Eskişehir Berberler ve Kuaförler Odası Başkan Adayı Fethi Özkara şu ifadeleri kullandı;

"Bildiğiniz üzere son günlerde ismimi kullanarak gerçekle ilgisi olmayan sözlerle gündem yaratmaya çalışanlara artık cevap verme zamanı. Sizlerle beraber gerçekleştireceğimiz bugünkü güzel söyleşimiz; belediyenin açmış olduğu kent rehberi sürecindeki karmaşayı dahi yönetemeyenlerin, önce "haberim yok" deyip ardından koltuk bağışlayanı söylemesi de bir aşikârdır.

Şimdi biliyorsunuz Kent Berberi açıldı. Belediyemizin çalışması. Ancak bu 4 yılda ben görevde değildim. Ve belediyemizin almış olduğu karar, her zaman saygıyla, sevgiliyle hep çalışmışızdır. Fakat buradaki Kent Berberi'nin alt teması, oda tarafından çalışma yapılmadan üyelerine cevap veremediği için bizi öne atmıştır. Oysa bu 4 yılın içerisinde ciddi anlamda bir çalışma olmadığını herkes bu konuda daha iyi gördü.

Ve alınan kararların arkasında durulamayanı da gördüler. Kendi hatalarını örtmek için sürekli başkalarını suçlayarak meseleyi iyice çıkmaz hâle getirmiştir. Üyelerimizin aklını karıştırıp sonra da "yanlış anlaşıldım" deme çalışmaları artık inandırıcı değildir. İşinizi yüzünüze, gözünüze bulaştırıp ardından durumu toparlamaya çalışmanız sadece komik bir görüntü oluşturmaktadır.

Hatta bir etkinlikte meslektaşlarımızın eğitim seviyesini aşağılayan sözleriniz ise temsil ettiğiniz makamla bağdaşmayan, küçük düşürücü bir davranıştır. Kendi meslektaşlarınıza değer vermeyen birinin bu camiaya söz söylemeye hakkı yoktur.

Eskişehir'de oynanan, biliyorsunuz, Millî Maçımızda meslektaşlarımız kale arkası tribünününe mahkûm edildiği gibi bunu da biliyoruz. Bu da sizin organizasyon becerinizi ortaya koyan başka bir örnektir. Göreve yeni geldiğinizde ben ziyaretinize geldim ve bana şu sözleri söylediniz: "Başkanım, bunlara çok yüz vermişsiniz. Ben sizin gibi veremem." şeklindeki sözleriniz ise üyelerimize bakış açınızı tüm çıplaklığıyla göstermektedir.

Siz kendi hatalarınız yüzünden insanlara yukarıdan bakıyorsunuz. Ben ise kimseyi küçümsemem, kimseyi hor görmem. Kimseden de korkumuz yok çok şükür. Kısacası kurumun düzenini bozan, üyelerimizi rencide eden, kendi hatasını başkalarına yüklemeye çalışan sizsiniz.

Ben doğruları söylemeye, yanlışları yüzünüze vurmaya devam edeceğim. Kimsenin de gölgesinden çekinmem. Değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili bizim sizlere en güzel şekilde sunabileceğimiz bir şey var. Benimle ilgili yapılan Bakanlıkla ilgili söyleşide aynı şekilde şurada bir mısra okudular. Bunu düzgün bir şekilde okuyayım: Daha önceki basın toplantımda "İnceleme raporu düzenlendi" yerine ben "düzenlenmedi" okumuşum. Burada ayrıca bir soruşturma raporu düzenlenmediği anlaşılmıştır. Yani Bakanlığın bir soruşturma raporu düzenlenmediğini anlatmaktı olay. Bunu aldı, verdi, veriştirdi arkadaşımız. Bu konuyla ilgili de ciddi anlamda sizleri bilgilendirme gereği duyuyorum.

Akabinde de değerli arkadaşlar, şimdi hani bir karar defteri meselesi var ya. Bakınız, burada bizi şikâyet ettiğinden dolayı inceleme raporu var. İnceleme bilirkişinin raporunda bakın ne diyor? "2020 yılına ait defterlerin sunulmadığı" diyor. Siz sunmamışsınız kardeşim ya. Siz sunmamışsınız, diyorsunuz ki "Defterleri ne yaptınız, ettiniz?" Ya ben bunun hesabını sordum. Ama asıl gerçek burada arkadaşlar. Hani yalan... ne? Mumu yatsıya kadar yanarmış ya. İşte yalancının mumu burada arkadaşlar. Asıl mum burada. Bunu iyi yakalım lütfen.

Bu arada meslektaşlarımızı hakir görmesiyle alakalı ciddi şekilde bir başkana yakışmayan davranışlar. Üyelerini şikâyet edip, üyelerinin videolarını çekerek yayınlamaya çalışan ve şikâyet üzerine insanları sıkıntıya sokan bir başkanla karşı karşıyayız.

Güzellik salonlarımızın, güzellik salonlarımızın aynı zamanda kayıt dışı çalışanlarla ilgili, temizlik şirketlerimizle ilgili... Hepsinin çalışmalarını, kayıt dışı çalışmaları üzerinde yapılması gereken bazı çalışmalar var. Bunları yapması gerektiği yerde bir başkanın üyesini ne kadar kolladığını ve koruduğunu sadece lafla, sözle, medyada değil, gerçekte de bunu göstermesi gerekiyor. Her zaman "yanlarındayız" diyor. Sadece makamda yanlarında ile olmuyor arkadaşlar.

Görevin masasından, koltuğundan kalkıp insanlara birebir yapacağı hizmeti anlatacak veyahut da uygulayacağı işleri, "sorun ve sıkıntılarınız var mı" diye soracak kişi başkandır. Yetkili kişiysen eğer sorun ve sıkıntı çözmek istiyorsan bunu böyle yapmalısın. Sadece oturduğu yerden "Biz odanın yanındayız", "Üyelerimizin her daim yanındayız" demekle, yalan, yanlış haberlerle kaos yaratmakla, lütfen... Kaos yaratma derken "bize de kaostan besleniyor" diyor.

Biz kaostan değil. Biz gerçeklerden besleniyoruz. Biz gerçek olaylardan besleniyoruz. Biz 12 yıl yaptığımız bu başkanlık görevimizi alnımızın akıyla hiçbir zaman leke getirmedik. İşte burada görüyorsunuz savcılık dilekçemiz de burada. Ve inanın bana her türlü cevabı verdik. Buna rağmen süreç devam ediyor.

Süreç devam ettiği için o konuda hiçbir şey paylaşmıyorum, hiçbir şey söylemiyorum. Ancak buna rağmen biz ceza alacakmışız, onlar bayram edecekmiş.

Bizim odamız bunca yıldır böyle kaoslara mesele olmadı, böyle kaoslara meze olmadı. Biz üyemizin yanındaydık ve gerçekten yanında olduk. Daima sizlerin aracılığıyla üyelerimize faydalı çalışmalarımızı, gerekli Bakanlık çalışmalarımızı bildirdik ve bildirmeye de devam ettik.

Ancak buradaki yapılan bu düzenlemeler için artık "Yeter!" deme zamanıdır. Üye bunun cevabını verecek. Üye, odamızın her zaman yanında olduğumuzu, üyemizin yanında olduğumuzu ve üyemizin yüreklerine girdiğimizi kanıtladı.

Neden? Çünkü Fethi Özkara ve ekibi şu anda Berberler ve Kuaförler Meslek Odası'nın seçimine giriyor. "2 ay kaldı" diye söylüyor, değil mi? Peki, değerli arkadaşlar, 2 ay kaldı da neden günü bir türlü belli değil? Niye saklanıyor? Korkulardan dolayı gününü bile son dakikaya kadar saklama gereği duyuyor.

Lütfen bu konuda kendisini de özveriye davet ediyorum. Eğer ki ciddi anlamda bir şey varsa o zaman şunu unutmamalı arkadaşlar:

Kısacası, kurumun düzenini bozan, üyelerimizi rencide eden, kendi hatasını başkasına yüklemeye çalışan sizsiniz, dediğimi de unutmasın. Çünkü üyelerimizin gerekli duyarlılığını da kendisi burada ya bilmiyor ya da bilmek istemiyor. Sürekli çamurlarla üyelerin üstüne gitmekle hiçbir şey ifade edemez.

Telefonlarımızı hiçbir zaman açmamazlık yapmamışızdır biz. Oysa telefonla ulaşmak bile zorlaşmış artık. İnsanlar, odanın içine girmeye bile uzaklaşmış. Yani inanın ayak dönmüyor. Ayak dönmüyor ki ben de bundan dolayı muzdarip oluyorum, üzülüyorum. Keşke iyi şeyler, güzel şeyler konuşulsaydı, güzel şeyler yapılsaydı da biz de tekrar istenip aday olmasaydık.

Bu konuda ben camiama yürekten güveniyorum. Değerli meslektaşlarımın o güzel duygu ve düşünceleri sayesinde tekrar bu görevi el birliğiyle, verdiğimiz emaneti teslim alacağız ve o emaneti en iyi şekilde, en güzel şekilde ve yukarıya taşımak için o güzel projelerimizi daima nasıl yaptıysak, yaptığımız yapacaklarımızın teminatıdır deyimiyle gerçekten tavana tekrar yükselteceğiz.

Çünkü ayaklar altına gelmiş Berberler Kuaförler Odası, 4 yılda muazzam derecede nabız kaybetmiş her yerde arkadaşlar. İtibar kaybetmiş, vizyon misyon kaybetmiş. Bunlar benim üyelerim için yıllarca uğraşıp da bu hâle getirdiğimiz odayı maalesef ayaklar altına almış. Bu bizim için üzücüdür.

Ancak bunu gerçekleştirirsek, seçimde aldığımız an itibarıyla üyelerim beni çok iyi bilir, ekibimle beraber onlar için en iyi şekilde yapılması gereken, nereye parmak basılması gerekiyorsa kanun çerçevesinde bunların hepsini daima nasıl olduysa aynı şekilde yapacağız arkadaşlar.

Değerli meslektaşlarımın duyarlılığına inanıyorum. Artık iyiyi kötüyü çok iyi seçen ve 4 yılda çok iyi gören bir meslek grubu, üyelerimiz, tüm meslek grubumuzun üyeleri de aynı şekilde. Bizler onlar için var olmuşuz. Hizmeti seven, insanı seven bir yapımızla onları her zaman kucaklamayı yemin etmişiz. Böyle bir görev yapmanın mutluluğunu ve onurunu yaşadım."