Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, aile yapısında son yıllarda görülen değişimlere dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Evlilik yaşının yükselmesi, boşanma oranlarının artması ve hiç evlenmeyenlerin çoğalması sonucunda tek kişilik hanelerin oranının yüzde 20’ye ulaştığını belirtti. Bu değişimin, toplum yapısında önemli bir dönüşüme işaret ettiğini ifade etti.
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, Aile Yılı ilan edilmesinin ardından çeşitli dezenformasyon ve itibarsızlaştırma girişimleriyle karşılaştıklarını söyledi. Aile ile kadın kavramlarını karşı karşıya getirmeye çalışan söylemleri anlamadığını belirten Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, birini yüceltip diğerini küçümseyen yaklaşımın hem aileyi hem kadını zayıflattığını ifade etti. Aile kavramını ideolojik kalıplarla sınırlandıran bakışı reddettiklerini söyledi.
Türkiye’de çocuk sayısındaki düşüşün dikkat çekici olduğunu vurgulayan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, günümüzde hanelerin yarısında çocuk bulunmadığını belirtti. TÜİK projeksiyonlarında önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısının 900 bin azalacağının öngörüldüğünü hatırlattı. Bu tablonun temelinde aile kurumunun zayıflamasının yattığını söyledi.
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, nüfus meselesinin yalnızca ekonomik koşullarla açıklanamayacağını dile getirdi. Dünyanın birçok ülkesinde benzer sorunlara yönelik tedbirler alındığını, tek çocuk politikası uygulayan ülkelerin bile aileyi güçlendirmek için adımlar attığını belirtti. Ailenin küresel ölçekte stratejik bir konuma geldiğini ifade eden Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, birçok ülkenin bu alanda ekonomik desteklere önemli yatırımlar yaptığını söyledi. Gözlem yapılması gerektiğini belirterek, “Bir bakın, inceleyin. Sizi davet ediyorum. Dünya projeksiyonuyla ilgili size bir sunum yapayım” sözleriyle çağrıda bulundu.
Aile yapısındaki değişimin önemine vurgu yapan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, bu konuda ortak çalışma gerektiğini ifade etti. Sorunun ideolojik bakışlarla ele alınması halinde ilerleme sağlanamayacağını dile getirdi. Böylece aile yapısı ve nüfus gelişimi üzerine yürütülen tartışmalar, önümüzdeki dönemde daha geniş bir çerçevede ele alınacak gibi görünüyor.