Yeşil mercimek özellikle et tüketmeyenler için çok kıymetli bir bitkisel protein kaynağıdır. 100 gramında neredeyse 9 gram protein bulunur. Ayrıca demir oranı sayesinde kansızlıkla mücadelede büyük destekçidir. Lif açısından da oldukça güçlü olduğu için bağırsakların düzenli çalışmasına yardım eder, uzun süre tok tutar ve kan şekerinin dengede kalmasına katkı sağlar.
Peki, ne kadar sık tüketmeliyiz? Haftada en az iki kez soframızda yer vermek oldukça yeterlidir. Çorba, salata, yemeği ya da köftesi… Yeşil mercimek öyle çok yönlü bir gıda ki, her damak tadına uygun bir hali mutlaka vardır. Düzenli tüketimi sindirim sistemini destekler, kolesterolü dengelemeye yardımcı olur ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Hiç tüketmezsek ne olur? Özellikle bitkisel beslenmeye ağırlık veren kişiler için demir ve protein eksikliği ortaya çıkabilir. Bunun sonucunda halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi gibi sorunlar görülebilir. Kısacası yeşil mercimeği ihmal etmek, vücudu temel yapı taşlarından mahrum bırakmak demektir.
Alırken nelere dikkat etmeliyiz? En önemli nokta, mercimeğin canlı yeşil renkte olması ve içinde taş, toz, kırık taneler bulunmamasıdır. Ambalajlı ürünlerde üretim ve son kullanma tarihine bakmak gerekir. Açık ürün alıyorsak, nemli ya da küflü görünmemesine dikkat etmeliyiz.
Bir de organik ile fabrikasyon mercimek arasındaki fark var. Organik yeşil mercimek, kimyasal gübre ve ilaç kullanılmadan yetiştirildiği için hem doğaya hem de vücudumuza daha dosttur. Fabrikasyon üretimde ise hızlı verim için kullanılan kimyasallar, besin değerini bir miktar azaltabilir.
Kısacası, yeşil mercimek küçük ama etkisi büyük bir besin. Soframızdan eksik etmeyelim; çünkü sağlık, çoğu zaman sade ve doğal bir tabakta gizlidir.