Karı koca arasına Instagram mı girdi?

Artık ilişkiler iki kişi arasında yaşanmıyor. Bir üçüncü var: ekran. Instagram hikâyelerinde “birlikte kahvaltı”, “gülüşmeler”, “kavuşmalar”…

Abone Ol

Ama bazen o fotoğrafın hemen ardından bir sessizlik, bir gerilim, bir kırgınlık oluyor. Çünkü bugün ilişkilerde sadece sevilmek değil, görülmek de önemli hale geldi.
Ve görülmek, artık çoğu zaman “paylaşılmak” anlamına geliyor.

Psikodinamik açıdan, “görülme arzusu” insanın en temel ihtiyaçlarından biridir.
Çocuk, annesinin bakışında kendini var eder.
Yetişkin olduğumuzda da o bakışı başka gözlerde aramaya devam ederiz.
Ama modern dünyada bu bakış artık bir insanın gözünden değil, bir ekranın parlaklığından geliyor.
Beğeni sayıları, hikâye izlenmeleri, yorumlar…
İlişkinin kalitesi bazen algoritmalarla ölçülür hale geliyor.

Terapide sıkça duyduğum bir cümle var:
“İlişkimiz sosyal medyada çok iyi görünüyor ama biz birbirimizi duyamıyoruz.”
Bu cümle, günümüzün en yaygın çelişkilerinden birini anlatıyor:
Gerçek yakınlık ile ideal imaj arasında sıkışmak.
İmaj korunduğunda ilişki “iyiymiş gibi” görünür, ama gerçek duygusal temas kaybolur.
Gerçek temas başladığında ise, kusurlar görünür hale gelir — ve o zaman çoğu çift, imajın yıkılmasından korkar.

Bütüncül bakışla, ilişkideki denge sadece iki kişi arasında değil; beden, zihin, ruh ve görünürlük alanları arasında da kurulur.
Eğer dış dünyanın “görselliği” iç dünyanın “hakikiliğini” bastırıyorsa, ilişki yüzeyde kalır.
Gerçek yakınlık, dışarıdan kusursuz görünmek değil; içeride dürüst olabilmektir.

Belki de bugün ilişkiler için en büyük meydan okuma, “birlikte görünmek” değil, “birlikte olmak”.
Çünkü bazen en derin bağ, kimsenin görmediği bir anda kurulur.
Ve en sağlıklı ilişki, paylaşılmayan ama hissedilen ilişkidir.