AHPADİ Derneği Başkanı Mehmet Ektaş şu ifadeleri kullandı;
"2025-2025 Eğitim ve Öğretim Dönemi, eğitimin uzun yıllardır üzerine eklenerek birikmiş ve kronikleşmiş sorunlarıyla birlikte yarın başlıyor. Tüm çocuklarımıza, gençlerimize ve saygıdeğer öğretmenlerimize başarılar diliyoruz.
Ancak, Liseye, Üniversiteye giriş için yapılan sıralamacı sınav sistemlerinde ortaya çıkan negatif net sayıları, PİSA gibi Uluslararası yarışmalarda elde edilen olumsuz sonuçlar, Dünyanın eğitim sistemlerinin karşılaştırıldığı endekslerdeki yerlerimiz, ve tabi ki bilim ve teknolojiye olan düşük performnaslarımız eğitim ve öğretim sistemimizdeki kötü durumu ve her geçen gün daha da artan kötüleşmeyi kör gözümüze sokuyor.
Zaten, Ülkemizde ki Milli Eğitim Sisteminin çıktıları arasında eğitim ve kültürleme yoluyla sorumlu, bilinçli yurttaş yetiştirme hedefinden uzun yıllrdır vaz geçilmişti, ancak öğretimi de mumla arar hale geldik.
Bizler, Hükümetlerden Laik Hukuk Devriminin en önemli direği olan eğitimin sorunlarına odaklanmasını beklerken, ne yazık ki iş başına gelen hükümetler ve Milli Eğitim Bakanlığı Laik ve bilimsel eğitimi hedef alıyorlar.
İmamların, ders vermek amacıyla okullara sokulması,
Müfredatlarda yapılan değişikliklerle bilimsel eğitim sürelerinin azaltılarak doğmaya dayalı derslerin sürelerinin arttırılması,
Seçmeli din ve kültürü derslerinin zorunlu seçmeli hale getirilerek dayatılması,
Kız liselerinin sayılarının arttırılması,
Kamuoyuna yansıyan bir çok okulda, kız ve erkek öğrencilerin sınıflarda aynı sıralara oturmalarının engellenmesi,
Kamuoyuna yansıyan bir çok okulda erkek ve kız öğrencilerinin kantin ve ortak kullanım alanlarının ayrıştırılması,
Meslek Lisesi niteliğinde olan İmam Hatip Liselerinin Anadolu İmam Hatip Liselerine dönüştürülmesi,
Puanı nedeniyle seçme yapmak istemeyen öğrencilerin İmam Hatip Liselerine zorunlu kayıtlarının yapılması,
Ana dilde eğitim hakkı safsatısıyla Milletin birliğini hedef alan ve çocuklarımızı önce ayrıştırmayı ve ardından birbirine yabancılaştırmayı hedef alan çalışmalar,
Özellikle Güneydoğuda bir çok Belediye tarafından açılan ve Türkçe dışında eğitim veren kreşlere göz yumulması,
Açık öğretim Liseleri gibi bir çok saldırıyla karşı karşıya kalıyoruz ve mücadele ediyoruz.
Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi.
Soy ismi Tekin olan ancak davranışlarıyla eğitim alanında pek de tekin sayılmayacak söylem ve uygulamalara imza atan Milli Eğitim Bakanı, "12 yıllık zorunlu eğitimin kısalması için bir kamuoyu oluştuğunu, 12 yıllık zorunlu eğitimin tartışılması gerektiğini, 12 yıllık zorunlu eğitimin süresinin azaltılması yönünde revizyonu yapmayı planladıklarını belirtti."
Milli Eğitim Bakanının söyledikleri doğru değildir. Türk Milletinin 12 yıllık zorunlu eğitimin süresinin kısaltılması yönünde hiç bir talebi yoktur. Bakanın oluştuğunu iddia ettiği kamuoyu, olsa olsa laik ve bilimsel eğitimden rahatsız olan, kendilerine cahil ve yönlendirilmeye uygun taban oluşturmaya çalışan din tacirlerinin, tarikatçıların, cemaatçilerin, medresecilerin, çocuk emeğini sömürmeyi hedefleyen kapitalist düzen savunucularının ve suç örgütlerinin kamuoyu olabilir.
Ülkemiz, zaten çocuk suç oranlarının artmasının üzüntüsünü yaşamaktadır. Bunun başlıca nedeni, açık lise gibi oluşumlarla çocukların okul dışına itilmeleri, iyi bir yurttaşlık eğitimi almamaları, yoksulluk içinde yaşamalarıdır.
12 Yıllık zorunlu eğitimin kısaltılması, okul yaşamından koparılan çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerin kucağına atacak, onların açtığı derneklerdeki kurslara ve yasadışı medreslere devamları sağlanarak o yapılara mürit kazandırmaya yönelik bir adoımdır.
Bu adım aynı zamanda, çocukları kullanan başta uyuşturucu baronları olmak üzere yasadışı işler yapan çetelere adam kazandıracaktır.
Bu adım, nerdeyse eleman bulamayn ve kökleri kazınmış terör örgütlerine kan verecektir.
Bu adım, çocuk işçi sayısını artıracak, çocuk emeğinin daha fazla sömürülmesine çanak tutacaktır.
Bu adım, çocuk istismarını yaygınlaştıracaktır.
Bu adım, Milli Eğitimin Anayasa da ve Kanunda belirtilmiş, Cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlaerrine bağlı iyi yurttaş yetiştirme hedefine darbe vuracaktır.
Bu konuyu gündeme taşıyan Bakan Tekin’i şiddetle kınıyoruz.Cumhuriyeti korumanın, Laik Hukuk Devrimini korumak olduğu bilinciyle bu adımlara karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ediyor, kamuoyunu saygıyla selamlıyoruz."