Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Başkanlığı Sosyal İşler Başkanı Yaşar Köleoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Gazze’de 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes bir ayını doldurdu. Bu bir aylık sürede Hamas ateşkese tam olarak bağlı kalmasına rağmen İsrail, aralarında çocukların da olduğu yüzlerce Filistinliyi katletmeye devam etti. Yardımların sadece 3’te 1’inin Gazze’ye girmesine, o da rica minnet izin verildi. Çocukların, hastaların ve yaralıların ihtiyacı olduğu günde 350’den fazla temel gıda ürününün Gazze’ye girmesine engel olundu. Önümüz kış, Gazze’de oturulacak konut ve içinde kalınabilecek sağlam bir çadır kalmamış durumda. Yağmur mevsiminin başlamasıyla gelen görüntüler yürekleri parçalıyor. Bir kez daha Gazzeliler ABD’nin ve İsrail’in insafına terk edilmiş durumdalar. ‘Ateşkes oldu, sorunlar bitti’ algısıyla Gazze’yi gündeminden düşürmenin vebali hepimizi yerle bir eder. Bu algı üzerinden İsrail ile ilişkileri yeniden normalleştirmeye dönük ABD’nin telkinlerine kayıtsız kalmak bu milletin vicdanını kanatır.

Ekonomideki diğer konu, atıl işgücü oranında geçen çeyreğe göre %2,6 azalış olmasıdır. Dünyanın en büyük 17’nci, Avrupa’nın 7’nci ekonomisi haline geldik. Kişi başına düşen milli gelir 17.000 dolara ulaştı. Kimse kusura bakmasın, Türkiye’deki gerçek ekonomi rakamlarını görmek isteyenler dönüp sahaya baksın. Bu hafta Kayseri’de, Antalya’da, Çorlu’da gördüğümüz manzara bu söylemlerin tam aksini anlatıyor. Gelir adaletsizliğinin bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, çalışabilen milyonlarca insanımızın hangi koşullarda çalıştığı da artık ortaya çıkmış olmalı. Gerçek olarak söylüyorum, Türkiye’de ve dünyada yapılan her işte vergi yükünü taban düzeyini ifade eden asgari ücret bugün Türkiye’de ‘temel ücret’ haline geldi. Öyle ki bugün işe yeni başlayan biri de asgari ücret alıyor, yıllardır çalışan biri de asgari ücret alıyor. Bakın, Türkiye’de 2023 yılında 11.2 milyon insanımız asgari ücret aldı. Peki 2021 yılında Avrupa ülkelerinin tamamında asgari ücretle çalışan kişi sayısı ne kadar biliyor musunuz? 12.8 milyon. Yani Türkiye’de asgari ücretle çalışan kişi sayısı neredeyse Avrupa’nın tamamına eşit durumda. Değerli arkadaşlar, bu ülkede asgari ücret 22.104 TL, açlık sınırı 28.412 TL.

Üzülerek söylüyoruz, bu açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı hiç değil; bu iktidarın bu rakamları ‘ölüm sınırı’ olması durumudur. Tüm bu adaletsiz gelir dağılımı, üretim ve tüketim politikası, hayat pahalılığı karşısında vatandaşımız borçla toparlanmayı buluyor. Bugün iş insanlarımız borçlu, memur borçlu, işçi borçlu, çiftçi borçlu, asgari ücretli borçlu. Türkiye borçlu.

Bir Afrika atasözü vardır: Aslan, ceylan ve zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir. Bugün Türkiye’de işçi de işveren de, gazeteci de medya patronu da, öğrenci de akademisyen de, esnaf da, çiftçi de, asgari ücretli de, memur da; herkes ormana doğru kaçıyor demektir. Çünkü bu orman yanıyor arkadaşlar, Türkiye çok büyük bir ekonomik krizle yanıyor. Bu ormanın nasıl yandığını anlamalıyız. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecektik; organize suçlarda ilk 10’a girdik.

Faiz bitecekti, faizde birinci sıraya geldik. Enflasyon bitecekti, ama enflasyonda yine birinci sıradayız. Kira, konut ve emlakta birinci sıradayız. Gıda enflasyonunda birinci sıradayız. Avrupa’ya sığınmacı başvurusu yapan ülkeler arasında Suriye, Afganistan ve Venezuela’nın ardından 4’üncü sıradayız, tehlikeli bir bölge yani.

İşte vatandaşlarımızın yoksun ve feryat ettiği tam olarak budur. Türkiye bunun için kaybediyor. Biz bu yangını söndüreceğiz, bu yangını söndürmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da canla başla çalışmaya devam edeceğiz.”