Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı;
“Emeklilerin şu an alım gücü çok düşük. Havalar sıcak olduğu için bir yarım litrelik suyla saatlerini geçiriyorlar. Peki neden? Çünkü sıcak havada dışarıda oturabiliyorlar. Ama ben şimdiden emeklilerin kara kara kışı düşündüğünü görüyorum. Çünkü kışın dışarıda oturup zaman geçirme imkânları olmayacak.
Zaten evde de oturamayacaklar, çünkü yakıt parasını ödeyemeyecekler. O zaman ne yapacaklar? Sıcak olan yerlere, büyük alışveriş merkezlerine, esnaf sarayına ya da emekli kafelerine gidip orada kışı geçirmeye çalışacaklar. Şu an tablo bu yönde.
Ama burada emeklilere de bir çağrım var: Emekliler olarak halkımız için bir mücadele vermezsek, ister şu anki iktidar olsun, ister gelecekteki iktidarlar, hiçbirisi bize durduk yere bir şey vermez. Emeklilerin bunu artık anlaması gerekiyor. Biz tüm mücadelemizde bunu vurguluyoruz. Çünkü bu ülkede emekli sayısı, önümüzdeki seçimleri belirleyecek kadar önemli bir sayıya ulaştı. Bunu iktidar da görüyor; Cumhurbaşkanı da, AK Parti de, Cumhur İttifakı da, CHP ve diğer partiler de... O yüzden emeklilerin bir yaptırım gücü var.
Ama emekliler zannediyor ki “Biz çaresiziz, elimizden bir şey gelmez.” Böyle düşündükçe hiçbir siyasi parti emeklinin hakkını vermez.
Bazı bankalar emekli maaşlarını kendi bünyelerine çekebilmek için farklı öneriler sunuyor. Özellikle yüksek promosyon teklif eden bankalar, emekliyi kendilerine bağlamak için aylık ödemesi olan kredi kartlarını zorla vermeye çalışıyor. Zaten bu koşullarda emekli, kredi kartına para ödeyemez. Ücretli bir kredi kartını emekli kullanamaz. Bu yönüyle bankaların bu yaklaşımını yanlış buluyoruz.
Zaten iktidarın baskısı altında adaletsiz bir gelir dağılımı söz konusu. Emekliler büyük sıkıntı içinde. Biz, tüm Emekliler Sendikası olarak bankaların bu tarzını kınıyoruz. Gerçekten emeklilere katkı sunmak istiyorlarsa verdikleri kredi kartlarından ücret almamaları gerekir. Aksi hâlde bu da emekli düşmanlığıdır, ben böyle düşünüyorum.
Bu nedenle emekliler, “yüksek promosyon alırsam pazardan bir şeyler alırım, en azından ihtiyacımı karşılarım” diye düşünüyor. Ama aldığı promosyonla da yaşamını sürdürebilmesi mümkün değil.
Şu anda adaletsiz bir gelir dağılımı var. Cumhurbaşkanı'nın maaşı bir emeklinin maaşının 16-17 katı. Milletvekillerininki ise 14-15 katı. Düşünün, bir milletvekili 15-16 emekli maaşı kadar maaş alıyor. Bu kabul edilebilir değil.
Biz, ülkeyi yönetenlere, Cumhurbaşkanına, Cumhur İttifakı’na, muhalefete, tüm milletvekillerine sesleniyoruz: Adaletli bir gelir dağılımı sağlamak zorundasınız. Bu olmadığı sürece emekliler öfkesini sandıkta gösterecektir. Sandık önüne geldiğinde bunun hesabını soracaktır. Bunu bilmenizi istiyoruz.
Maaşı 30-35 bin lira olan emekli bile pazardan istediğini alamıyor. Peki 16-17 bin lira maaş alan emekli nasıl alsın? Özellikle meyveler hâlâ çok pahalı. Kiraz 400-500 lira. Karpuz belki biraz ucuzladı ama yaklaşık 17 bin lira maaşla emekli zaten geçinemiyor. Çocuğu varsa, onun ihtiyacını bile karşılayamaz.
Böyle bir çelişki, böyle bir adaletsiz gelir dağılımı var. Bunun giderilmesi şart. Tek çare bu. Ülkeyi yönetenler bunu görmüyor mu? Görüyorlar. Ama “itibardan tasarruf olmaz” diyerek kendileri tasarruf etmiyorlar. Ülkenin krizinin faturasını da emekliye kesiyorlar. Biz emekliler bunu kabul etmiyoruz.
Adaletli bir gelir dağılımı sağlanması için iktidarın bir an önce çözüm üretmesi gerekiyor. Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin fedakârlık yapması lazım. Tasarruf gerekiyorsa, bu kamu harcamalarından başlamalı. Kamuda gösterişten, lüks kutlamalardan, gereksiz harcamalardan vazgeçilmeli. Sarayda da tasarruf yapılmalı. Tasarruf yukarıdan aşağıya doğru uygulanmalı.
İktidar kendini korumak için gündem yaratıyor ama bu gündem ne halkı ne de emekliyi rahatlatıyor. Çünkü emekli gerçekten geçim derdinde. Bu maaşla kışı geçiremez. Bunu özellikle bilmelerini istiyorum.”