Eskişehir Anadoluspor Genel Müdürü İbrahim Ergun şu ifadeleri kullandı;

“Eskişehir Anadolu Spor Faaliyetleri, yani Anadolu Üniversitesi’nin şirketleşme sürecini size başından sonuna kadar anlatmak istiyorum. Bu sayede insanların aklındaki soru işaretlerini ve yanlış anlaşılmaları da gidermiş olalım.

Şehrin takımı olan Eskişehir’in Doğu Üniversitesi’ni, genç altyapı oyuncularını ortaya çıkararak üst liglere taşımak amacıyla bu A.Ş. şirketleşme sürecine başladık. Bazı insanların aklında “Eskişehirspor gibi büyük bir camia varken neden yeni bir oluşum?” gibi sorular oluşabiliyor. Ben de Eskişehir’in bir çocuğuyum. Şehrimizin bir takımı var, Eskişehirspor. Biz de ona destek olarak, Eskişehir futbolunu birlikte nasıl daha yukarılara taşırız anlayışıyla bu yola çıktık.

Öncelikle, Eskişehirspor’la zıt düşmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Geçen yıl BAL Ligi’ndeyken, devre arasında şampiyonluk yolunda bizden takım kaptanımız ve forvetimiz Umut’u istediler. Biz de hiçbir bedel almadan verdik. “Siz şampiyon olun, biz destek oluruz,” dedik. Bu anlayışla yolumuza devam ettik.

Bunun yanı sıra Eskişehir Anadolu Spor Faaliyetleri olarak kendi “kolej takımımızı” kurmak, altyapıya önem vermek istedik. Şirketleşme süreci nedeniyle bazı altyapı faaliyetlerinde gecikmeler yaşadık ama ikinci devrede bu çalışmalara hız vereceğiz. Eskişehir nasıl bir futbol ve spor şehriyse, biz de bu dinamikleri güçlendirip profesyonel seviyelere taşımak istiyoruz. Amacımız sadece spor değil, aynı zamanda istihdam yaratmak, şehre ekonomik katkı sağlamak ve turizme destek olmak. Eskişehirli gençlerin altyapıdan yetişip üst liglere çıkması için bir sistem kurduk. Biz bir anonim şirketiz ve bu yapıyı profesyonel bir şekilde yönetiyoruz.

Bugün kadromuzda 9–10 futbolcumuz Eskişehir’in öz evladı. Hedefimiz bu sayıyı artırmak, kolej mantığında bir takım kurmak ve altyapıdan yeni bireyler yetiştirmek. Tıpkı geçmişte Eskişehirspor’un çıkardığı Alper Potuk gibi, biz de yeni yetenekler yetiştirip şehre katkı sağlamak istiyoruz. Şehrimizin kulübünü önce TFF 2. Lig ve ardından TFF 1. Lig’e taşımak istiyoruz. Amacımız yeni bir marka takım yaratmak, Eskişehir’e bir tesis daha kazandırmak, hatta büyük bir spor kompleksi oluşturmak.

Sadece futbol değil; basketbol, voleybol gibi branşları da ekleyerek Eskişehir’in “spor şehri” kimliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Kısacası; esnafa, gençlere ve şehrin turizmine katkı sağlamak için çıktığımız bu yolda tek amacımız Eskişehir’i yukarı taşımaktır. Devre arasına kadar hedefimiz play-off potasına girmek ve ardından 2. lige çıkmak. Tüm gayemiz budur.

Biz Eskişehirspor’a alternatif, yani FK da olabilirdik. Şirketleşme sürecinde biz, “Eskişehir Anadolu Spor Faaliyetleri” olarak geçtik. Kamuoyunda ve insanlarda “Burası Eskişehir FK mı olacak?” şeklinde bir tepki vardı. Şirketleşme sürecinde sizler de biliyorsunuz; bu kulübün ismini “Eskişehir FK” da yapabilirdik. Sonuç olarak şirketin, yani A.Ş.’nin sahibi Taylan Şahin. Yönetim de bende; hem CEO hem başkanlık görevini ben üstleniyorum. İsim hakkını alırken bunu da yapabilirdik ama bizim öyle bir amacımız yoktu. Şehrin dinamiklerini bozmadan, Eskişehirspor’un 60 yıllık köklü camiasına, onun dokusuna ve taraftarına saygılı olmak istedik. Biz alternatif, kardeş bir takım olarak Eskişehir’e katma değer yaratabilir miyiz; yeni bir tesis, bir stadyum daha kazandırabilir miyiz; Eskişehir’in turizmine ve büyümesine katkı sağlayacak bir marka oluşturabilir miyiz diye yola çıktık. Şirketleşmenin asıl amacı buydu.

Anadolu Üniversitesi’nden ilk teklif geldiğinde, bu kulübü satın almak gibi bir niyetimiz yoktu. “Gidelim, bize burayı satar mısınız?” demedik. Rektör, “Bu kulübü alır mısınız?” diye sordu. Taylan Bey de Anadolu Üniversitesi mezunu olduğu için kabul etti. Ben doğma büyüme Eskişehirliyim. Ayrıca Taylan Bey’in CEO’suyum ve yöneticisiyim. Burada bir ayrım yok. “Ankara’lı iş insanı geldi, Eskişehir’de takım aldı” söylemi yanlış. Neden Eskişehir’de yatırım yapılmasın? Neden burada istihdam oluşturulmasın? 100 milyon liradan fazla bir parayı neden harcasın. Biz sadece bir kolej takımı kurmak istedik. Hocamızla ilk konuşmamızda da ona, “Biz UEFA’ya gitmek istiyoruz, kupaları beraber kaldırmak istiyoruz, bu yolda bir kolej takımı kurmak istiyoruz” dedik. Eskişehir’in futbol dinamiklerini bozmadan, genç ve enerjik bir takım kurmak istedik. Şirketleşme süreci uzun sürdü, bu yüzden altyapıya yeterince yoğunlaşamadık. Ama bundan sonra önceliğimiz altyapı olacak. Bakanlıkla görüşüyoruz. Eskişehirspor tesisleri gibi büyük bir tesis daha yaptığımızda, burada çok sayıda kişi istihdam edilecek. Biz çalışanlarımızı Ankara’dan getirmiyoruz; kulübümüzdeki 20 personelin tamamı Eskişehirli. Eskişehir kazanıyor.

Kütahya’dan maçımıza 1500'e yakın taraftar geliyor. Yönetim, otobüs, futbolcular Eskişehir’in otellerinde kalıyor, restoranlarında yemek yiyor, işletmelere katkı sağlıyor. Sporu bir kompleks olarak düşünmek gerekiyor: Şehre ne kadar katma değer sağlıyor diye bakmak lazım. Eğer biz Eskişehirspor’la farklı bir rekabet anlayışına girseydik, bu yanlış olurdu. Geçen sene Ulaş Entok Başkan bizi arayıp devre arasında kaptanımızı istediğinde hocamız, “Böbreğimizi istediler, verdik” demişti. Biz o oyuncuyu vermesek belki biz de play-off potasına girip üst lige çıkabilirdik. Ama dedik ki Eskişehirspor’un da bu ligde yer alması gerekiyor. Onun da Süper Lig’de olması gerekiyor. Kütahyaspor’la maçımız var. Onları yenmem, Eskişehirspor’un önünü açar. Taraftarın ve kamuoyunun bunu bilmesi gerekiyor.

Bazı sosyal medya söylentilerinde “Takım Ankara’ya taşınabilir” gibi iddialar dolaşıyor. Bu tamamen yanlış. Lisanslı bir spor tesisini başka bir şehre taşımak zaten mümkün değil. Bizim öyle bir niyetimiz de yok. Bizim yatırımlarımız, sanayimiz Eskişehir’de. Bu şehir için varız. Amacımız Eskişehir’i bir spor şehri yapmak; altyapı ve spor okullarıyla çocukları yetiştirmek. “Biz Anadolu’yuz” diyerek yola çıktık. Sloganımız, sporu ve futbolu insanları birleştiren bir araç olarak kullanmak. Geliri düşük insanlara destek olmak, sosyal sorumluluk projeleriyle öne çıkmak istiyoruz. Bu futbol kulübü, sadece sahadaki mücadeleden ibaret değil.

Eskişehirspor’la aramızdaki önyargıların kalkması, şehrin bizi kabullenmesi ve birlikte Eskişehir’e nasıl destek olabileceğimizi tartışmak. Taylan Şahin Bey’in bu şehre büyük bir sevdası var. Gerçekten yatırım yapıyor. Organize sanayide fabrikalarımız, maden ocaklarımız var. Bunları başka şehirlerde de yapabiliriz ama biz Eskişehir’de yapıyoruz. Çünkü mesele şehir sevgisi. Amacımız, bu şehri bir futbol şehrine dönüştürmek; akademik bir kulüp oluşturmak. İlhan Var hocamızın önderliğinde ve sizin desteklerinizle bunu başarabiliriz. Eskişehir neden altyapıdan çocuk yetiştirmiyor, bunu konuşmamız gerekiyor. Neden eksik tekliflerimiz var, neden daha fazla tesis yapılmıyor? Benim gördüğüm, tartışmamız gereken konu bu.

Şehirden tepki geleceğini gerçekten öngörmemiştik. Aslında geçen sene devre arasında futbolcuları verirken de bazı arkadaşlar aracılığıyla söyledik. Biz bu şehrin rakibi değiliz. Rakip olsak o futbolcuları vermez, elimizde tutardık. Ama ne yazık ki kamuoyu bizi Eskişehirspor’a rakip olarak gördü. Oysa biz Eskişehirspor’a rakip değiliz. Biz, Eskişehirspor’un yaptığı gibi “Adana FK” veya “Eskişehir FK” ismini almadık. Şirketleşme sürecinde bize isim hakkı sorulduğunda, “Eskişehir FK” veya “Eskişehirspor FK” adını seçebilirdik. Ancak bunu bilerek yapmadık. Çünkü biz kardeş takımız. Aynı şehrin renklerini taşıyan, aynı kente değer katmak isteyen bir yapıyız.

Belki bu açıklamayı yapmakta geç kaldık. Aslında sezon başında, hatta tesislerde bir basın toplantısı düzenlemeyi planlamıştık. Fakat iş programımız ve takvimimiz uymadı. On farklı şehirde farklı iş kollarında faaliyet yürütüyoruz. Bu yüzden ancak bugüne kaldı. Bu gecikme için kusura bakmayın; başka bir nedeni yok.

Hedeflerimiz çok net. Önümüzdeki yıllarda Türkiye Ziraat Kupası’nı Eskişehir’e kazandırmak istiyoruz. TFF 2. Lig’e çıkmak bizim için bir hedef değil; bu, başarılı bir takımın doğal olarak ulaşması gereken bir aşama. Asıl hedefimiz, belki bazılarına sıra dışı gelebilir ama, kolej takımı sistemini kurup Avrupa Ligi Kupası’nı Eskişehir’e getirmek. Elbette Süper Lig’e çıkmak gerekiyor ama sadece oraya çıkmak yetmez. Bugün, TFF 1. Lig'deyken bile Ziraat Kupası’nı kazanan bir takım Avrupa kupalarına gidebiliyor. Biz de bu yoldan da ilerlemek istiyoruz. Kimi insanlar bunu “hayal” olarak görüyor, ama hayal değil. Bugün Göztepe örneği var; altyapıya önem veren, istikrarlı bir sistem kuran ve başarıya ulaşan bir kulüp. Biz de Eskişehir’de bunu başarabiliriz. Zamanında Eskişehirspor Avrupa’ya gittiğinde bu şehir nasıl bir atmosfer yaşadı, hepimiz biliyoruz. Biz o ruhu yeniden yaşatmak istiyoruz.

Eskişehirspor mutlaka Süper Lig’e çıkacak. Ama arkasından bu şehirde bir takım daha olmalı; aynı hedefe yürüyen, şehre katkı sağlayan bir takım. Unutmayalım ki bu kulüp 1984 yılında Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulmuş bir Eskişehir takımıdır; başka bir kentin değil. Eskişehirspor’un yöneticilerinin hepsi Eskişehirli değil ama biz, Eskişehir’i merkezine alan bir yapıyız. Ankara ya da başka bir şehirle bağdaştırılmamalıyız. Biz Eskişehirspor’u rakip olarak değil, bu şehrin ortak değeri olarak görüyoruz. Amacımız, Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanmak, UEFA Avrupa Ligi'ne katılmak ve bu başarıları yeniden Eskişehir’e kazandırmak. Hep birlikte bu şehre yeniden futbolun heyecanını yaşatacağız."