Kira sözleşmelerinde 10 yıl gerçeği: Ev sahibi mi haklı kiracı mı?

Kira ilişkileri, genellikle bir anahtar teslimiyle başlar ama yıllar içinde karmaşık bir hukuki ilişkiye dönüşür. Türk Borçlar Kanunu’nun 6098 sayılı metninde yer alan 347. madde, bu ilişkiyi yeniden tanımlayan en kritik düzenlemelerden biridir.

Abone Ol

Maddeye göre, 10 (on) yıllık uzama süresi dolduktan sonra, kiraya veren, en az 3 (üç) ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla, hiçbir gerekçe göstermeden kira sözleşmesini sona erdirebilir. Yani, 10 yılı doldurmuş bir kiracı, ev sahibinin bu sürede yaptığı fesih bildirimiyle artık evi boşaltmak zorunda kalabilir.

Örneğin; 01.01.2011 tarihinde yapılan 1 (bir) yıllık sözleşme, kiracı tarafından her yıl uzatıldığında, 31.12.2021 tarihinde 10 (on) yıllık uzama süresini doldurmuş olur. Kiraya veren, 30.09.2022 tarihine kadar yazılı bildirimde bulunursa, kiracının 01.01.2023 tarihinde evi tahliye etmesi gerekir.

Bu düzenleme, önceki 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’dan farklı olarak, kiraya vereni de kiracıyı da belli ölçüde dengede tutuyor. Önceden, kiracılar neredeyse süresiz oturma hakkına sahipken, şimdi ev sahibi de mülkiyetini serbestçe kullanma imkanına kavuştu.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06.02.2017 tarihli, 2017/1437 E. – 2017/793 K. sayılı kararında da bu görüş açıkça desteklendi: on yıllık süresi dolan kiracının tahliyesi, süresinde yapılan yazılı bildirimle mümkündür. Ancak bildirimin TBK m. 348 uyarınca mutlaka yazılı olması gerekir. Aksi hâlde geçersiz sayılır. En güvenli yöntem, bildirimin noter aracılığıyla yapılmasıdır.

Birden fazla kiracı varsa, bildirimin tümüne yapılması da zorunludur. Aksi takdirde fesih işlemi eksik kalır ve kira ilişkisi bir yıl daha uzar.

Bugün birçok kiracı, “10 yılı doldurdum, şimdi ne olacak?” sorusuyla karşı karşıya. Bu düzenleme, ne tamamen ev sahibinden yana ne de tamamen kiracıyı koruyor. Aslında her iki tarafın da planlama yapabilmesini amaçlıyor.

Sonuç olarak 6098 sayılı TBK m. 347, hem kiracılara hem kiraya verenlere şunu söylüyor: 10 yıl sabır, 3 ay dikkat, 1 yazılı bildirim… Hepsi yerindeyse, hukuken yollar ayrılabiliyor.