CHP'nin önceki dönem genel başkanlarından Murat Karayalçın şu ifadeleri kullandı;

“Genel başkanımızın Eskişehir'de bütün Türkiye'ye vermiş olduğu mesajı dikkate alarak o mesaj etrafında bir kısa değerlendirme yapma ihtiyacını duyuyorum.

Sayın Genel Başkanımız Türkiye siyasetinde ilk kez duyulan bir kavramı seslendirdi. Anayasasızlaştırma. Ama Sayın Genel Başkanımız bu sözcükte, Türkiye Anayasası'nın uygulanmadığını ortaya koydu. Bu, bana göre bir ülke için düşünebilecek en vahim durumdur. Sayın Genel Başkanımız dün yine Eskişehir'de, Türkiye'ye, Anayasa'nın uygulanmamasıyla birlikte toplumsal sözleşmenin de ortadan kalktığını ya da kalkmak üzere olduğunu ifade etti. "Yeni bir aşamaya giriyoruz, içine girdiğimiz bu aşamadan sonra hiç kimse çıkamaz." şeklinde bir uyarıda bulundu.

Çinlilerin bir lafı varmış, bir bedduaymış, Çin bedduası. "Umarım garip zamanlarda yaşarsın." diyorlarmış beddua etmek istediklerine. Bu tam anlamıyla bize uygulanacak bir beddua. Garip zamanlarda yaşıyoruz. Eskişehir'de sizin bir tane il başkanınız var, değil mi? Biraz önce geldi ve çok güzel bir konuşma yaptı.

İstanbul'da neredeyse 2 tane sayılabilecek il başkanıyla karşı karşıyayız. Düşünebiliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisi'nin il delegelerinin seçtiği, Yüksek Seçim Kurulu'nun mazbata verdiği, Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik var, değil mi? Bizim il başkanımız, Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanı var. Bir de İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, galiba 45. mahkemenin tayin ettiği girişimci kurul içinde, girişimci kurul başkanı ve il başkanı gibi davranan bir başkası var. O başkası mahkemeye başvurmuş ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin il örgütünün hesaplarına girme yetkisini talep etmiş. Bundan daha garip bir zaman olabilir mi?

Anayasa Mahkemesi karar veriyor, bir mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararını uygulamayacağını söylüyor. Anayasamızda çok açık bir biçimde Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmasının gerekli olduğu hükmedildiği halde, geçen hafta Yargıtay Başkanımızın galiba Antep'te düzenlenen bir toplantıda, "Anayasa Mahkemesi'nin kararları uygulanmalıdır." dediği halde, anayasa yazdığı halde uygulanmıyor. Genel Başkanımızın anayasasızlaşma dediği de bu.

Sevgili partili kardeşlerim, ben 1969 yılında Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Bir büyüğüm o tarihte bana, Türkiye'nin temel sorununun tasarruf yetersizliği, yatırım yetersizliği olmadığını, Türkiye'nin temel sorununun yasaların uygulanmazlığı ve umursanmazlığı olduğunu söyledi. Yasaları umursamıyoruz ve yasaları uygulamıyoruz. Şimdi öyle bir aşamaya geldik ki, Sayın Genel Başkanımızın dün Eskişehir'de belirttiği gibi, artık geri dönülmesi çok zor bir aşama bu. Anayasayı da uygulamıyoruz.

Ne yapacağız? Neye güveneceğiz? Bu ülkeyi nasıl yöneteceğiz? Eğer insanlar, yönetim kademeleri, mahkemeler Anayasayı uygulamıyorlarsa, umursamıyorlarsa, nasıl olacak da bu işin içinden çıkacağız? Bundan 102 yıl önce bizim büyüklerimiz, sevgili önderimiz Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu. Laik devlet, sosyal devlet, hukuk devleti, üniter devlet, demokrat devlet niteliklerini taşıyan bir devlet kurdu. "Devlet işlemiyor. Cumhuriyet Halk Partililer, kurduğumuz devletin işlemediğinin farkında mısınız? Sonra gayet pişkin bir şekilde çıkıp, '2002 yılında biz geldiğimizde toplu iğne bile üretilmiyordu,' diyebiliyorlar. Çamaşır makinesi yokmuş, buzdolabı yokmuş, bunu söyleyebiliyorlar. Bu geceleri çoğaltmalıyız. Daha sık bir araya gelmeliyiz. Bu arada birbirimizi dinlediğimiz geceler olmalı. Birbirimizin sesine kulak vereceğimiz geceler olmalı.

2 yıl sonra seçim var. Aslında normal olarak 1,5 yıl, ama bana göre 2 yıl sonra yapılacak seçim. Ben öyle tahmin ediyorum. 2 yıl sonra seçim var. Seçeceğimiz parti meclisi bizi bu seçime götürecek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yönetimi devireceğiz. Çoklu organ yetmezliği içinde olan, devleti çoklu organ yetmezliğine sokan bu yönetimi Cumhuriyet Halk Partisi olarak devireceğiz. Biz geleceğiz, bunları devireceğiz, sonra çökmüş olan devletimizi yeniden inşa edeceğiz. Çökmüş olan toplumsal sistemi yeniden inşa edeceğiz.

Bunun için dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Her şeye direnmemiz gerekiyor. Partimizin yeniden bölünmesine asla fırsat vermememiz gerekiyor. Biraz önce arkadaşım beni Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanı olarak takdim etti. Evet, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin son genel başkanıyım. Son sıralarda, 'Sosyal Demokrat Halkçı Parti yeniden açılıyor,' lafları kulağıma geliyor. Bilmiyorum, duydunuz mu? Sosyal Demokrat Halkçı Parti kapatılmadı ki yeniden açılsın. Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşti, bütünleşti. Kapatılmadı. Dolayısıyla yeniden açılmayacak. Hiç kimse heveslenmesin. Bölünmeyeceğiz, bir bütün olarak çalışacağız, dayanışma içinde olacağız, iktidara geleceğiz, bu düzeni devireceğiz.