Kanal 26'da konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı;
“CHP'nin yıllardır kazandığı Eskişehir’de kentsel dönüşüm konusunda bir arpa boyu mesafe alamadı. Yani bu konunun ciddiyetinin farkında da değiller. Eğer Eskişehir’de bir deprem olursa, bizim öngörülerimize göre çok sayıda bina yıkılacak ve çok sayıda kişi yaralanacak ya da hayatını kaybedecek. Yani ciddi risklerimiz var. Allah göstermesin ama gerçek ortada.
Neden bunu söylüyorum? Hatay’ı gördük, Kahramanmaraş’ı gördük. Geçen hafta Kahramanmaraş’taydım. Bir iş için gittim, depremden sonra yapılan konutları gezdim. Dedim ki: “Bu deprem oldu, buralar yıkıldı. TOKİ yok muydu? Daha önce TOKİ konutları yapılmadı mı?”. “Var” dediler. Dağın eteğinde gösterdiler. “Peki onlar yıkılmadı mı?” dedim. “TOKİ’nin yaptığı konutlar yıkılmadı ve hasar kaydı da yok” dediler. Bazılarında hasar kaydı olduğu için sonradan kontrol amaçlı yıkım yapılmış.
Yani baktığımızda, deprem olsa bile zemini düzgün ve yönetmeliklere uygun binalar yapıldığında binalar yıkılmıyor. O zaman bizim ihtiyacımız olan şey; sağlam zemin etüdü yapılmış, zemini sıkıştırılmış veya sağlam zemine, yönetmeliklere uygun, depreme dayanıklı binalar yapmak. Bizi tek kurtaracak şey bu.
Eskişehir’de özellikle 1999 yılında meydana Marmara Depremi öncesi yapılan binaları bir kenara koymamız lazım. Çünkü o depremden sonra yönetmelikler çok değişti. O deprem bir milat oldu. Mesela fabrika binalarından biliyorum; eskiden fabrika kolonları 40x40 cm iken kesitler büyüdü, daha güçlü binalar yapılmaya başlandı. 17 Ağustos’ta yüz binlerce bina yıkıldı. 2001 deprem yönetmeliğinden sonra yapılıp yıkılan bina sayısı ise 6 Şubat’ta sadece 179.
Birinci önceliğimiz, Marmara Depremi öncesi binaların hepsinin kentsel dönüşümle yenilenmesi. Kentsel dönüşüm, eski binaları rehabilite etmek yerine yıkıp daha dayanıklı binalar yapmak demektir. Bunun için belli imar şartlarını oluşturmamız lazım. Belediyenin tek başına yapamadığını gördük. Yılmaz Büyükerşen 4-5 dönem çalıştı, toplamda sadece 24 dairelik kentsel dönüşüm yapıldı. Demek ki yapamıyor belediye. Madem yapamıyorsunuz, bırakın vatandaş yapsın.
Ama şimdi 2 katlı yere 2-3 kat imar verdiğinizde müteahhit buraya nasıl gelip dönüşüm yapacak? Müteahhidin bir mahalleye talip olabilmesi için, vatandaşın daire sayısı ve metrekaresi kadar daire vermesi, üzerine de imar artışıyla hem maliyetini karşılaması hem de %10-20 civarı kâr etmesi lazım. Belediyeler ise müteahhitlere, esnafa, sanayiciye güvenmiyor.
Ben olsam Eskişehir’de bu işe talip olabilecek müteahhitleri toplar, “Hangi mahallede, nasıl bir imar planı olursa ilgilenirsiniz?” diye sorarım. Çünkü piyasayı en iyi bilen, piyasanın içindeki kişidir. Şimdi belediye kentsel dönüşüm ihalesi açıyor, kimse katılmıyor. Çünkü rantabl değil. Müteahhit para kazanamayacağı bir işe girmez.
Onun için diyorum ki. Kentsel dönüşüm yasasıyla yürüyen işler ayrı, bakanlık olarak yapacaklarımız ayrı, vatandaşın kendi aralarında toplanıp müteahhitlere yaptıracakları ayrı olmalı. Eskişehir bu işi hızlı çözmek istiyorsa belli mahallelerde, örneğin Yeşiltepe’de ada bazında 5 kat imar verilmeli. Yeşil alan artırılarak bu bölgeler dönüştürülmeli.
100 metrekarelik dairesi olan vatandaş, dönüşümden sonra da minimum 100 metrekare daire almalı. İkinci olarak, müteahhitlere “Nasıl bir imar düzenlemesi sizi bu işe çeker?” diye sorulmalı. Yatırımcı bulunmadan bu iş olmaz. Belediye 25 yıldır yapamadı, vatandaş kendi başına yapamaz.
Yatırımcıyla vatandaş arasındaki dengeyi sağlayacak imar planlamasıyla dönüşüm hızlanır. Belediyeler kendi arazilerinde 3.000-5.000 dairelik projeler yapabilir. TOKİ’nin yaptığı gibi uygun fiyatlı daireler satabilir. Böylece kentsel dönüşüm çözülür. Ama bugün baktığımızda, bu konuda önlem almayan belediyeler çok geç kaldı. Deprem her geçen gün yaklaşıyor. İnşallah bundan sonra hızlıca harekete geçerler ama ben şu anda böyle bir adım göremiyorum.”