Gelecek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Durmazlar şu ifadeleri kullandı;
"Biz hiçbir zaman kendi kadrolarımızla milletvekilliği ya da bir koltuk peşinde olmadık. Bizim burada siyaset yapmamızın en önemli nedeni, artık doğru siyasetin yapılmadığını görmemizdir. Samimi bir siyaset anlayışı ortadan kalktı. En son, iktidar cephesinde 15 Temmuz’da bunu gördük. 15 Temmuz’da da bir ayrımcılık vardı. Buradaki kutlamalarda da bu ayrımcılık hissediliyordu.
15 Temmuz’a baktığımızda, bu olayın neden ve nasıl meydana geldiği, arkasında kimlerin olduğu halen Meclis tarafından açıklanabilmiş değil. 9 yıl önce bir araştırma komisyonu kuruldu. Ancak iktidar kanadından sadece Ahmet Davutoğlu gidip orada ifade verdi. Başka hiç kimse, ama hiç kimse, oraya gidip herhangi bir açıklama yapmadı. Dönemin başbakanı, “düşük profilli başbakan” Binali Yıldırım ise hâlâ bir açıklama yapmış değil. Oysa sonrasında yaptığı açıklamalardan bir tanesi şuydu: “15 Temmuz, benim en istemediğim operasyonlardan biridir.” Bu açıklamanın AK Parti tarafından net şekilde ortaya konması gerekir. Eğer dün 15 Temmuz etkinliklerinde valilik önünde bu sözler dile getiriliyorsa, AK Parti Genel Başkanı olan Binali Yıldırım, bu sözleriyle neyi kastettiğini kamuoyuna açıklamak zorundadır.
Birisi çıkıp eğer “Gelecek Partisi’nde siyaset yapma zemini kalmadı” diyorsa, biz zaten Yeni Yol hareketini bunun için kurduk. Kendisi de buranın milletvekiliydi. Keza dün partiden ayrılan iki milletvekili de Yeni Yol’a gelmek istemedi. Oysa şöyle bir durum var. Parlamentodaki en özgür milletvekilleri bizim milletvekillerimizdir. Üzerlerinde hiçbir baskı yoktur. Karşılarına sadece durumu koyarız, onlar da kendi düşünceleri doğrultusunda hareket ederlerdi.
İsa Mesih Şahin ve Selim Temurci, Yeni Yol’a katılmayı düşünmediler ve Gelecek Partisi adına konuşmalarına devam ettiler. Ancak dün, Gelecek Partisi’nin adının silinmesi veya yok edilmesinden bahsettiklerini gördüm. Oysa Gelecek Partisi ismini taşıyanlar onlardı. Her konuşmalarında, Meclis kayıtlarında, “Gelecek Partisi milletvekili” olarak yer aldılar. Bu durum açık bir çelişkidir.
İkincisi, CHP ile yapılan ittifak döneminde, ben de o süreçte oradaydım. Selim Bey’in, CHP ile iş birliği yapılabileceğine dair beyanlarına bizzat şahit oldum. Nitekim milletvekili adaylıkları açıklandığında, CHP listelerinden girecekleri de netleşmişti. O dönemde buna karşı çıkmaları gerekirdi. Bugün söyledikleri ise samimiyetsizliktir. Kendi kişisel geleceklerini düşünen, kendilerine bir yol açmaya çalışan insanların tutumudur. Şu anda milletvekilliğinin ikinci yılı tamamlanıyor. Bu açıklamalar, “Bir sonraki dönemde nasıl milletvekili olurum?” düşüncesiyle yapılmış açıklamalardır.
Eğer bu baskı ortamı biraz hafiflerse ya da AK Parti güç kaybederse, bugün bizden ayrılan 6 milletvekiline karşılık, 60 milletvekilinin yeniden bize döneceğini düşünüyoruz.
Eskişehir özelinde herhangi bir istifa yaşanmadı. Üyelerimiz arasında da bir istifa söz konusu değil. Yeni yapılacak atamaları bekliyoruz.
Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'nun Atina’dan sonra Orta Avrupa ve Oxford turları olacak. Eğer bu programlar arasında zaman bulabilirsek, Eskişehir’e de gelecek."