ESKİŞEHİR HABER

Hasan Demir: "Eskişehir kamuoyu olarak bu olayın karşısında durmak zorundayız"

Zafer Partisi, Eskişehir Mihalgazi’de planlanan altın ve gümüş madeni sahasının ekolojik ve sismik riskler taşıdığı uyarısında bulundu.

Abone Ol

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadeleri kullandı;

"Konumuz Mihalgazi Alpagut-Atalan alanı, yer alması planlanan altın ve gümüş işleme maden sahasıdır. Bu saha nasıl bir önem taşıyor? Bu sahanın önemi şudur: Türkiye’de mikroklima iklimine sahip nadir bölgelerden biridir. Sakarya Vadisi bölgesi olarak değerlendiriliyor. Sakarya Nehri’nin doğrudan beslediği bu alanda doğa turizminin olması gerekirken, yani bitki örtüsü çeşitliliğiyle, tarımsal faaliyet zenginliğiyle, doğası ve havasıyla “bacasız fabrika” olarak değerlendirdiğimiz turizm sektöründe önem atfetmesi gerekirken maalesef bu alan, talan noktasında bir maden bölgesine çevrilmek isteniyor.

Binlerce ağacın katledilmesi, bölgede süregelen tarımsal faaliyetlerin sekteye uğraması, birçok canlı türünün yaşam alanının yok edilmesi, gelecek nesillere güzellikler yerine harabeler bırakılması, su krizinin yaşanması olasılığı yüksek olan ülkemizde ve şehrimizde su kaynaklarımızın pervasızca harcanması gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda, her vatanseverin bu faaliyet karşısında net bir duruş sergilemesi gerekiyor.

Burada bizim önemsediğimiz en önemli nokta şu: İki hafta önce il başkan yardımcımız tarafından Eskişehir’in olası deprem durumu ile ilgili bir paylaşım yapılarak kamuoyu bilgilendirildi. Bugün de o paylaşıma entegre olarak, Alpagut-Atalan altın maden sahasının bulunduğu alanı ve bu alanda yer alan iki tane aktif, net olarak aktif fay hattını gündeme getiriyoruz. Bu fay hatları görselde siyah çizgilerle belirtilmiş durumda ve bir aktif fay hattının mevcut maden sahası içerisinde yer alma olasılığı oldukça yüksek. Olmadığını varsaysak bile, yakınlığı itibarıyla oluşacak herhangi bir depremde bu fayların bölgede yaratacağı sarsıntı, siyanür havuzları üzerinden doğanın tamamen tahrip olmasına, yer altı sularının siyanürle zehirlenmesine ve hatta Sakarya Nehri’nin dahi kirlenmesine yol açabilir.

Biz bu konuyu ilk olarak iki yıl önce Erzincan İliç’te gündeme getirdik. İliç’te hâlihazırda işletilen altın madenine Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ giderek buradaki tehlikeyi kamuoyuyla paylaşmıştı. Aradan bir yıl gibi kısa bir süre geçtikten sonra yaşanan facia ve kaybettiğimiz canlar, bu tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Benzer faciaların Alpagut-Atalan bölgesinde yaşanmasını istemiyoruz. Sakarya Vadisi’nin üretimde ve tarımsal faaliyetlerde büyük bir önemi olduğunu tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz.

Biz Zafer Partisi olarak doğamızı, yaşam kaynaklarımızı ve su kaynaklarımızı makro kapitalizmin tahribatına karşı koruma mücadelesini sürdüreceğiz. Ancak gelinen noktada aldığımız bilgiler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde bu alana Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu verdiği yönünde. Artık sahada altın ve gümüş arama faaliyetleri başlayacak.

Bu süreçte, hükümetin yanında yer alan ve “beşli çete” olarak adlandırılan oluşum içinde önemli bir yeri olan Cengiz Holding yer alıyor. Cengiz Holding’e, genel başkanımızın İkizdere’de katıldığı bir organizasyonda gerekli yanıtlar verilmişti. O zaman da şöyle demiştik: “Evet, biz doğamızı korumak adına, sizin isminizin de geçtiği ‘Cengiz yasaları’na karşı gerekli hukuki mücadeleyi vereceğiz.” Kendileri genel başkanımızı mahkemeye vermişti ancak genel başkanımız bu davadan beraat etti.

Şimdi Alpagut ve Atalan bölgesinde binlerce ağacın katledileceği, yıllık ortalama 9,4 milyon ton su tüketimi beklenen bu madende, su ve doğa kaynaklarımız maalesef birilerinin elinde oyuncak hâline gelmek üzere. Biz Eskişehir halkı olarak bunun karşısında durmak zorundayız. Neden? Çünkü biz bir sömürü ülkesi değiliz. Afrika’daki insanların ne şartlarda yaşadığını biliyoruz. Birilerinin bu bölgedeki değerli madenleri sömürüp gitmesini, geride kalan kalıntılarla yöre halkının yaşamak zorunda kalmasını istemiyorsak, Eskişehir kamuoyu olarak bu olayın karşısında durmak zorundayız.

Bunu Eskişehir kamuoyuyla tekrar paylaşmak istiyoruz. Çeşitli derneklerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasi partilerimiz bu konuda fiilen faaliyetlerini sürdürüyor. Bizler de sürdüreceğiz. Gerek çevre, gerek iklim, gerek su konusunda bu alanın açacağı tahribatın karşısında, tüm hukuki süreçlerde Zafer Partisi olarak Eskişehir halkının yanındayız. Eskişehir halkını bu konuda aktif biçimde mücadeleye ve dayanışmaya davet ediyorum."