Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı:
“Anayasaya göre emekli maaşlarına haciz konulamaz diye bir kural var. Ancak son çıkan Yargıtay kararıyla bu hüküm ortadan kaldırılmak isteniyor. Bu, anayasa ile çelişen bir durum. Yani Yargıtay’ın verdiği karar, anayasa hükümlerine aykırı.
Bu konuyu değerlendirirken emeklilerin neden bu duruma düştüğüne de bakmak lazım. Şu an emekli maaşı son zamlarla birlikte 16 bin 881 lira oldu. Yuvarlak hesap 17 bin diyelim. Açlık sınırı ise 35 bin lirayı geçti. Yani emekliler açlık sınırının yarısından bile az maaş alıyor.
Bu nedenle emekli, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mecburen kredi başvurusu yapıyor bankalara. Ama bankalar kredi verirken önüne öyle uzun ve karmaşık sözleşmeler koyuyor ki, gözlükle bile zor okunur. Orada “kabul etmeyeceği” maddeler var ama emekli mecburen, o şartları da kabul eder gibi imzalayıp krediyi almak zorunda kalıyor. Çünkü başka türlü geçinmesi mümkün değil.
Bu yeni Yargıtay kararıyla birlikte, emekli kredi çektiğinde, banka maaşına haciz koyabilecek hale geliyor. Şu anda da zaten bazı emeklilerin maaşlarına bloke konmuş durumda. Ama bunlar da çok acil ihtiyaçları olduğu için kredi çektiler. Yoksa kimse bile bile böyle bir sözleşmeyi imzalamaz. Zaten ödeme gücü yok.
17 bin lira maaşla kiradaysa, yaşamını sürdürmesi mümkün değil. Yani emekli o zor koşulları mecburen kabul etmiş oluyor. Ama elinde alınacak tek bir şey var: o da maaşı. Banka ona bile göz dikiyor. Bu kadar büyük bir adaletsiz gelir dağılımı var.
Biraz da bu meseleye parmak basmak gerekiyor. Emekli kredi borcunu ödeyemiyor. Başka çaresi kalmıyor. Bankanın her türlü şartına imza atıyor, parayı alıyor. Parası yok ki! Canını mı alacaklar. Emeklinin maaşına bloke konduğunda, bir daha o maaştan para çekemiyor. Böylece tamamen açlığa ve sefalete mahkûm edilmiş oluyor. Yani burada insani olmayan, adaletsiz bir uygulama söz konusu.
Bu kararın iptal edilmesi gerekiyor. Yargıtay’ın anayasaya aykırı bir karar vermesi büyük bir çelişki. Bunu da Yargıtay’dakilerin vicdanına, insanlığına bırakıyorum. Biraz oraya da bakmak lazım.
Emeklilerin insanca yaşama hakları var. Bu insanlar 25, 30, 35 hatta 40 sene çalışarak emekli oldular. Vergilerini, primlerini ödediler. Neden? Emekli olduklarında insanca yaşayabilmek için.
Ama 2008 yılında 5510 sayılı bir yasa çıkarıldı. O yasa ile emeklilerin tüm kazanımları ortadan kaldırıldı. 2008’e kadar en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olamazdı. Hatta asgari ücretin 1.5 katıydı.
Şu an ise asgari ücret bile açlık sınırının altında. Dul, yetim, asgari ücretli hepsini sayarsak yaklaşık 20 milyon insan açlık sınırının yarısının altında gelirle yaşıyor. Bu insanların yaşamlarını sürdürmesi mümkün değil.
Bugün sıcak; insanlar dışarıda zaman geçirebiliyor. Ama düşünün, 17 bin lira emekli maaşı, 22 bin lira asgari ücret alan bir vatandaş kışın nasıl yaşayacak? Yakıt parası veremeyecek, temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak.
Biz bu nedenle çağrımızı yaptık: Cumhurbaşkanına, Çalışma Bakanı’na, Maliye Bakanı’na, milletvekillerine seslendik. Dedik ki: Aldığınız maaşla emeklinin maaşını kıyaslayın. Empati kurun. O zaman adaletli gelir dağılımının ne demek olduğunu anlarsınız.
Emekliler kendi haklarına sahip çıktığında, yönetenler – ister bakanlar, ister cumhurbaşkanı, ister milletvekilleri olsun – taleplerimizi kabul etmek zorunda kalacaklardır.
Ama biz sessiz kalırsak... 20 milyon emekliyiz. Eşimizle, çocuğumuzla birlikte 40 milyon seçmeniz. Bu seçmenin sadece yarısı birleşse, istediği partiyi iktidara getirir, istemediğini sandıkta siler. Biz bunu oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü başka çaremiz yok.
Adaletsiz gelir dağılımı giderek daha kötü hale geliyor. Biz de emeklileri bilinçlendirmek, haklarına sahip çıkmalarını sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Yürüyüşlerimize devam edeceğiz. Açıklamalarımızı sürdüreceğiz. Bildiriler dağıtacağız. Bu mücadeleyi büyüteceğiz. Tek çare, yine emeklilerin mücadelesinde.
Eskişehir eskiden daha ucuz bir kent olarak anılırdı. Ama artık öyle değil. Açlık sınırı 35 bin lirayı geçti. Yoksulluk sınırı 90 bin liraya dayandı. Bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 52 bin liranın üzerinde.
Yani asgari ücretle çalışan bir bekâr nasıl geçinecek? O koşullarda Eskişehir’de emekliler rahat gibi görünse de yaşamları oldukça zor.
Şu an belki yaz, dışarıda zaman geçirebiliyorlar ama Eskişehir’in kışı zordur. Kış geldiğinde 17 bin lira maaşla emeklilerin burada da iyi koşullarda yaşayabileceğini sanmıyorum.
Bütün bu sıkıntılar, dediğim gibi, adaletsiz gelir dağılımından kaynaklanıyor. Bunun sorumlusu da ülkeyi yönetenlerdir diye düşünüyorum."