İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı;
"8 aydır süren sürecin sonucuna geldiğimiz bu günde, bu sürecin sonunu bekleyen kitle için umut olacak olan ancak resmi muhataplarınca adeta tiyatroya çevrilen Kamu Toplu İş Sözleşmesi’nden ve eleştireceğimiz noktalardan birinin odağında olan, iktidar yanlısı 2 sarı konfederasyon tarafından kamu işçilerinin mutsuzluğuna atılan imzalardan bahsedeceğiz.
1 Mart 2025 tarihinde başlayan ve 2 Ağustos 2025 tarihinde, çok uzun müzakereler neticesinde sessiz sedasız imzalanan 2025/26 Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nde esas beklenti olan maaş artış oranlarında;
2025 yılı ilk 6 ay için %24, ikinci 6 ay için %11,
2026 yılı ilk 6 ay için %10, ikinci 6 ay için %6 zam uygulanacak şekilde toplu iş sözleşmesi süreci tamamlanmıştır.
Önü reklam, arkası hüsran olarak tarihe geçmiştir.
Yetkili konfederasyonların önceki açıklamalarının, rest çekmelerinin ve teklif metinlerinin yanından bile geçmeyen; son anda parıltılı cümlelerle kurdukları “kazanımlar” ile ilgili tablolara, kendi yayınladıkları geçim endeksi, mutfak masrafı ve gerçek enflasyona bakıldığında; sendikaların kabul ettiği ve imza altına aldığı rakamların hiçbir gerçeklikle alakası olmadığı çok net görülecektir.
Maalesef yine bir gece yarısı operasyonu, bir “nasihat” durumu ve sonunda esas imza atacaklar değil; görevlendirdikleri ikincil sorumluların imzalaması ve sessiz sedasız duyurulması.
Konunun vahamet boyutu, kamu işçisinin görmezden gelinip kandırıldığının, layık görülen ücret ve rakamların yanında; bu anlaşmayı duyurma usulünün bile olumsuzluğu görmeye yeterli olduğunu ortaya koymaktadır.
Süreç içinde dikkat çekmek istediğimiz bir nokta ise; siyasi iktidarın 23 yıllık döneminde, anayasal hak olarak sendikalarca değişik iş kollarında alınan 22 grev kararının, “Anayasa Mahkemesi; grev ertelemesi anayasaya aykırıdır” kararlarına rağmen; idari bir yetkinin hak gaspına ve patron kollamacılığına dönüştüğünü bu sürecin bize göstermesidir.
Keyfiyet her yasa ve kanunun önüne geçmiştir. Buna itiraz etmesi gereken konfederasyonlar yine burada öne çıkmaktadır. Sistem buna da çözümü bulmuş; her alanda olduğu gibi yandaşlık üzerine kurgulanmış.
Kamu memur sendikacılığında olduğu üzere, kamu işçi sendikacılığı da bilinen tabirle “çift sarı”ya dönüştürülmüş sendikalar eliyle emekçilerin hak gaspları çok net yapılmıştır, yapılmaktadır. Yani çalışanın grev hakkı da itirazsız bir şekilde askıya alınmış durumdadır.
Ülkenin yaşadığı ekonomik şartlar bellidir. Bir taraf lüks, debdebe, parıltı; diğer taraf asgari ücret mahkumiyeti, sadaka oranlı emekli maaşları, işsizlik, yetersiz beslenme…
Bunun yanında sahte diplomalar, sorgulanamayan, sahiplenilmeyen insanlarımızın sorumsuzca yitip gitmeleri… Yanında olan, yandaş olana dokunulamaz duygusu, gerçekten ama gerçekten insanlarımızı nefes alamaz duruma getirmiştir. Her gün onlarcasını duyduğumuz toplumsal cinnet olayları, sokak güvensizliği, aile trajedileri, yanan yıkılan ocaklar, sanal kumarın intihara sürüklediği insanlarımız, iflas etmiş çiftçi, çaresiz köylü… Sınırsız yetki, sıfır sorumluluk olan bir düzen… Olumsuzlukları görmeyen, duymayan, işitmeyen bir irade ve yanına ekledikleri sanal “uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor” nidaları…
Tüm bu süreçler içinde sürpriz olmayan, 566.000 kamu işçisinin emeğinin, alın terinin hakkı olan ve 8 ay sonunda emrivaki ile emanete ihanet eden sendikal varyasyonla bağıtlanan bir toplu iş sözleşmesi; hayal kırıklığı, boşa çıkan beklentiler ve geleceğe dair umutlu hesapların hüsranla bitmesi olarak sonuçlanmıştır.
Maalesef, mutsuz toplumun mutsuz bir kesimi olan kamu işçilerinin mutsuzluğu ve umutsuzluğu daha da artmış ve hissiyatları körelmiştir.
İYİ Parti olarak, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun 3 Ağustos 2025 Pazar günü Bursa Osmangazi Meydanı’ndaki seslenişinin ruhuyla söylüyoruz:
"Ey Milletim, Ey Köylümüz, Ey İşçimiz, Ey Emekliler, Ey Kamu Çalışanları, Ey Öğrenciler, Ey Kadınlar, Ey Gençler, Ey Çocuklar…Umudunuzu taze tutun, tazelenip yumruğunuzu sıkın, gözlerinizi kısın ve ufka bakın. Çare sensin, çare sizsiniz, çare biziz, çare hepimiziz.Beraberiz, biriz. Nefesimiz tek, kalp atışımız tek ve hissiyatımız tek..."