TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder şu ifadeleri kullandı;

"Ziraat mühendisleri ve tarımı ele alırken çok yönlü değerlendirmemiz önemli. Çünkü ziraat mühendisliği, multidisipliner bir meslek dalıdır. Burada kamuda, özel sektörde ve serbest çalışan ziraat mühendisleri olarak ayrı başlıklar altında inceleyebiliriz.

Kamuda çalışan ziraat mühendisleri meslektaşlarımızın öncelikle özlük hakları ile ilgili sorunları var. Özlük hakları içerisinde; ücret, izin durumları, çalışma saatleri, sağlıkla ilgili konular, tayin gibi başlıklar yer alıyor. Özel sektörde çalışan ziraat mühendislerimizin de benzer sorunları mevcut. Ayrıca özel sektörde çalışanlar, fazla mesailer nedeniyle çok fazla yol kat ediyor. Bazıları neredeyse şehirler arası otobüs şoförleri kadar seyahat ediyor. Bu da önemli bir sorun.

Özel sektörde çalışan ziraat mühendisleri ile ilgili özellikle belirtmek istediğim bir husus var: Kimileri zirai ilaç bayilerinde görev yapıyor. Son yıllarda bitki koruma ürünleri (BKÜ) satışı için gerekli olan “Bayi ve Toptancılık Sınavı” oldukça önemli hale geldi. Geçen yıl bu sınav 24 Kasım’da yapıldı. Bu yıl ise 5 Ekim’de yapılacak. Önceden bu sınav Tarım Bakanlığı tarafından düzenlenirken, geçen yıl ilk kez ÖSYM tarafından gerçekleştirildi. Bu yıl da ÖSYM tarafından yapılacak. Ancak 6-7 yıl önce alınan bir kararla ne yazık ki bu sınava bizim alanımız dışındaki meslek dallarından kişiler de girebiliyor. Örneğin orman mühendisleri, eczacılar, kimya mühendisleri gibi…

Bu kulvar özellikle ziraat mühendislerine aittir. Biz TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak her platformda bastıra bastıra söylüyoruz: Bu sınava farklı mesleklerden kimsenin girmemesi gerekir. Çünkü bu işi yapacak, bitkilerin hastalıklarıyla, tohumuyla, gübresiyle, ilacıyla ilgilenecek, gerekli dersleri 4 yıl boyunca alan tek meslek dalı ziraat mühendisliğidir.

Serbest çalışan ziraat mühendisleri de özel sektörde çalışanlarla benzer sorunlara sahip. Ayrıca İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) konusu da çok önemli. Hem zirai ilaç bayilerinde hem kamuda hem de özel sektörde çalışan meslektaşlarımız için İSG büyük önem taşıyor. Ancak Türkiye’de İSG uygulamalarında eksikler mevcut.

Bunun yanı sıra ziraat mühendisleri arasında “tarım danışmanlığı” konusu var. Geçmişte daha aktif olan bu sistem, bugün daha pasif durumda. Oysa her mahalleye, eski ifadeyle her köye bir tarım danışmanı atanması gerekir. Çünkü tarım danışmanı o toprağı ve ekolojiyi bilir, hangi bitkinin yetiştirilebileceğini, suya göre nasıl planlama yapılacağını, verim alınabileceğini ve hastalık risklerini bilir. Tarım danışmanlığının yeniden aktif hale getirilmesi ve bunun liyakatle yapılması çok önemlidir.

Pandemi döneminde gördük ki tarım, gıda güvenliğine kadar uzanan bir zincir olarak stratejik öneme sahip. Tohumdan hasada, hasattan muhafaza ve paketlemeye, satışa kadar tüm süreçte ziraat mühendislerinin rolü büyüktür. Ancak ne yazık ki bazı kadrolara ziraat mühendisi yerine başka meslek gruplarından kişiler atanıyor. Veterinerlik, gıda mühendisliği, öğretmenlik, tıp gibi alanlarda da aynı ilke geçerli olmalı: Hangi meslek dalı gerekliyse, o meslekten kişiler görev almalı.

Ziraat mühendisleri, geçmişte de söylediğim gibi, Türkiye’de hak ettiği değeri göremiyor, itibarsızlaştırılıyor. Bunun temelinde ilgili kurumların bakış açısı, toplumun algısı ve ziraat fakültelerinin durumu yatıyor. Ziraat fakülteleri, yakın illerde birbirine çok yakın şekilde kurulmak yerine ihtiyaca göre planlanmalı. Eğitim kadrosunun yanı sıra uygulamalı eğitime ağırlık verilmeli ki mezun olan öğrenciler sahada çalışabilecek donanıma sahip olsun.

Geçmişte TAGEM (Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü) ve TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) gibi kurumlarda, mezun olan öğrenciler 1-2 yıl hizmet içi eğitim alır, uygulama deneyimi kazanırdı. Böylece sahaya çıktıklarında kalifiye personel olarak görev alabilirlerdi. Günümüzde ise iş yerleri “3-5 yıl tecrübeli” personel arıyor ama yeni mezun öğrenciler bu şansa sahip olamıyor.

Biz Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak “Genç ZMO” oluşumumuzla bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Genç meslektaşlarımıza kariyer ve mesleğe hazırlık eğitimleri veriyoruz. Üniversiteler, bakanlıklar ve özel sektör, staj ve istihdam süreçlerinde daha sıkı bir iş birliği yaparsa, öğrenciler bilinçli şekilde mesleğe adım atar, sektör kalifiye ziraat mühendisleri kazanır.

Bu, çiftçimiz ve halkımız için olduğu kadar kurumların verimliliği için de büyük fayda sağlar. Tarım sektörü, Türkiye’nin de dünyanın da geleceğinde en kritik alanlardan biri olmaya devam edecektir."