TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder şu ifadeleri kullandı;

"Ülkemizin tarım arazileri ve orman alanları her geçen gün daralıyor. Yakın zamanda, TBMM’den zeytinliklerle ilgili Maden Yasası geçirildi. Cennet vatanımızın ekosistemi geri dönüşümsüz olarak elden çıkarılıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, tüm bakanlıkların üzerinde bir yetki ve statü ile donatıldı. MAPEG(Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü); zeytinlikler, meralar ve ormanlar özel yetkilerle donatıldı. Bu durum; Toprak Koruma Kanunu, Mera Kanunu, Zeytinlik Kanunu ve Mera Kanunu’nun hükümlerine aykırıdır.

Suyun; yaşamsal öneminin her geçen gün şiddetle hissedildiği Akdeniz İklim Kuşağı’nda yer alan ülkemizde, madenlere öncelik verilerek tarımın ve habitatın önemsenmediğini görmekteyiz.

Bununla birlikte; 1 hafta kadar önce açıklanan 2026-2028 Orta Vadeli Plan(OVP)’da tarım sektörüne yeterli kaynağın ayrılmadığı da aşikârdır.

2025 yılı Mart ve Nisan aylarında yaşadığımız ilkbahar geç zirai don olayları, kuraklık, yağış rejiminin düzensizliği gibi olumsuzlukları, iliklerine kadar hisseden çiftçinin; OVP’na göre sulama yatırımlarının % 91 oranında azaltılması çelişkidir.

Tarım Kanunu’na göre, GSMH’nin en az % 1’inin tarımsal destek olarak çiftçilere verilmesi gerekir.

Son yıllarda gerek bitkisel üretim gerekse hayvansal üretimde bulunan çiftçilerimizin borçları artış göstermiştir ve bu borçların ödeme noktasında büyük zorluklar yaşanmakta olup, üretim yapmak için banka kredilerine başvurmak zorunda kalmaktadırlar. Özellikle; gübre, tohum, mazot ve elektrik gibi temel tarım girdilerinin yüksek fiyatları, çiftçilerin kâr oranlarını ciddi şekilde düşürmekte ve üretimden vazgeçmelerine neden olmaktadır.

Üretim planlamasının yetersiz olması nedeniyle bazı ürünlerde aşırı arz, kimisinde yetersiz arz yaşanmaktadır. Suya göre tarım yapılması zorunluluğu sürekli ilgili bakanlıklar tarafından belirtilse de, uygulamada suyun yönetilemediğini sadece tarım sektöründe değil, ülke olarak yaşadığımız sıkıntılı günlerden geçmekteyiz. Ayrıca; üretici ile tüketici arasındaki uzun aracılık zincirleri, hem çiftçinin düşük gelir elde etmesine, hem de tüketicinin yüksek fiyat ödemesine sebep olmaktadır.

Gıda enflasyonunda dünya birincisi olan ülkemizde bu durumun ana nedeni kuraklık, zirai don gibi faktörler değildir. Bu durum sonuçtur aslına bakarsak! Burada neden, Tarım politikamızdır.

Somut, bütçe ayağı olan ve çiftçiye ulaşan bir tarım modelinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Verilen desteklerin çiftçilere zamanında ulaşması ve tarımsal girdi maliyetlerinin düşürülmesi esastır. Özellikle mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi tarımsal girdilerde KDV ve ÖTV indirimlerinin yapılması şarttır. Yerli üretimimizi arttırmak zorundayız. İthalat bağımlılığımız artarsa, gıda güvenliğimiz de tehlikeye girer ve tarımda yaşadığımız zorluklar daha da derinleşir.

Türkiye’nin gıda güvenliği, ekonomik sürdürülebilirliği ve kırsal kalkınması için tarımdan tasarruf edilemez!

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası(ZMO) Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu olarak; meslektaşlarımızın tarım politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde daha etkin aktör haline getirilmesini gerekliliğini vurguluyoruz!"