Özellikle bu bölgede 4 kat imar izni verilmesi, hem müteahhitler hem de arsa sahipleri açısından ciddi handikaplar yaratıyor. İmar planı açıklandığında birçok arsa sahibi heyecanlandı. Yeni bir başlangıç, daha modern binalar, daha konforlu yaşam alanları gibi beklentiler oluştu. Ancak işin ekonomik ve teknik boyutu göz önüne alındığında, bu beklentilerin karşılanması neredeyse imkânsız hale geliyor. Çünkü 2 katlı eski binaların dönüşümünde, arsa sahipleri müteahhitten birer daire talep ediyor. Yeni yapı 4 katla sınırlı olduğunda, ortaya çıkan daire sayısı bu talepleri karşılamaya yetmiyor. Üstelik inşaat maliyetleri artık çok yüksek. Bu durumda müteahhitler ya zarar edecek ya da hiç işe girişmeyecek.
Çevremde görüştüğüm pek çok müteahhit bu düzenlemeye karşı tepkili. Çünkü yapılan işin sonunda alın terinin karşılığı olan kâr yok. Hatta birçok durumda arsa sahiplerinden ekstra mali destek talep edilmesi gerekecek. Bu da süreci hem yavaşlatacak hem de çıkmaza sürükleyecek. Arsa sahipleri kısa vadeli kazanç peşinde koşarken, uzun vadede ellerinde kalan sadece beklenti ve hayal kırıklığı olabilir.
Ben de bu işin içinden biri olarak, bu planın sağlıklı dönüşüm yaratamayacağını düşünüyorum. Eğer gerçekten yapılaşma koşulları iyileştirilmek isteniyorsa, 6 kat imar verilmesi gerekir. Bu hem müteahhidin kazanmasını hem de arsa sahibinin memnuniyetini sağlar. Aksi durumda bölgede dönüşüm yalnızca kâğıt üzerinde kalır.
Planlar yapılırken yalnızca fiziki haritalar değil, ekonomik gerçekler de masaya yatırılmalı. Aksi halde umutla beklenen kentsel dönüşüm, taraflar arasında bir çıkmaza dönüşür.