İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı;

“Konumuz, 8 Eylül tarihinde başlayan ilk ve ortaöğretim ile önümüzdeki hafta başlayacak Yükseköğretim 2025-26 eğitim dönemine yönelik düşüncelerimiz ve yine geçtiğimiz hafta İzmir Balçova’da 16 yaşında bir çocuğun 2 polisimizi şehit ettiği vahim olay üzerinden sosyolojik bir vaka ve Milli Güvenlik meselesi haline gelen, erken yaşta çocukların suça bulaşması ve sürüklenmesi üzerine yaptığımız inceleme ve düşünceleri vasıtanızla kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Ülkeyi 3 Kasım 2002’den bugüne kesintisiz yöneten siyasi iktidarın en başarısız ve sonuçsuz politikalarının başında eğitim, gençlik ve aile politikaları gelmektedir. “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” iddiasıyla çıkılan yolda, ayarı tamamen bozulan bir hukuk sisteminin yol açtığı sorunlarla; bugün sağlıklı eğitim alamayan, ekonomik daralma ve sıkıntıları en derinden hisseden, sosyal ve idari yanlışları yaşayan kitlelerin çocukları, kendilerine uzanacak bir el bulamamaktadır.

Eğitim, kaliteli şartlar, nitelikli yaşam, şefkat ve devlet desteğinden mahrum kalan bu çocuklar; başka eller tarafından kindarlığa, aşırı uçlara, mafyavari ortamlara ve geleceksizlik belirsizliğine sürüklenerek bir neslin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Her ile üniversite açma iddiası sonucunda üniversite diplomalarının ve yükseköğretim kalitesinin düşmesiyle, mühendislik, eğitim ve sosyal bölümlerden mezun gençler asgari ücretle market çalışanı, tezgahtar olma mecburiyetinde kalmıştır. Yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde 6,5 milyon “ev genci” bulunmaktadır. Yani ne çalışan ne de bir üst eğitime devam eden 6,5 milyon genç.

Zor bir iş başarılmış; milletimizin geleceğini inşa edecek gençlerimiz eve kapanmış ya da kaderini köşesinde sessizce yaşamak zorunda kalmıştır. Yine yaratılan “ya bendensin ya karşımdasın” anlayışı, kişiye özel atamalar, kul hakkı yenilerek yapılan mülakatlar sonucu; referansı olmayan, herhangi bir siyasi yapıya dahil olmayan, belirli gruplar ya da tarikatlarla bağı bulunmayan gençlerimiz işsiz kalmaya ya da asgari ücretin altında işlerde çalışmaya mahkûm edilmiştir.

Her türlü rakam, analiz ve inceleme durumun vahametini çok net ortaya koymaktadır. Benzer şekilde, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen ailelerin dramı ortadadır. Anneler, ellerinde diplomalı işsiz evlatları için kahrolmakta, kapı kapı dolaşmaktadır. Babalar, çocuklarının gururu incinmesin diye akşamdan cebine para koymaktadır. Kendinizi bu ebeveynlerin yerine koyun ve yaşadıklarını hissetmeye çalışın. Gençlerimizin hakkını yiyenler, hak ettiklerini gasp edenler, bunu bilip sessiz kalanlar ve her konuyu “bizim çocuklar” diye değerlendirenler; bildikleri bu gerçeği umursamadan icraatlarına devam etmektedir.

Doğum hızının düşmesi, yurt dışına beyin göçü, ülkeye doldurulan ve ayrıcalık tanınan yabancıların sağlanan kolaylıklardan faydalanması; Türk çocuklarının geride kalmasına, mağdur edilmesine, ihmal edilmesine yol açmaktadır. İlkokula yarı aç giden, zor şartlarda eğitimini tamamlayan çocuklarımız lise ve üniversite dönemlerinde de benzer olumsuzluklar yaşamakta, mezuniyet sonrası hayatın bir başka evresine geçememenin umutsuzluğunu derinden hissetmektedir. Tüm bu söylediklerimiz, genel bir tespit ve yaşanan gerçekliktir. Eskişehir’de de Türkiye’nin diğer şehirlerinde yaşananlarla aynı durum vardır: plansızlık, programsızlık ve “ben yaptım oldu” mantığı.

Defalarca dile getirdiğimiz üzere; Odunpazarı tarihi bölge, Kırmızıtoprak Mahallesi, Osmangazi Mahallesi, Emek Mahallesi ve Kurtuluş Mahallesi’nin okul öncesi ve ilkokul sorunları çözülememiştir. Özellikle en büyük mahalle olan Emek Mahallesi’nde uzun yıllardır bir lise açılamamıştır. Bu mahallelerin çocukları hâlâ toplu taşımaya, yürümeye, fahiş servis ücretlerine mahkûm edilmektedir.

2025-26 yükseköğretim kayıt döneminde başka şehirleri kazanan pek çok öğrencimizin ekonomik sebeplerden dolayı kayıt yaptıramadığını duyuyoruz. Üniversitelerden mezun olup iş arayan gençlerimizin İŞKUR ve şirket kapılarında yaşadığı hayal kırıklıklarını, kendilerinde yarattığı travmaları çok iyi biliyoruz.

Gençler ve çocukların yaşadığı her olumsuzluğun sonucu olarak; ne insanlara, ne ülkeye, ne kurumlara güvenleri kalmamıştır.

Otobüste, tramvayda yer vermedikleri için gençlere saygısız diyenlere; telefonlarını sorgulayanlara; onları duyarsızlıkla suçlayanlara soruyoruz: Bu gençlerin ve çocukların içinde bulundukları hâller, sizin tercihleriniz ve yanlış politikalarınız sonucu yaşadıkları travmaların, sizin tavırlarınızın bir yansıması olabilir mi, hiç düşündünüz mü?

Biz, “Bütün ümidim gençliktedir” diyen; gençler okusun, eğitim görsün diye hükümet konağını liseye çeviren bir liderin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giden Cumhuriyet yurttaşlarıyız. Buradan İYİ Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatı olarak gençliğimize sesleniyoruz: Umudunuzu kaybetmeyin! Bu ülke elbet kuruluş ayarlarına dönecek; fırsat eşitliği, eğitim hakkı, iş güvencesi ile istenen hakkaniyet bir gün yeniden tesis edilecektir.

Bu vatan kolay kazanılmadı. 15’liler koşarak şehadete yürüdü. Kastamonu Lisesi, Galatasaray Lisesi, Konya Lisesi, İzmir Lisesi ateşten yıllarda mezun veremedi. Bölük bölük, sınıf sınıf şehit verdi. O gençlerin şehadetiyle bu topraklar vatan, o mücadeleyle devlet oldu.

Gençler, çocuklar… Ne olur umudunuzu kaybetmeyin. Biz sizi seviyoruz, bizim için siz kıymetlisiniz. Birilerinin yaşıtları yüz milyonluk şirketler kursun, yatlarda gezsin, özel uçaklarla uçsun, son model arabalarla arzı endam eylesin, çalışmadan para kazansın… Bunu elbet gören var, yazan var. Gün gelecek bu makûs talih dönecektir. Türk gençliği ve Türk çocukları hakkını hak ederek alacaktır.

Bünyende milletini, ruhunda vatanını sev; yaşa ve yaşat! Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün güvencesi sensin.

Ey Türk Genci! Zaman, Atan’ın emanetlerine sahip çıkma ve sana gösterdiği hedefe yürüme zamanıdır. “Aslımız neslimizdir” diyerek aymazlık eden ve bu vatan ile milletin geleceğini karartanlara diyoruz ki: Bu memleket dün Türk’ündü, bugün Türk’tür, yarın da Türk kalacaktır. Türk gençleri ve çocukları bunu sağlayacak; Büyük Türk Milleti’nin umudu gençler ve çocuklarımız olarak kalacaktır.”