Eskişehir Ekoloji Derneği tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Toprağın, suyun, havanın ve tüm canlıların birbirine dokunduğu bu gezegende, yaşamı savunmak bir tercih değil, zorunluluktur . Eskişehir Ekoloji Derneği olarak, doğa talanına, ekolojik yıkıma ve yaşam alanlarımızın sermaye çıkarlarına feda edilmesine karşı verdiğimiz mücadeleyi büyütmek ve yeryüzünün sesi olmak, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, bastığımız toprağın haklarını savunmak için bir araya geldik. Eskişehir Ekoloji Derneği olarak, doğanın parçası olduğumuzu unutmadan, onunla uyum içinde yaşamanın yollarını örmek için yola çıkıyoruz.
Şimdi, betonun ve kâr hırsının karşısında yaşamı savunma zamanı! Derelerimiz özgür akmalı, ormanlarımız nefes almalı, kentimiz insan ve diğer canlılar için adil bir yuva olmalı.
Eskişehir'in eşsiz doğasını, su kaynaklarını ve tarım arazilerini tehdit eden siyanürlü altın madenciliği ve diğer vahşi madencilik projelerine , Termik Santral projelerine ve benzer ekokırım projelerine karşı verdiğimiz mücadeleyi büyütmek, hem toplumsal hem de hukuki yollarla ekokırım projelerine karşı mücadele etmek, kentin betonlaşmasına, yeşil alanların talan edilmesine engel olmak, temiz su ve gıda hakkımızı savunmak, yerel ve ulusal düzeyde dayanışma ağları oluşturmak için *Eskişehir Ekoloji Derneği'ni* kurduk. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu'nun bir bileşeni olan derneğimiz, platformun mücadelesini tüzel kimlikle büyütmeyi ve desteklemeyi de hedefliyor.
Şehrimiz Alpagut Atalan Siyanürlü Altın madeni projesi başta olmak üzere benzer birçok ekokırım projesinin tehdidi altında. Sakarya vadisi bir maden havzasına çevrilmek isteniyor. Altın madenciliği, ekosistemi, doğayı ve tüm canlılarla birlikte yaşam alanlarını geri dönülmez şekilde tahrip eden bir faaliyettir. Biz doğal varlıkları yalnızca insanın çıkarları doğrultusunda değerlendirmenin yanlış olduğunu savunuyoruz. Doğa yalnızca insan için değil, kendi varlığı için değerlidir. Altın madenciliği dahil olmak üzere benzer faaliyetler doğada milyonlarca yılda oluşmuş düzeni yani ekosistemi bozacaktır. Şirketlerin ve iktidarların kar amacıyla doğayı ve yaşam alanlarımızı yağmalamasına ve ekosisteme geri dönülmez hasarlar vermesine seyirci kalamayız.
Kentimizin ekolojik dengesi her geçen gün daha fazla zarar görürken, bizler "Bu kentin doğası ve geleceği bizim sorumluluğumuzdur." diyerek harekete geçtik. Doğa talanına dur diyoruz. Havamıza Suyumuza Toprağımıza sahip çıkıyoruz.
Mücadelemiz, ancak kolektif bir güçle anlam kazanacak.
- Derneğimize üye olarak ,
- Gönüllü çalışmalarına katılarak,
- Kampanyalarımızı destekleyerek,
- Sosyal medyada sesimizi yükselterek
bizlere katılabilir, bu haklı mücadelede yerinizi alabilirsiniz.
ÇAĞRIMIZDIR!
Doğa yoksa yaşam da yok!
Yeryüzünün bize atalarımızdan miras kalmadığını, çocuklarımızdan ödünç aldığımızı bilerek, Eskişehir’in nefes aldığı her alanı savunmak, çocuklarımıza yaşanabilir bir kent bırakmak için birlikte direneceğiz. Gelin, bu mücadelede de yan yana duralım!
DOĞA, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK!"