.

Servet Vergisi olmadan vergide adalet olmaz. Dolaylı vergilerle emekçilerin cebine el uzatan bu düzene son verelim.

Kaynakların, faize, silaha ve yandaş teşviklerine akmasına son verelim; ülkenin kaynakları eğitime, sağlığa, istihdama aktarılmalıdır. Eğitim, sağlık, yaşlı ve çocuk bakımı gibi temel hizmetler eşit, nitelikli ve parasız olmalıdır.

İşten çıkarmalar yasaklanmalı; çalışma süresi ücret kaybı olmadan düşürülerek yeni istihdam yaratılmalıdır. Güvencesiz kölece çalışma, iş cinayetleri, MESEM sömürüsü ve çocuk işçiliği son bulmalıdır.

Grev yasakları ve sendikal engellerle emekçilerin eli kolu bağlanıyor. Örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, grev yasakları sona erdirilmelidir.

Sermayenin iktidarı IMF ve patronların emriyle asgari ücreti belirliyor. TÜİK’in sahte enflasyon verileri ile çalışanların büyük bölümü asgari ücret adı altında sefalete mahkûm ediliyor.

Emekliler adeta bir yük olarak görülerek ölüme terk ediliyor. Herkes için insanca yaşanabilir gelir bir hak olarak güvence altına alınmalı, asgari ücret insanca yaşanabilir ücret olarak belirlenmelidir.

Elektrik, su, doğalgaz ve internet zamları sınırlandırılmalı; kiralar denetim altına alınmalı; temel gıdada KDV %1’i geçmemelidir.

Geliri olmayan herkese asgari ücretin yarısı kadar yurttaşlık hakkı geliri verilmelidir. Hiç kimse yoksulluğa ve çaresizliğe mahkûm bırakılmamalıdır.

Kredi ve kart faizlerine üst sınır getirilmeli; 2 milyondan fazla yurttaşımızın borçları yeniden yapılandırılmalı, borç faizleri tamamen silinmelidir.

Ekmek ve Adalet İçin Herkese İnsanca yaşanabilir gelir sağlanmalıdır.

Emekçilere, kadınlara, gençlere, üreticilere, halka düşman bu sömürücü düzenden, tek adam rejiminden birlikte mücadele edersek kurtulabiliriz.

Bu düzen halka düşman. Birlikte mücadele edersek değiştirebiliriz!

Emeğimiz için, alın terimiz için, memleket için tüm halkımızı bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.

Türkiye’yi emeğin Türkiye’si olarak yeniden kuracağız. Çözüm soldadır. Kaynaklar halka harcandığında ekmek de, adalet de, insanca yaşam da mümkündür."