Eskişehir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Sivri şu ifadeleri kullandı;

"Bir süredir şehrimizdeki bir medya grubu ve paydaşları tarafından şahsım hakkında gerçekliği olmayan, habercilik kisvesine saklanarak adeta siyasi ve ticari bir itibar suikastına dönüşmüş iddialar hakkında bu açıklamayı yapmak zaruri olmuştur.

Söz konusu grup mecralarında belgesiz, niyet okuyan, habercilik etiğinden ziyade iftira niteliği taşıyan iddialara karşı kamuoyunu aydınlatmak adına ilk ve son kez açıklama yapacağımı ve bugün itibariyle söz konusu kurum ve kurum çatısı altında şahsıma yapılan bu itibar suikastini hukuki zemine taşıyacağımı beyan etmek isterim.

İddialardan birisi EBB Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in eşine ait olan ve kamuoyunda kaçak villa olarak adlandırılan evin imara açıldığı dönem bu imarı benim yaptırdığım bu sayede Büyükerşen Ailesi ile aynı sınırlarda olan 16 dönümlük arazimin imara açılmasını sağladığım yalanıdır.

Büyükerşen Ailesine ait olan arazi ile benim arsam aynı sınır ve aynı planlarda bulunmadığı gibi aynı köy/mahallede bile değildir. İşin komiği bu alanın imara açıldığı dönemde ben kararın alındığı Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olmadığım gibi karar verici durumda en ufak yetkim bulunmuyordu.

Büyükerşen Ailesine ait olan arazi ilgili plan değişikliği 2016 yılında köy sınırlarına ait düzenleme içeren bir plandır ve tüm kurum görüşleri alınarak EBB Belediye Meclisi tarafından alınmıştır. Yani iddia ve iddiayı katı bir dille sunmaya çalışan haberin bu gerçeklikle ilgisi yoktur. Hatta bırakın Büyükerşen’e avantaj sağlayan bir işbirliğini olmasını, benim o dönem bir plan değişikliği talebim bizzat Büyükerşen tarafından açılan mahkeme ile iptal edilmiştir.

Şahsıma hedef diğer bir iddia ise sadece beni değil, yıllardır hizmet etmekten gurur duyduğum partimi, meclis üyesi arkadaşlarımı, ailemi, dostlarımı kısacası tüm varlığımı tehdit etmeye yönelik, kasıtlı ve haddini aşmış ithamlar içermektedir.

Benim 11 yıl önce 2014 yılında aldığım, o dönem şehrimize bir okul kazandırma amacıyla kamu yararı güden imar plan değişikliği talebinde bulunduğum bir tarla vardı. Bu tarla ile ilgili talebim o yıllarda birçok kurumun görüşü alınarak onaylandı. Fakat o dönem bu plan değişikliği EBB Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından mahkemeye taşınarak iptal edildi.

Bende yıllar boyu aynı vasıfta kullandığım, bugün dahi kayıtlarda tarla vasfı taşıyan bu alanı 2025 yılında İlhan Erdağ’a sattım. Tanınmamış, ismi bilinmeyen birisine satsam hiç gündeme gelmeyecek bu konu, tanıdığım, bazı projelerde ortaklık yaptığım Erdağ’a satılınca sanki illegal, olağanüstü, yanlış bir iş yapılıyormuş gibi ithamlara maruz bırakıldım.

Benden birkaç yaş küçük İlhan Erdağ’ın manevi oğlum olduğu söylendi, inşaat ve otomotiv sektöründe işletmeleri olan bu isme “bu parayı nerden buldun” gibi aşağılayıcı ifadeler kullanıldı. Meclis üyesi arkadaşlarıma, bu konuda herhangi bir özel imtiyaz, ayrıcalık olmadığını ve tüm vatandaşlar gibi aynı prosedürler uygulandığını söyleyenlere TV ekranından “Naş Naş” gibi “Sizide bu programda konuşmayalım” gibi dolaylı tehditler dile getirildi.
Şimdi konuyu kısaca özetleyip sormak isterim...

12 yıldır elimde olan tarlayı bu kadar kudretim varsa bugün mü hülle yapmak aklıma geldi?

Size göre hülle yapacak kadar zekiyim, il tarım müdürlüğüne atamalar yaptıracak kadar güçlüymüşüm, 32 ayrı kamu kurumuna olumlu görüş verdirecek kadar etkiliymişim, çoğunluğu CHP’li belediye meclisinden onay aldırabilecek kadar büyüğümmüş ama bu kadar işi organize etmeme rağmen bu tarlayı İlhan Erdağ yerine başka, tanınmamış birisine devretmeyi akıl edemiyorum ha?

Çok şükür çiğ yemedik, karnımız ağrısın…
Şu an şahsıma ait olmayan bu tarla için istenen plan değişikliği de hukuka aykırı bir iş olmadığı gibi ticaret yapan herhangi birisinin belediyeden ruhsat alması gibi belli kriter ve görüşlere bağlı olarak gerçekleşen yasal bir prosedürdür.

Benim sadece İlhan Erdağ değil yıllardır hayata geçirdiğim onlarca projede şehrimizin pek çok iş insanı ile ortaklığım olmuştur. Şu an dahi 3 ayrı projede 5’ten farklı isimle ortaklığımız vardır. Benimle ortak olduğu için herhangi bir isim bir daha ticari faaliyet gösteremez mi?

Mülk edinme, ticaret yapma taleplerini hukuk mu belirler? Yoksa bir TV programına konuk olanlar mı?

Devlet kurumlarını, meclis üyelerini, kurum müdürlerini, partimin çok kıymetli yöneticilerini sanki yalan, yanlış, hukuki dışı işlerle meşgul gibi lanse etmeye çalışan bu zihniyeti, iddia neyi okumadan ya da sadece sorduğu kişiden ibaret sayırılmaz.

Haber yapılırken şahsımın bir kere bile aranmadığı, durumla ilgili bilgime başvurulmadığını belirterek gündemi böyle gereksiz bir konuyla meşgul ettiğim için tüm kamuoyuna özürlerimi sunuyorum.

Sessiz kaldığım için bunu ikrar zanneden ve cesaret bulan, partime zeval gelmesin diye sadece hukuk mücadelesi vereceğim bir mesele için açıklama yapmak zorunda kaldığım için affınıza sığınıyorum.

Bugüne kadar görev yaptığım ve oy kullandığım meclis toplantılarında imara açılmış ya da imar değişikliği yapılmış hiçbir yerde şahsıma ait tek bir tapum olmadığını belirterek saygılarımı sunarım."