Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Eğitim Başkanı Tuncay Akyol şu ifadeleri kullandı;
"Çözüm denilen bu sürece biz 85 milyonun kardeşliği temelinde destek verdik. Amacımız tam olarak budur. 14 aydan daha fazla bir zaman geçti. Süreç bozulsun istemiyoruz ama her şey Komisyon ve Ada arasında bir oyalamaca dönsün de istemiyoruz.
En başından beri söylediklerimizi tekrar söylüyoruz: Süreci şeffaf bir şekilde yürütün, kamuoyunu doğru bilgilendirin. Düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları kaldırın. Söz söyleyene gözdağı verme şeklindeki, gözaltı uygulamalarına son verin.
Yargının muhalifleri susturmak ve cezalandırmak için kullanışlı bir aparat olmasına sebep olmayın. Çözümü ABD ve İsrail’den gelen telkinlerde değil, bölge ülkeleri ile hakkı üstün tutan bir anlayışla, samimi bir şekilde yapılan sesimizi duyun, önerilerimizi dikkate alın, kandırmacadan, oyalamadan, algı yönetiminden vazgeçin.
İktidar ülkemizi öyle bir noktaya getirdi ki; Türkiye’de özgürlükler ve yasaklar aynı anda konuşuluyor. Neyin serbest neyin yasak olduğuna, kimin serbest kimin tutuklu kalacağına hukuk değil, iktidar karar veriyor.
Bir tarafta Abdullah Öcalan’a özgürlük, genel af konuşulurken, diğer tarafta tutuklu gazetecilerin, 28 şubat mağdurlarının KHK’lıların hiç gündeme alınmaması başka bir plan, başka bir niyet, başka bir dizayn mı var; sorularını akıllara getiriyor.
Bu sürece koşulsuz destek veren de olacaktır, kısmi destek veren de olacaktır, toptyekûn karşı çıkan da olacaktır. Bu çok normaldir ve insanidir. Karşı çıkanı hain olarak yaftalamak doğru değildir. Bir takım tezviratlar uydurup insanların hissiyatını dile getirmelerini cezalandıramazsınız. Misâlen Şehrimizde bir polis memuru bir şeyler söyledi ve jet hızıyla işlem başlatıldı. Elbette üniformasıyla bu işi yapması doğru değildir. Meslek Hukuku içerisinde gerekiyorsa ceza verilsin. Ama düşüncesinden ötürü cezalandırılması asla kabul edilemez. Zira biz üniformalarıyla, unvanlarıyla, makamlarıyla iktidar lehine açıklamalar yapan nice bürokratlar ve kamu görevlileri gördük. Nasıl bu eylem yanlış idiyse bundan öncekiler de aynı ölçü de yanlıştır."





