SOL Genç adına konuşan Deniz Bursalı şu ifadeleri kullandı;

"2025 yılında en az 87 çocuk bu kirli düzenin çarkları arasında katledildi, bugün burada bunun için konuşuyoruz. Bu düzenin sorumlusu olan tek adam rejiminin tarikatçı ve piyasacı aparatı Yusuf Tekin’e ve yaratılan kirli MESEM düzenine karşı bir araya gelen 16 arkadaşımız hâlâ cezaevinde, biz dostlarımızın yanındayız ve bu katil düzene karşı bulunduğumuz her alanda omuz omuza mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.

Katil sömürü düzeni yeni canlar almaya devam ediyor, her gün daha da vahşileşen bu düzenin çarkları arasında hayatta kalmaya çalışan birçok sıra arkadaşımız ve çok sayıda çocuk artık aramızda değil. Biliyoruz ki bu ölümler kaza değil, bunlar sistemli ve acımasız bir sömürünün sonucudur. Her gün sayısız çocuk ve sıra arkadaşımız kayıt dışı atölyelerde, tarım alanlarında, madenlerde ve taşeron şirketlerde sessizce yok sayılıyor, her çocuk için zorunlu olan eğitim hakkına göz göre göre saldırılıyor ve zorunlu eğitim, piyasacı ve tarikatçı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin eliyle tartışmaya açılıyor.

Zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasındaki amaç açıktır, kamusal eğitim hakkı gasp edilmek istenmektedir. Patron örgütleri istedi diye sermayenin erken yaşta ucuz, hatta bedava iş gücü ihtiyacı için çocuk yaşta işçilik yaygınlaştırılmak istenmektedir, çocuk yaşta evliliklerin önü açılmak istenmektedir ve “meslek ortaokulları” adı altında tüm okullar MESEM’leştirilmek istenmektedir.

SOL Genç adına konuşan Deniz Bursalı bu durumu şu sözlerle ifade etmiştir. Bu sömürü düzeni en vahşi hâliyle çocukların kanıyla çarklarını döndürmeye çalışıyor, çocuk işçiliğini meşrulaştıran uygulamalara son verilmelidir, çocuk yaşta işçilik yasaklanmalıdır.

Taleplerimiz nettir. Çocuk yaşta işçiliğin eğitim ve okul adıyla perdelenmesine karşı her yerde sıra arkadaşlarımızın ve çocukların sesi olacağız, çocuk işçiliği yasaklansın. MESEM’ler kapatılsın, çocukların ve sıra arkadaşlarımızın eğitime erişim hakkı sağlansın. MESEM’li öğrencilere ücret adı altında kamu kaynaklarından karşılanan miktar burs olarak verilsin.

MESEM kapsamında çalıştırılan 18 yaş üstü gençlerin esnek, güvencesiz ve asgari ücretin altında çalıştırılmasına son verilsin, sosyal güvenlik, kamusal emeklilik, sendikalara üye olma ve toplu sözleşmeden doğan haklar sağlansın. Dört yeni okul modeli uygulamasına son verilsin, fabrikalarda, organize sanayi ve ticaret bölgelerinde çalıştırılan çocukların okula ve eğitime erişimi sağlansın, kamu kaynaklarından ücret adıyla aktarılan paralar öğrencilere burs olarak verilsin.

Bütün bu sömürü ve acının sorumlusu olan Yusuf Tekin hesap vermekten kaçıyor, eleştirilere rağmen sermayenin çıkarlarını koşulsuz ve şartsız koruyacağını söylüyor. Bakanın eleştiri dediği şey katledilen kardeşlerimizdir, saray rejiminin faili olduğu çocuk işçi ölümleridir. Çocukların katili, saltanatlarının bekası için çocukları piyasanın sömürü çarklarına atanlardır ve bu katil MESEM düzenine ve onun kurucularına karşı olduğumuz her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz.

Son olarak Eskişehir’den, aylardır kampüsleri iktidar destekli faşist çetelere dar eden DTCF öğrencilerine selam gönderiyoruz. 19 Mart sonrası yükselen öğrenci hareketini baskılamaya çalışan iktidara karşı DTCF öğrencileri üniversitesinde cevabını vermiştir, bu cevabı hazmedemeyen faşistler bugün Ankara sokaklarında arkadaşlarımıza pusu kurmaktadır. Faşist çetelerin saldırılarına karşı üniversitelerimizde mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz."