Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Gerçek Bilyaz İzgü şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. dönem toplu sözleşme sürecinde “Yerel Yönetim Emekçilerinin” taleplerini paylaşmak için buluştuk.
Her iki yılda bir kurulan Toplu sözleşme masası; iktidar ile “yetkilendirdiği” konfederasyon arasında “toplu sözleşme hukukuna” uygun tartışılmamaktadır.
“Yetkilendirilmiş” konfederasyon,
● Gerçek enflasyon karşısında pula dönen açlık sınırının altındaki ücretler için
● Maaşlara eklenmeyen ek ödemeler için
● Yayınlanan KHK ile haksız ve hukuksuz bir şekilde işinden edilen binlerce kamu emekçisinin iş ve yaşam güvencesi için
● Kamu kurumlarını kendi çiftlikleri gibi gören, yöneten atanmış bürokratların keyfi uygulamalarını engellemek için
emekçilerin örgütlü gücünü gösteremeye hiç yeltenmemişlerdir.
Ayrıca Yerel Yönetim Emekçilerinin 1993 yılından bu yana TÜM BEL SEN öncülüğünde fiilen kullandığı ve hem ulusal hukukta, hem de uluslararası hukukta onaylattığı toplu sözleşme hakkımız, şartlara bağlanmadan hem içerik olarak hem de kapsam olarak tanınmalıdır…
Emekçilerin temsil hakkının bulunduğu masaya oturmak için “yetkilendirilmiş” Sendika ise yerel yönetim emekçilerinin toplu sözleşme hakkının içeriği başta olmak üzere ILO raporlarında dahi dillendirilen bu değerin “fiili” anayasa diye göstermeye çalışmaktadır.
Emekçilerin olarak sendikal örgütlenme hakkımızı anayasal bir parçası olarak kabul edilen grevli toplu sözleşme temel hakkımızı emekçilerin birleşik ve güçlü mücadelesiyle kazanacağız.
Emekçilerin yaşadığı diğer bir sorun da Siyasi iktidarın seçimle kazanamadığı belediyelerde halk iradesini ve emekçilerin haklarını gasp etme girişimleridir. İktidar buna ek olarak bir yandan tasarruf tedbirleri veya geçmiş SGK borçları gibi ad altında bütçe kısıtlamalarıyla yerel yönetimleri mali ve idari olarak abluka altına alıp fiili olarak çalışamaz hale getirmeye çalıştı.
Yerel yönetim emekçilerinin önündeki toplu sözleşme sürecinde haklı ve hukuksuz vesayetlerin taleplerinden birisi iktidarın yerel yönetimler üzerindeki vesayet hakkı ve sınırı kaldırılmalı; yerel yönetimlerin, emekçilerin sesi, yerel karar hakkının güçlendiği bir biçimde, özgür, demokratik, halkçı ve katılımcı temelde mali ve idari olarak güçlendirilmesi gerekir.
Sendikamız, yerel yönetim emekçilerinin iş ve yaşam güvencesi ile temel hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmeye yönelik bu temel taleplerin yanında önümüzdeki süreçte toplu sözleşme masasına taşıyacağı ve ısrarlı bir şekilde takipçisi olacaktır:
Grev hakkını içeren gerçek bir toplu sözleşme düzeni ile bunların bütünüyle bir şekilde oluşmuş sistem koşullardaki pazarlığa dayanan, herhangi bir şarta, kısıtlamaya tabi olmayan özgür toplu sözleşme düzeni oluşturulmalıdır.
Toplu sözleşmeler Sayıştay raporlarına dahil edilmelidir.
Kamu harcama tazminatı veya başka adlar altında yapılan tüm ek ödemeler kazanılmış hak sayılmalı ve kıdem tazminatı, emekli ikramiyesi ve maaş hesaplarına sayılmalıdır.
Gelir vergisi sistemi yeniden düzenlenerek, emekçiler lehine adil ve adaletli bir vergi sistemi oluşturulmalıdır.
Kamu emekçilerinin yıllık izinlerinin hafta sonuna denk gelen günlerinin toplam yıllık izin süresinden sayılmaması için düzenleme yapılmalıdır.
3600 ek gösterge düzenlemesinden yararlanamayan yerel yönetim emekçilerinin 1. dereceye gelmiş tüm kamu emekçileri 3600 ek göstergeye çıkartılmalı; yaşanılan adaletsizlik giderilmelidir.
Zabıta ve itfaiye emekçileri yaptıkları görevlerin zorluğu ve özel nitelikleri göz önüne alınarak zabıta hizmetleri sınıfı ve itfaiye hizmetleri sınıfı şeklinde yapılandırılmalıdır., zabıta ve itfaiyecilere meslek statüsü sağlanmalı; maktu mesai gibi çalışma koşullarına bağlı yapılan tüm ek ödemeler belediye meclislerinde belirlenmeli ve itfaiyecilere yıpranma payı uygulamasındaki keyfiyete son verilmelidir.
Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi düzenlemelerine dahil edilmeyerek kadrolu ve güvenceli çalışma hakkı yıllardır gasp edilen belediye şehir tiyatroları emekçilerinin hepsi ayrımsız bir şekilde kadroya alınmalıdır.
Yerel yönetimlerde çalışan uzman, mühendis, tekniker, teknisyen kadrolarında istihdam edilen kamu emekçilerinin kendi kadrolarıyla alakasız işlerde çalışmasına son verilmeli, bu emekçilerin hak ettikleri kadroya uygun işlerde çalışması güvenceye alınmalı, ücretleri arttırılmalıdır.
Yerel yönetimlerde çalışan “sanat tarihçisi” unvanlı kadrolarda bulunan emekçilere emsali personel ile aynı özel hizmet tazminatı, ek ödeme, arazi tazminatı ve ek gösterge hakları verilmelidir.
Bu temel taleplerimiz ve işyerlerimiz özel tüm taleplerimizi kazanmak için tüm yerel yönetim emekçilerini ortak mücadeleye çağırıyoruz.
Gelin birlik olalım, geleceğimize birlikte sahip çıkalım, birlikte mücadele edelim birlikte kazanalım.”