Eğitim-Sen Şube Başkanı Özkan Demirkol şu ifadeleri kullandı;
"Bu yıl YKS’ye başvurularda ciddi bir düşüş yaşandı. Son 3 yılın rakamlarına baktığımızda, 2023’e kıyasla yaklaşık 1 milyon daha az başvuru yapıldığını görüyoruz. Sınavlar ve sonuçlar açıklandıktan sonra tercih süreci başladı ve geçtiğimiz günlerde yerleştirme sonuçları da duyuruldu. Başvuranların 840 bini lise son sınıf öğrencisi, 1 milyon 100 bini ise mezuna kalmış öğrencilerden oluşuyordu.
Yerleşen ve yerleşemeyen öğrencilerin istatistikleri resmi olarak tam açıklanmasa da liselerden ve okul müdürlüklerinden alınan verilere göre, öğrencilerin büyük çoğunluğunun mühendislik alanlarına yöneldiği görülüyor. Rehberlik öğretmenlerinin de bu süreçte öğrencileri daha çok mühendislik tercihlerine yönlendirdiği ifade ediliyor. Öğretmenlik ve eğitim fakültelerine ise ilginin azaldığı, bunun nedenlerinden birinin yurt dışı imkânlarının artması ve öğrencilerin bu yönde hayaller kurması olduğu belirtiliyor.
Öte yandan, yaklaşık 1 milyon atanamayan öğretmenin varlığı da öğrencilerde ciddi bir kaygı yaratıyor. Kontenjanların daraltılması, mezuniyet sonrası getirilen Milli Eğitim Akademisi süreci ve yeniden eğitim zorunluluğu, öğretmenlik mesleğine olan ilgiyi daha da düşürüyor. Bazı bölümlerde neredeyse hiç tercih yapılmadığı, yalnızca birkaç branşta sınırlı sayıda başvuru olduğu da ifade ediliyor.
Tıp ve hukuk gibi bölümlerde ise kontenjanların azaltılmasıyla birlikte yüzdelik dilimlerde kaymalar yaşandı. Geçen yıl daha alt sıralarda yer alan dilimler bu yıl daha üst sıralara yükseldi. Bu durum öğrencilerin planlarını bozdu. Geçen yılki yüzdelik dilimlere göre tercih yapan birçok öğrenci yerleşemedi. Böylece üst sıralardaki öğrenciler başka alanlara kaymak zorunda kaldı ve domino etkisiyle tüm bölümlerin yüzdelik dilimleri değişti.
YÖK’ün açıklamasına göre kontenjanların %97’si doldu. Ancak öğrencilerle yapılan görüşmelerde, çoğunun hayalini kurmadıkları bölümlere yalnızca boşta kalmamak için yerleştiği anlaşılıyor. Ayrıca ekonomik şartlar da tercihleri doğrudan etkiledi. Aileler, çocuklarını il dışında okutmakta zorlandığı için öğrencilerin önemli bir kısmı kendi şehirlerindeki üniversitelere yöneldi. Bu nedenle pek çok genç hayalini kurduğu bölümlere giremedi.
Ekonomik zorluklar, öğrencileri istedikleri mesleklerden uzaklaştırıyor ve onları istemedikleri tercihlere mecbur bırakıyor. Bu da gençlerin hayallerini kısıtlıyor, toplumsal hayata hazırlanmalarını engelliyor. Ailesinin yanında okumak zorunda kalan öğrenciler, şehir dışında kendi ayakları üzerinde durma ve sosyalleşme imkânlarından mahrum kalıyor. Böylece ekonomik koşullar, sadece eğitim değil, gençlerin hayat deneyimlerini de daraltıyor."