CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı;

“Muhammed Ali Kaya’nın performansı beni ilgilendirmez. Ama illa cevap vereceksem, yerli yerinde görmüyorum. Biz siyasetçilerin konusu toplumdur. Toplumun gündemi, siyasetçinin gündemidir. Ve siyasetçinin bence en önemli meziyeti, diline hâkim olmak ve söylemleriyle kamuoyuna örnek teşkil etmektir. Yani, bizim böyle bir sorumluluğumuz var.

Ben 2 yıldan uzun süredir, iki yıla yakın bir süredir il başkanıyım. Daha öncesinde de yöneticilik görevlerim oldu. Şunu net söyleyeyim: Ne bu ekranlarda ne de sosyal hayatımda, özellikle il başkanlığı görevini üstlendikten sonra, siyasi konularda en ufak bir hakarete başvurmam. Bu tür ifadelerden itina ile kaçınırım. Ki en sert tartışmaların göbeğinde kendimi bulduğum birçok vaka da olmuştur.

Bu anlamda bir siyasetçi, öncelikle kullandığı dille topluma örnek olmalıdır. AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı’nın yaptığı açıklamada kullandığı bazı hakaret içeren ifadeler kesinlikle kabul edilemez. Örneğin, Ahmet Ataç başkana hitaben “süründeki bazı kişiler” diyor. Yani meclis üyelerine “sürü” diyor. Bu, asla kabul edilebilir bir şey değildir. Halkın oylarıyla seçilen, şerefiyle, namusuyla görevini icra eden değerli Cumhuriyet Halk Partili meclis üyelerine “sürü” denemez. Ahmet Başkan’a da bu şekilde “çoban” demiş oluyor. Bu dil, iktidar partisini Tepebaşı ilçesinde temsil eden bir kişiye yakışmıyor. Bu, açıkça hakarettir.

“Atilay Dalgıç’ı bir şey olarak görmüyorum” diyor. Atilay Dalgıç, Cumhuriyet Halk Partisi’nde sevilen, daha önce aynı görevi birlikte yürüttüğümüz, Tepebaşı İlçe Başkanlığı yapmış, il başkanlığı görevinde bulunmuş, bugün ise hem Büyükşehir hem de Tepebaşı Meclis Üyesi olan; hem bizler için hem de Eskişehir toplumu için son derece kıymetli bir şahsiyettir. Ona ve meclis üyelerimize yönelik bu tür hakaretlerin ardından, Tepebaşı İlçe Başkanımız Tevfik Yıldırım ve meclis üyelerimiz, bence de son derece yerinde bir kararla bu konuyu yargıya taşımıştır.

İl Başkanı Gürhan Albayrak, kendi partilisini uyarmalı ve gerekli telkinleri yapmalıdır. Eskişehir özelinde, bu tarz siyasi üslubu yakıştıramıyorum. Zaten çoğu zaman içi boş açıklamalarla, toplumun gerçek gündeminden bağımsız, sürekli demeç veren bir isim. Genellikle muhatap almadığımız bir kişi.

Söylemleriyle ilgili konuşuyorum. Makamına, mevkisine, görevine elbette saygımız vardır. Ama bu tür hakarete varan açıklamaları yapabilecek noktaya gelmesi ve bunu yargı nezdinde meşru görebilmesi, içinde bulunduğumuz siyasi konjonktüre güvendiğini düşündürüyor. Konu artık yargıya intikal etmiştir. Bakalım nasıl bir karar çıkacak?

Mevkidaşımın burada dile getirdiği eleştirilerin içeriği değil, kullandığı dil önemlidir. Toplum zaten her şeyi tartar, kamuoyu kararını verir. Biz bunlara aşinayız. Ancak dil ve üslup, partisi fark etmeksizin tüm siyasetçiler için son derece önemlidir. Hele ki ülkeyi yöneten iktidar partisinin, Tepebaşı gibi önemli bir ilçedeki temsilcisine bu tür söylemler asla yakışmaz. Bu konuda Gürhan Albayrak gerekeni yapmalıdır.”