Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi’nin il kongresinde hem bir vefa örneği gösteriyoruz hem de bir birlik ve bütünlük gösterisi yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 19 Mart darbesinden sonra “nasıl olsa dağılırlar, nasıl olsa unuturlar, bir de kongre kavgası başlayınca birbirlerini yerler” diyorlardı. Ama kongre süreci ve 19 Mart süreci şunu gösterdi ki: Cumhuriyet Halk Partisi, tek vücut halinde, tam bağımsız Türkiye’yi kurmak için iktidara doğru yürüyor. Bugün görülen budur.

Tek adaylı kongre olur, ama böyle bir coşku her kongrede olmaz. Önemli olan adayın çokluğu değil, örgütün bütünlüğü ve birliğidir. Çünkü biz şunu biliyoruz: En yakın zamanda yapılacak seçimde Cumhuriyet Halk Partisi iktidardır.

Bu iktidarı gerektiren koşulların tamamı Türkiye’de vardır. Bugün Türkiye’de çalışanlarımızın yarısı açlık sınırının altında maaş almakta, geri kalan kısmının önemli bir bölümü de yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Bu şartlar altında, yokluğu, yoksulluğu, açlığı, hukuksuzluğu konuşmayalım diye bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bu çalışmalar sırasında bazı kayyumcular, Cumhuriyet Halk Partisi’nin altını oymaya çalışıyor. Ama örgüt bu girişimlerin tamamına “dur” demiştir.

Artık Türkiye’de iktidar olacağı kesin olan bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Bu partinin tabanı, örgütü, genel başkanına, cumhurbaşkanı adayına ve geleceğine sahip çıkmıştır. Süreç böyle tanımlanabilir. Cumhuriyet Halk Partisi kongrelerinde çok aday olabilir, çok tartışma olabilir; ama zamanı ve zemini bilen partililer, bu noktada olaya el koymuştur. Bu nedenle bütün ilçelerden gelen delegelerimize teşekkür ediyorum. Partisine sahip çıkan, partililik bilinciyle ve sorumluluğuyla hareket eden tüm üyelerimize teşekkür ediyorum. Biz iktidarı gördük. İktidarı yakalıyoruz. Bunu sadece biz mi gördük? Hayır, başkaları da gördü. %30’u geçen bir Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’de bazıları için tehlike olmaya başladı. Bu tehlikeyi bir an önce ortadan kaldırmak isteyenler, kayyum atayarak partimizi bertaraf etmeye çalışan bir proje yürütüyorlar.

Türkiye’de meşruiyetini yitirmiş bir iktidar, Amerika’dan meşruiyet arıyor. Neyle arıyor? Yüz milyarlarca doları, Trump’la konuşabilmek için bir çırpıda feda edebilecek bir adamla. Türkiye’nin Beylikova’daki madenleri peşkeş çekilmek istenirken, Trump’a verilen paralarla o madenler çok daha kolay şekilde halkın malı olabilirdi.
Ama bugünkü iktidar, bunları teslim ederek Halkbank davalarından kurtulma hesabı yapıyor. Oysa biz “Tam bağımsız Türkiye” dediğimiz için ne Amerika ne Avrupa bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nden memnun. Bizim de hiç umurumuzda değil.

Çünkü biz Türkiye’deki yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin, halkların partisiyiz. Biz halkın partisiyiz. Türkiye’ye bağımsızlığı ve ekonomik refahı getireceksek, bu, bugün yapılan kongrelerin başarısı sayesinde olacaktır. Kongre süreci tamamlanacak. Hepimiz sahada olacağız. Çünkü artık bu şartlar, Türkiye’de erken seçimin zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi’nin yirmi dört saat dimdik ayakta olması şarttır. Bütün üyelerimizin, delegelerimizin, yöneticilerimizin ve başkanlarımızın buna hazır olması gerekir.

Artık bireysel beklentiler bitmiştir. Kimsenin kişisel kavgası yoktur. Kavgamız toplumsal bir kavgadır. Kavgamız, bu halkın ve bu emekçilerin refaha ulaşma kavgasıdır. Ve bunu yirmi dört saat mücadele ederek gerçekleştirmeye söz veriyoruz. Biz, yedi düvele karşı kazma kürekle mücadele eden dedelerin torunlarıyız. Bizi hiçbir şey yıldıramaz. On beş milyon Türk vatandaşının oyuyla cumhurbaşkanı adayı yapılan Ekrem İmamoğlu’nun daha fazla hapiste kalmasına hiçbir hukuk kuralı izin vermez. Ama ne yazık ki Türkiye’de hukuk bitmiştir. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu hâlâ içeridedir.

Nedir tutuklamanın gerekçesi? “Kuvvetli suç şüphesi.” Peki, elinizde kuvvetli suç şüphesi varsa iddianame nerede? İddianame hazırlığı yedi ayı geçti. Suç yaratmaya, delil üretmeye çalışıyorlar. İtirafçılarla, yalanlarla, dolanlarla dosyayı tamamlamaya uğraşıyorlar. Hatta bu “itirafçıların” bir kısmının Cumhuriyet Halk Partili olduğunu söyleyerek bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Asla bu oyuna gelmeyeceğiz! Asla bu tezgâhın sürmesine izin vermeyeceğiz! En kısa zamanda Ekrem İmamoğlu ve şu gördüğünüz kahramanlar özgürlüklerine kavuşacak. Sandık gelecek, cumhurbaşkanını seçeceğiz ve Türkiye’yi kurtaracağız!

Bu kongreler, bu inançla yapıldı. 14 ilçemizde 12'si taşra, ikisi merkez olmak üzeremücadele eden tüm arkadaşlarımı tek tek kutluyorum. Bugün il başkanımız Talat Yalaz tek aday olarak kongreye katılıyor. Tek aday olması bir sıkıntı değil, bir başarı öyküsüdür. O nedenle kendisini tebrik ediyorum.

Biz belediyeler olarak, Fatihliler olarak sonuna kadar örgütümüzün arkasındayız. Biraz önce Yılmaz Hocam’ın söylediği “Kalbiniz altı oku dalgalandırsın” mesajı, bence bugünün ve bundan sonraki dönemin en önemli mesajıdır. Kalbimizin üstündeki 6 oku sonuna kadar dalgalandırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz."