Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

"Öncelikle bu şehir plancılarının gününü kutluyorum. Şehir plancıları deyince de aklımıza ister istemez bu Silivri’de ve İzmir’de yatan Tayfun Kahraman, Buğra Gökçe, Gürkan Akgün, Resul Ekrem Şahan ve Mehmet Murat Çalık geliyor. Bu dostlarımız, bu başkanlarımız ve yoldaşlarımız bize göre haksız yere tutuklandı. 7-8 aylık bir süreç içerisinde henüz iddianamesi bile hazırlanmadığı için bu iddialarımızda da haklı gibiyiz, güçlü gibiyiz. Çünkü şu anda Mehmet Bey'in biraz önce söylediği yargıya güven bugünkü bir ankette %27. Yani Türkiye’deki 4 kişiden 3 kişi yargıya güvenmiyor, biz de onlardanız. Dolayısıyla eğer bu ölçüyü dikkate alırsanız Türkiye’nin dörtte üçü CHP’li. Yani ilk seçimde, ilk seçimde, ilk seçimde göreceksiniz o işi.

Dolayısıyla, dolayısıyla, dolayısıyla haksız tutuklamalar yargıya güveni sıfıra indirdi. Hele hele başsavcının ekstradan maaş alması, yönetim kurulu üyeliği falan gibi şeyler artık işin dibi noktasına geldi. İspatı muhtaç değil, ispatlı, belli, gösterildi. Genel Başkan gösterdi belgeyi, atanma tarihi belli, istifa tarihi belli.

Şimdi bunları, bunları efendim öyle değildir, böyledir, yargı işlevi yürüyor demek sizi kurtarmaz. Yargı 7 aydır iddianamesi bile hazırlanmayan bir yerde adalet olmaz. Niçin tutuklu? Bir iddia. Belge yok, delil yok. Peki beni hakimin karşısına çıkar? O da yok. Şimdi bunun üstünde tartışmayın, altında kalırsınız. İleride de bu işten mahcup olursunuz. Aynı o Zekeriya Öz gibi savcılar çıkacak bu işin içinden. O Silivri mahkemelerindeki hakimler gibi hakimler çıkacak. Bir kısmı hapishaneye girecek, bir kısmı yurt dışına kaçacak ama siz mahcup olacaksınız. O nedenle gerçekten bağımsız yargı diyorsanız karışmayın, bırakın işlevini tamamlasın, yürüsün.

Türkiye hukuk devleti ise, Türkiye’de hukuk işliyor ise, yargıya olan güven %27’lerde olmamalı. %27’lere inmişse burada tehlike başlamıştır. Bunun değerlendirmesini kendiniz yapın. İktidarınız için “işte 23 yılda biz Türkiye’yi kalkındıramadık, bundan sonra kalkındıracağız” diyorsunuz. Yani 23 yılda yapamadığınızı bundan sonra kaç yılda yapacaksınız, ben onu merak ediyorum. Lafa gelince öyle bir atıyorsunuz ki sanki ortalık güllük gülistanlık.

Türkiye’de şu anki iktidardan memnun olan bir tek grup yok. Korkusundan sesini çıkaramayanlar var. Odalar Borsalar Birliği’nden baskıdan ağzını açamayanlar var. Ticaret Odası’nda işte basına çıkıp “çok iyi tedbirler alındı, ekonomi düzgün gidecek inşallah” deyip kahveye gidince ağlayanlar var. Şimdi böyle olmaz bu iş. Özgür bir ülkede herkes düşündüğünü rahatlıkla söyleyebiliyor ise o zaman doğru şey çıkar. Hiçbir ekonomist bu programla seneye enflasyonun düşeceğine inanmıyor. Hiçbir ekonomist Mehmet Şimşek’in yaptıklarının doğru olduğunu söylemiyor. O nedenle bu işler bitti, battık.

Uçak, yerli, milli, işte TOGG diyorsunuz ya atmayın. Arkadaşımız okudu. Yerli uçağı uçuracağız demişiz. Şimdi, şimdi diyorsunuz ki uçuracağız. Şimdi bakın, bakın kimse kimseyi kandırmasın. Biz bu işleri taşeronluğunu yapıyoruz ama nemayı yiyen başkası, lisansın sahibi, işte motorun patronu. Biz sadece iç politikaya dönük olarak bunları kullanıyoruz. Yerli motor vardı, traktör vardı Polatlı’da üretildiydi işte böyle çizmeyi de giyip çıktıydı. Ne oldu? İnşallah onu da bir dahaki seçime yaparsınız. Bunları, bunları anlatınca sinirlenmeyin.

Türkiye’de iyi şeyler oluyor. İyi insanlar var. Özellikle LÖSEV bütün insanların desteklemesi gereken bir kurum. Ben bugün bu farkındalığı yaratan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Gerçekten Löseminin kurtulabilir bir hastalık olduğunu kabul ederek mücadele eden insanları kutlamak gerekir. Devletin de bu konuda bu insanlara şaşı bakmaması gerekir. Devlet kendisinin yapamadığı işi sivil toplum örgütlerinin yapmasından rahatsız olmamalı. Onlara gereken desteği vermeli. Daha objektif ve daha sağlam işler yapıyorlar. O nedenle ben LÖSEV’cileri bir kez daha kutluyorum.

Politik dil konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bize vereceği bir ders yok, bunu unutun. Reziiller, cibiliyetsizler, zürriyetsizler, efendim işte hakaretler biz bunlara alıştık. Sayın Cumhurbaşkanı ağzını açtığı zaman böyle başlıyor. Böyle yapmamalı, o hepimizin Cumhurbaşkanı olmalı. Yani devleti temsil eden bir kişinin bir partinin Genel Başkanı olması kadar abes bir şey olmadığı bir kez daha anlaşıldı. Yani biz Sayın Cumhurbaşkanına bir şey söylemeye kalktığımız zaman Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak mı muhatap oluyor, Cumhurbaşkanı olarak mı muhatap oluyor bilemiyoruz. Bilemediğimiz için de bir şey diyemiyoruz ama bu işine gelince öyle, işine gelince böyle olmaz.

Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı olduğu andan itibaren partisiyle ilişiğini kesmeli. Bu kadar net. Artı Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’de herkese eşit mesafede olmalı, bu da bu kadar net ve demokrasi istiyorsak da herkesin Sayın Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla suçlanmaması gerekir. 300 bin’e yakın dava var vatandaşla Cumhurbaşkanı arasında. Ya böyle bir şey olur mu? Hepimizin Cumhurbaşkanı olması gerekirken 300 bin kişiyle davalı Cumhurbaşkanı olmaz. Küfür mü etsinler? Küfür etmesinler. Küfür etmiyorlar. Şöyle bir sektör oluştu Mehmet Bey, farkında mısınız bilmiyorum: Cumhurbaşkanının avukatları oturuyor sosyal medyada tarama yapıyor. Kim biraz böyle hakaretamiz bir şey söylemiş, tak davayı açıyor, ondan sonra uzlaşmaya çağırıyor, “ver 10.000 lira, anlaşalım” diyor. Böyle bir sektör var. Bu sektörü, bu sektörü yarattı Sayın Cumhurbaşkanının çevresindekiler. Bunlar, bunlar Türkiye’de konuşulacak işler değil ama ne yazık ki böyledir bu iş.

12 Eylül mahkemelerinde avukatlık yapmış bir kişi olarak konuşuyorum. O yargılamaları arar hâle geldik. Bakın, siz uçtuk diyorsunuz, efendime söyleyeyim 25, 45 yıl geçti ama 12 Eylül mahkemelerindeki adalet, bugünkü adaletten daha iyi bir noktadaydı. Yok, asıl sen değil. Ya bırak şimdi, o anayasaya ben hayır dedim, sen evet dedin. Ya bırak nerede ya? 50 kere değiştirdiniz, hâlâ edebiyat yapıyorsunuz. Bu işi bırakın. Artık Türkiye'nin tahammülü kalmadı. En kısa zamanda yapılacak seçimde bay bay gidiyorsunuz ve bir an önce bu seçimi istiyoruz. Cumhurbaşkanı adayımızı da dışarıda istiyoruz."