İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı:

"Biz İYİ Parti Eskişehir Teşkilatları olarak, yapay ve güncel ile alakasız konular üzerinden yürüyen yaygın gündem sürecinin dışında durarak esas olan ve gerçek hayatta yaşananlarla ilgili düşünce ve duruşumuzu aktarmaya devam etmekteyiz.

21 Kasım 2025 tarihinde İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Opr. Dr. Turhan Çömez’in kamuoyuna duyurduğu, detaylar ve belgeler ortaya çıktıkça oldukça ilginç bir hâl alan konuyu; gelinen noktada demokratik bir ülkede sorumlu bakanın, devamında ise hükümetin istifasına yol açabilecek hepimizin malumu olan bu konuyu bugün vasıtanızla paylaşmak ve sonuçlarının vatandaşa nasıl yansıdığının tespitine değinmek istiyoruz.

Ülkemizde et ve süt piyasasını düzenleyip denetlemek ve halkın ekonomik, kaliteli ete ulaşmasını sağlamakla sorumlu yasal kurum, yurt dışından canlı hayvan ve et ithalinde tek yetkili olan Et ve Süt Kurumudur. Bu kurumun siyasi iktidar tarafından 29 Mayıs 2025 tarihinde göreve getirilen Genel Müdürünün, Macaristan ve Çekya’da kurduğu ve hâlen ortağı olduğu şirketler vasıtasıyla genel müdürü ve yönetim kurulu başkanı olduğu kuruma, yani Türkiye Cumhuriyeti’ne canlı hayvan ve et sattığı; bu satılan etlerin ise vatandaşa ulaşmasını bırakın, köfteci zincirlerine, yandaş şirketlere, gross ya da zincir marketlere dağıtıldığı resmî olarak ayan beyan ortadadır.

Dış piyasadan 4 Amerikan dolarına, yani 168 TL kilo fiyatıyla ithal edilen etin vatandaşın sofrasına en uygun şartlarda ulaştırılması gerekirken; alenen ve çekinmeden yapılan peşkeş neticesinde 18 Amerikan dolarına, yani 756 TL ortalama fiyata zincirler ve marketler eliyle piyasa fiyatı katlanarak tüketiciye sunulmaktadır.

Sofrada olması gereken et ve et ürünleri, maalesef toplumun büyük kesimi tarafından bedeli sebebiyle tadı unutulmuş, yemeklik yerine seyirlik hâle gelmiştir. Kasaplar ve et reyonlarının önünden geçilmek istenmeyen yerler olmuştur. Suyunu kaynatmak, yemeklere lezzet katması için alınan kemiğin kilosu bile 150 TL ortalama fiyatla vatandaşın alımından çok uzak hâle gelmiştir.

Bunlar olurken, vicdanını kaybetmiş, imanını paraya ve vatandaşın cebine; kendine emanet edilen beytülmali hortumlamaya bağlamış uyanıklara ‘Sen ne yaptın, ne yapıyorsun, bu ne hâl?’ denilmemiştir. ‘Kimsesizlerin kimsesi, fakir fukara, garip gurebanın yoldaşıyız’ diyenlerden gık bile çıkmamıştır.

Nasıl Yunus Emre Vakfı soyulurken, gümrük kapısında üzerinde kaçak altın yakalanan altın kaçakçısı 3 milletvekili dururken; Türk çocuklarını kuvözlerde canlı canlı ölüme götüren özel hastane sahipleri dururken; bakanlığa dezenfektan satılırken; SPK ve borsa yolsuzlukları ortada dururken; Kızılay olayı hafızalardayken; BDDK Başkan Yardımcısı’nın düğününde bankalardan topladığı trilyonların hesabı bile sorulmadığından Et ve Süt Kurumu skandalında da şimdilik sessiz sinema oynanmaktadır. Her şey ayan beyan belgeliyken muhatap genel müdüre ses çıkmamaktadır.

İddialar duymazdan gelinirken, bunların arkasında kimler var, kimlerle beraber sorusu insanın aklına gelmektedir. Geldiğimiz noktada ülkede yolundan çıkmamış, tartışılmayan, sorgulanmayan bir kurum kalmamıştır.

Bir yanda Et ve Süt Kurumu ve başındaki becerikli Genel Müdür; paralel çalıştığı Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanının oğlu, aynı zamanda iktidar partisi gençlik kolları genel merkez MKYK üyesi bir delikanlı. Yani tam anlamıyla Bremen Mızıkacıları.

Vatandaş et ve ürünlerini vitrinlerde görürken, yerli üretici girdiler ve küçülme sebebiyle can çekişmektedir. Tarım Bakanının ‘Avrupa’da canlı hayvan rekoru bizde’ sözlerine rağmen her yıl katlanan canlı hayvan ve et ürünleri ithalatı sebebiyle on milyarlarca dolar paramız yabancı üreticiye ve aradaki ‘tosuncuklara’ giderken buna ses çıkarmayanları, göz yumanları Yüce Yaradan’ın ve milletimizin takdirine bırakıyoruz.

Diğer tarafta tarihimizin en büyük kul hakkı alan kurumu olan TÜİK, yani bizim TÜİK-YO yine rakamlarla oynamıştır. Emekli, asgari ücretli ve çalışanları ilgilendiren; kira ve fiyatlandırmada baz alınacak oranlar ekim ayında yüzde 2,55 çıkarken, kasım ayı enflasyonunu Aralık ayında güzel bir inceleme, ölçme ve tartmayla yüzde 0,87 çıkarmayı başararak üzerine milyonlarca kul hakkı eklemiştir. Tabi Allah’tan korkmak yok ama üstlerinden aferini çoktan almışlardır diye düşünüyoruz.

İnanın ağlayacağımız hâlimize gülüyoruz diyoruz ama gülemiyoruz.

Bir taraf milletin emanetini yandaşa, candaşa peşkeş çekme derdinde; bir taraf geçmişini silmiş, uçuk ve aslı astarı olmayan beyanlarla tarihi ve milleti inkâr edip emperyalist projelere, vatan hainlerine, bebek ve asker katillerine yol açma, af çıkarma derdine düşünce; PKK’lı bölücüye yol açmakla görevlendirilen bir vatan evladının, şeref sahibi Türk polisinin duygularının taşmasına ve bunu aktarmasına anında onu açığa alacak kadar güçleri yetmektedir.

Kamuda çalışan polislere güçleri yetiyor, Atatürkçü teğmenlere güçleri yetiyor, kamuda çalışan vatan sevdalılarına güçleri yetiyor, sosyal medyada paylaşım yapanlara güçleri yetiyor… Ne hikmetse milyar dolarları götürenlere, iç edenlere gık dahi denilmiyorsa bu ülkede deniz bitmiş, kara görünmeyi bırakın, gemi karadan epey yol almış ve önüne gelen ahlak, etik, hak, hukuk her değeri yerle bir etmiştir.

Buradan Büyük Türk Milletine sesleniyoruz. Teğmen Ebru Eroğlu ve arkadaşları senin evladın. Polis memuru Onur Şener ve onun duygusundaki yiğitler senin evladın. Fırat Yılmaz Çakıroğlu senin evladın. Doç. Dr. Sinan Ateş senin evladın. Beraberinde üniversiteden mezun olup iş bulamayan, marketlerde reyon görevlisi olarak çalışan, tezgâhta bekleyen gençler senin evladın.

Unutma, unutturma. Seni soyan, senden çalan senden değildir. Günü geldiğinde sahte siyasal milliyetçileri, din tacirlerini, hazine yağmacılarını ve yediğin ayazı unutma. O gün mutlaka gelecektir. Ey Büyük Türk Milleti, bu günleri bize Ulu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk hediye etti. Kimsesizlerin kimsesi olarak kurduğu Cumhuriyeti bize emanet etti. Atamızın ve şehitlerimizin emanetine sahip çık. Yarınlar senindir, elbet senin ilelebet senindir. Bu topraklarda son sözü daima Türkler söyler. Hasan Tahsinler, Kaymakam Kemal Beyler, Talat Paşalar bu topraklardan eksik olmaz.

Selam olsun Ebru Teğmene. Selam olsun polis Onur Şener’e. Minnet olsun Fırat Çakıroğlu’na. Minnet olsun Sinan Ateş’e. Minnet olsun Fethi Sekin’e. Minnet olsun Ömer Halisdemir’e.

Yaşayanların varlıkları daim, şehit olanların makamları kutlu olsun.

Rabbim bu milletin hakkını yiyenlerin yediklerini boğazında bıraksın.

Katılım ve katkınız ile sesimize ses olmanıza teşekkür ediyoruz."