Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan şu ifadeleri kullandı:

“6 Ekim 2025 Pazartesi günü saat 10.20 sularında Eskişehir Garı’nda yaşanan bir olayın, sosyal medyada ve bazı çevrelerde çarpıtılarak kamuoyuna yansıtılması üzerine bu açıklamayı yapma zarureti doğmuştur.

Dün meydana gelen ve basına yansıyan olayda, kıymetli bir gazimiz; Eskişehir Garı’nda kurum araçları için ayrılan otopark girişinde, plaka tanımlı bariyer sisteminden geçiş yapmak istemiş, ancak sistemde şahsi aracının plakası tanımlı olmadığı için bariyer açılmamıştır. Bunun üzerine gazimiz, görevlilere korna çalarak kapının açılmasını istemiştir. Kapı açılmayınca aracını terk ederek yaya çıkış kapısında görev yapan güvenlik görevlisinin yanına gitmiş, kimlik göstermeksizin ‘polis’ olduğunu beyan ederek kapının açılmasını talep etmiştir. Güvenlik personelimiz, yalnızca görev talimatları çerçevesinde hareket etmiş; itfaiye, ambulans ve resmi polis araçları dışında bariyerin açılamayacağı ilgili şahsa açıklanmıştır. Bunun üzerine şahıs, ‘engelli’ olduğunu ifade etmiş, görevli arkadaşımız da kendisine engelli araçlar için ayrılan park alanını göstermiştir.

Aracını park ettikten sonra yayaların girişinin yasak olduğu çıkış kapısından yaya olarak giriş yapmak isteyen vatandaşımıza, polis olduğunu daha önce beyan etmiş olması dolayısıyla herhangi bir engelleme yapılmamıştır. Ancak gazimiz, kendisinin gazi olduğunu bilmeden görevini yerine getiren güvenlik görevlilerimizi yanlış anlamış ve bu yanlış anlamadan kaynaklı olarak fevri bir tavır sergilemiştir. Bu ana kadar gazi olduğunu beyan etmemiş olan vatandaşımız, ‘Ben gaziyim, benim her yere girmeye hakkım var. Size bunun hesabını soracağım’ demiş, güvenlik görevlilerimiz de bu ifadesi sonrası kendisinin gazi olduğunu anlamışlardır. Gazimize karşı hürmette kusur etmek istemeyen güvenlik grup şefimiz, ortamı yatıştırmak amacıyla gazimizi trenine doğru yönlendirmeye çalışmıştır.

Tüm bu süreç güvenlik kameralarınca kayıt altına alınmıştır. Görüntülerde güvenlik personelimizin görev sınırları içinde hareket ettiği ve herhangi bir kötü muamelede bulunmadığı açıkça görülmektedir.

Gazilerimiz bu milletin onurudur; vatanımız için canını ortaya koymuş tüm gazilerimize saygımız sonsuzdur. Bu tür olaylarda gazilik onuruna en küçük bir saygısızlık söz konusu olamaz. Ancak görevli personelin de kanun, yönetmelik ve talimatlar çerçevesinde hareket etmek zorunda olduğu unutulmamalıdır.

Tüm bu olaylara rağmen, kıymetli gazimiz görevli personelimizin desteğiyle saat 10.44’teki İstanbul trenine yetiştirilmiş ve güvenle yolcu edilmiştir. Bu da olayın hiçbir aşamasında kötü niyet ya da kasıt bulunmadığının açık bir göstergesidir.

Ne yazık ki bu olay, ‘kaostan nemalanmayı şiar edinmiş malum bir siyasi parti’ tarafından maksatlı biçimde köpürtülmüş, gerçekle ilgisi bulunmayan iddialarla kamuoyu yanıltılmaya çalışılmıştır.

Söz konusu siyasi anlayış, olayı bir vatandaş ile güvenlik görevlileri arasındaki basit bir iletişim probleminden çıkararak, TCDD’nin kurumsal itibarına ve personeline yönelik bir saldırı haline getirmiştir. TCDD gibi 169 yıllık bir geçmişe sahip köklü bir kurumun haksız biçimde hedefe konulmasına sessiz kalmamız mümkün değildir.

TCDD, kuruluşundan bugüne kadar şehitler vermiş, uhdesinde gazileri de çalıştıran; gazilere, şehit yakınlarına ve ailelerine hürmette hiçbir zaman kusur etmemiş, bu konudaki hassasiyetini her uygulamasında göstermiş bir kurumdur.

TCDD tarihine bakıldığında, Kurtuluş Savaşı yıllarında Demiryolları Kurucu Genel Müdürü Behiç Erkin, cepheye cephane ve asker sevkiyatını sağlayarak bağımsızlık mücadelesinin simge isimlerinden biri olmuştur. Demiryolları, Anadolu’nun kurtuluşunda, vatanın yeniden inşasında ve milletin birliğinde en stratejik görevleri üstlenmiştir.

Bugün de bu ruh aynı kararlılıkla sürmektedir:

· Şehit yakınları, gaziler, gazi yakınları ve engelli vatandaşlarımız trenlerde ücretsiz seyahat hakkına sahiptir.
· Ayrıca TCDD garlarında ve istasyonlarında gazilerimizin öncelikli hizmet alabileceği alanlar düzenlenmiştir.

TCDD, kuruluşundan bu yana bu ülkenin fedakârlıkla yoğrulmuş emeğini ve vefa kültürünü taşımaktadır.

Bu olayın çarpıtılmasıyla hem gazilik onuruna gölge düşürülmüş hem de görevini hakkıyla yapan güvenlik görevlilerimiz hedef haline getirilmiştir. Oysa bu kurum, her bir çalışanıyla devlet ciddiyeti ve millet sevgisi içinde hizmet üretmektedir.

Biz, Ulaştırma Memur-Sen olarak;

· Gazilerimizin onurunu korumayı,
· Görevini hakkıyla yerine getiren emekçilerimizin arkasında durmayı,
· Kurumumuzu haksız ithamlarla yıpratma çabalarına karşı sessiz kalmamayı
milli bir sorumluluk olarak görüyoruz.

TCDD, geçmişiyle, geleneğiyle ve hizmet anlayışıyla milletimizin ortak değeridir. Bu değeri siyaset malzemesi yapmaya kalkışanlar sadece demiryolcuların değil, milletimizin vicdanında da mahkûm olacaktır.

Tüm bu yaşananlara rağmen, kıymetli gazimizin 10.44 İstanbul trenine güvenli şekilde yetiştirilip yolcu edilmesi, hem görevli personelimizin sağduyusunu hem de kurumumuzun insani hassasiyetini ortaya koymuştur.

Bizler, vatanımız için canını ortaya koymuş gazilerimize minnet ve hürmetle yaklaşıyor; bu vesileyle bir kez daha tüm gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Bununla birlikte, görevini mevzuata uygun şekilde ifa eden güvenlik görevlilerimizin yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz. Konuya ilişkin olarak TCDD’nin kendi denetim mekanizmalarıyla birlikte adli makamların da incelemeleri sürmektedir. Süreci yakından takip ediyor, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz.

Vatandaşlarımızdan, özellikle sosyal medya üzerinden yayılan ve çoğu zaman eksik ya da çarpıtılmış beyanlara dayanan bu tür hassas olaylarda daha dikkatli ve sağduyulu davranmalarını önemle rica ediyoruz.

TCDD yetkililerimizin gazimizle iletişime geçtiğine dair bilgi de tarafımıza iletilmiştir. Konunun en kısa sürede suhuletle çözüme kavuşturulacağını düşünüyoruz. Hem gazilerimiz bizim baş tacımızdır hem de görevini yapan emekçilerimiz.”