Sigaranın zararları denildiğinde akla ilk gelen genellikle kalp ve akciğer hastalıkları oluyor. Ancak uzmanlar, bu zararlı alışkanlığın bir başka etkisine daha dikkat çekiyor: tat alma duyusunun zayıflaması.
Uzman Doktor İrem Önlen, sigaranın dil üzerindeki tat tomurcuklarına zarar verdiğini söylüyor. Tat almanın karmaşık bir sinirsel süreç olduğunu vurgulayan Önlen, bu sürecin sigara ile bozulduğunu belirtiyor.
Tat tomurcukları, yiyeceklerdeki kimyasal uyarıları algılıyor ve bu sinyaller beyne taşınarak tat algısı oluşuyor. Ancak sigara dumanı, yüksek sıcaklık ve zararlı parçacıklarla bu hassas yapıları doğrudan etkiliyor. Sürekli içim, tat tomurcuklarının hem küçülmesine hem de sayıca azalmasına yol açıyor.
Uzman Doktor İrem Önlen’e göre, sigaranın içerdiği 4 binden fazla kimyasal maddenin pek çoğu tat alma sürecine doğrudan zarar veriyor. Katran ve toksinler, tat reseptörlerini kaplayarak sinyal iletimini engelliyor. Kurşun ve kadminyum gibi ağır metaller, tat alma duyusunu zayıflatıyor. Karbon monoksit ise kana oksijen taşınmasını engelleyerek tat tomurcuklarının beslenmesini aksatıyor.
Bir diğer önemli etkisi de tükürük üretimini azaltması. Ağız kuruluğuna neden olan bu durum, hem acı hem de metalik bir tat hissine yol açabiliyor.
Peki sigarayı bıraktıktan sonra ne oluyor?
Önlen bu konuda şunları söylüyor: “Tat koku ile birlikte çalıştığı için sigara içen bireyler yemeklerin gerçek lezzetini fark edemez. Ancak sigarayı bıraktıktan 1-2 hafta içinde tat tomurcukları yenilenmeye başlar. 1-2 ay içinde ise tat duyusu belirgin biçimde toparlanır. Bu da yemeklerin tadını daha iyi almaya ve dolayısıyla iştahın artmış gibi hissedilmesine neden olur.”
Sigaranın sağlığa zararları yalnızca iç organlarla sınırlı değil. Damağımızdaki lezzet algısını bile gölgeleyen bu alışkanlık, sadece ciğerlerin değil sofraların da keyfini kaçırıyor.