Tepebaşı Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Cihan Ertok şu ifadeleri kullandı;

"Elimize geçen bir raporumuz var. Bununla alakalı bir gündem dışı Sayıştay raporunu değerlendirmek istiyorum. 2024 yılının Sayıştay denetim raporunda ilgimizi çeken konular oldu. Normalde bu kitap, kanun gereği yönetim birimine açık bir şekilde veriliyor. Bütün meclis üyelerimizin, CHP Meclis üyelerimizin de ben çoğunun daha haberinin olmadığını düşünüyorum. Hepsini önünde, CHP Meclis üyelerimizin, AK Parti Meclis üyelerimizin, MHP Meclis üyelerimizin, Büyük Birlik Partisi Meclis üyelerimizin önünde bu kitapçığın olmasını dilerdim. Öncelikle bunu yapmamız gerekiyordu, Birçok meclis arkadaşımızın haberi bile yok bundan. Bundan dolayı da biraz bilgilendirmek ve telkinde bulunmak istiyorum.

Şimdi raporu incelediğimiz zaman, dün aldık raporu, incelediğimiz zaman, bu raporla alakalı içinden seçtiğimiz konuları bahsedeceğim. Bunlar benim şahsi düşüncelerim değil. Sayıştay raporunda geçen resmi belgelerdir. Bunun öncelikle altını çizmek isterim.

Şimdi raporu incelediğimiz zaman, dün aldık raporu, incelediğimiz zaman, bu raporla alakalı içinden seçtiğimiz konuları bahsedeceğim. Bunlar benim şahsi düşüncelerim değil. Sayıştay raporunda geçen resmi belgelerdir. Bunun öncelikle altını çizmek isterim.

Bugün burada konuştuğumuz belge, bir rapordan çok daha fazlasıdır. Bu, Tepebaşı Belediyesi'nin nasıl yönetilemediğinin, nasıl denetimsiz bırakıldığının, kamu kaynaklarının nasıl hoyratça kullanıldığının resmi kaydıdır. Sayıştay raporu, belediyemizin mali sıkıntısının çöktüğünü, kurumsal ciddiyetin ve disiplinin kalmadığını bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.

Kitapçığın içinde 53 tane madde var sayıştay raporunda, usulsüzlük veya eksik görülen. Bunlardan bazılarını çok uzatmamak kaydıyla örnekleyerek anlatacağım.

Doğrudan temin skandalı. Sayıştay açıkça söylüyor. Açık ihale yöntemiyle yapılması gereken işler, limitlerin altında kalacak şekilde bölünerek doğrudan temin ile yapılmıştır. Bu, kitabına uydurulmuş bir ihalesizlik operasyonudur. Yani, belediye yönetimi ihaleyi parça parça bölerek rekabeti ortadan kaldırmış, istediği firmalara iş vermiştir. Bu açıkça, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 5. maddesindeki saydamlık, eşitlik ve rekabet ilkesini ihlal eder. Kısacası, Tepebaşı halkının parasının kimlere hangi yöntemlerle dağıtıldığının artık belgesi verilmiştir.

Belediye kaynaklarının seçim kampanyalarına aktarılması. Sayıştay bulgularından biri, utanç verici bir bulgu daha. Bir başkan adayının seçim çalışmalarına yönelik harcamalar belediye bütçesinden karşılanmıştır. Bu, kamu görevlisinin istismarıdır. Halkın parasıyla seçim propagandası yapmak ne ahlaken ne hukuken kabul edilemez. Belediye kasası siyasi partinin seçim bütçesi değildir. Tepebaşı halkı hizmet beklerken, kaynaklar seçim ofislerine, afişlere, törenlere, hediye dağıtımlarına harcanmıştır. Bununla da hizmet değil, rant siyaseti yapılmıştır.

Milyonluk projelerde ihalesiz protokoller. Reklam alanlarında gelir kaybı ve denetimsizlik. 8 yıldır kiralanan billboard ve CLP panolarının sayısındaki artış takip edilmemiş, belediye ücretsiz yararlanması gereken reklam alanlarını bile değerlendirememiştir. Bu sadece ihmal değil, gelir kaybına yol açan bir yönetim zaafiyetidir. Halkın hakkı olan gelir, ilgisizlik yüzünden kaybedilmiştir.

Vergi toplamayan, ruhsat denetlemeyen belediye. Sayıştay 229 işletmenin çevre temizlik ve ilan reklam vergisini tahakkuk ettirmediğini tespit etmiş. Yani bazı işletmelerden vergi alınıyor, bazıları ise düzgünce ödüyor. Bu, eşitlik ilkesine aykırı, bazılarına ayrıcalık tanındığını gösteren vahim bir bulgudur. Belediye gelirlerini bile toplamayan bir yönetimden nasıl bir hizmet bekleyebiliriz?

Resmi araçları keyfi kullanma. Rapora göre, Cumhurbaşkanlığı 2024 taksim 7 sayılı tasarruf genelgesine rağmen, belediye araçları tatil günlerinde özel işlerde kullanılmış. Yani, yakıtını halkın ödediği araçlar özel işlerde gezmiş. Bu, sadece israf değil, görevi kötüye kullanmaktır.

Bankalara faiz ödeyerek taksit yapmak. Belediye, kredi kartı taksitlerini erteleyi almak için bankaya komisyon ödemiştir. Sayıştay açıkça söylüyor. Yasal süresinden önce tahsil edilen gelire karşılık bankaya ödeme yapılmıştır. Yani, halkın vergisi bankalara faiz olarak aktarılmıştır.

Kıdem tazminatı ve peşin gelirlerde hesap oyunları yapılmıştır. Raporun içine şöyle baktığımızda dikkat çeken bazı faturalar ve rakamlar var. Bunlardan da kısaca bahsetmek istiyorum. Bunlara bahsetmeden önce de değerli meclis üyesi arkadaşlarıma, elini vicdanına koyarak bu verdiğim rakamları çok samimiyetle değerlendirmelerini istiyorum, dikkatle dinlemelerini istiyorum.

Sayın Başkanım, şimdi billboardlarla ilgili kör cephe giydirme rakamları var raporun içinde. Arkadaşlara da şöyle göstereyim. Arkadaşlar, bu resmi raporun içinde geçen faturalar. 18 adet bu şekilde fatura kesilmiş. Bunların rakamlarına baktığımız zaman...

Şimdi bir tane binanın kör cephe giydirme yapılmış seçim döneminde. Kesilen faturaları sırasıyla size okuyorum.

90.000 TL

90.000 TL

1.020.000 TL

90.000 TL

660.000 TL

660.000 TL

996.000 TL

840.000 TL

840.000 TL

780.000 TL

960.000 TL

780.000 TL

840.000 TL

90.000 TL

840.000 TL

1.020.000 TL

1.020.000 TL

90.000 TL

Bu şekilde 18 tane fatura kesilmiş.

Bu yapılan işi de bugün sabahleyin gelirken kendi çalıştığım reklam firmasını aradım. Dedim ki: "Arkadaş, ben dedim binanın kör cephesine bir reklam giydirmesi yapacağım. Bunun dedim metrekare maliyetini alabilir miyim?" Bir tane binanın cephe giydirme fiyatı 750 TL ile 1.200 TL arasında değişiyor metrekare maliyetinde. İki katlı bir binada bu elindeki adresler çok katlı, 3 katlı, oradan örnek veriyorum 2 katlı bir binada 30 metrekare ile 40 metrekare arasında cephe giydirmesi çıkıyor arkadaşlar. Ortalamasını 1.000 TL'den aldığımız zaman bir cephe giydirmenin fiyatı 40.000 TL'ye denk geliyor. 1.000 TL de bu bahsettiğim rakamlar da bu arada yıllık arkadaşlar, 1 aylık değil bu kesilen faturalar 1 aylığına kesilmiş. Benim bahsettiğim rakamlar 30.000 TL'lik, 40.000 TL'lik rakamlar 1 yıllık ödenen rakam. 1 yıllığına da binaya 1.000 TL kira veriyorsunuz bina yönetimine ve 41.000 TL karşılığında 1 yıl boyunca oradaki 30 metrekare, 40 metrekare afişiniz reklam olarak orada durabiliyor yasal olarak. Ama Tepebaşı Belediyesi'nde maalesef demin faturalarını okudum size, 900.000 TL'ler, 1.000.000 TL'ler, 700.000 TL'ler faturalar kesilmiş ve bunların hepsi de tek bir firma kesmiş.

Bunu bütün samimiyetinizle değerlendirmenizi istiyorum arkadaşlar. Diğer tarafta, billboardlarla ilgili usulsüz ihale yapılmış, bir vakfa verilmiş. Vakfın eksik evrak olmasına rağmen ihaleyi alan vakıf, 600 bin liraya aldığı yeri 2 milyon 600 bin liraya, iki iş teklifi veren ve kazanamayan firmaya 2016'da vermiş. Yine aynı firma karşımıza çıkıyor.

Temizlik ihalesinde 11 tane firma teklif vermiş, 10 tanesi evrakları eksik vesaire gibi sudan sebeplerle iptal edilmiş. Sadece bir tanesinin teklifi geçerli sayılmış. Sizce bu çok normal bir şey mi? 11 tane firmada 10 tanesi eleniyor, bir tane firmanın teklifi kabul ediliyor. O zaten otomatikman ihaleyi almış oluyor.

Diğer taraftan takvim faturaları kesilmiş. Çok ciddi bir takvim faturası söz konusu arkadaşlar. Şimdi takvim faturalarının sayfasını açtığımız zaman burada önüme çarpan, parça parça faturalar kesmişler. Topladığım zaman ki bunlar da 500 bin, 700 bin, 800 bin tutan rakamlar topladığım zaman ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar? Bir yıllık takvim bedeli bu: 6 milyon 887 bin lira arkadaşlar. 6 milyon 887 bin liraya bir ilçe belediyesi takvim dağıtmış arkadaşlar.

Bunu herkesin bütün samimiyetiyle, vicdanını eline koyarak bu şekilde değerlendirmesini istiyorum.

Farklı illerden teklifler alınmış. İstanbul'dan, Diyarbakır'dan. Yani bunda hiç özel bir şey mi vardı Diyarbakır'dan, İstanbul'dan teklif alacağınız? Benim bilmediğim veya bizim bilmediğimiz atlar mı var? Takvim yaptırmak için Diyarbakır'dan teklif mi almak gerekiyor veya İstanbul'dan teklif mi almak gerekiyor?

Bunlar benim düşüncelerim değil, Sayıştay’ın raporu. Resmî bir kitapçık, size dağıtılması gereken kitapçıklar ama dağıtmadılar, birçoğumuzun haberi yok. Bunları da gerekirse bir sonraki toplantıda biz AK Parti grubu olarak bastıracağız. Sizin bütün masanıza bırakacağız toplantıdan önce, incelemenizi istiyorum.

Bu rapor yönetimin başarısızlığını ve denetimsizliğini gösteriyor. Bu rapor kaynakların plansız, kuralsız, keyfî biçimde harcandığını ortaya koyuyor. Bu rapor, Tepebaşı Belediyesi'nin şeffaflık ve hesap verebilirlik sınavında sınıfta kaldığını söylüyor.

Biz bu mecliste halkın iradesini temsil ediyoruz. Halkın parasını harcayan hiç kimse dokunulmaz değildir. Bu bulguların üzeri kapatılamaz, kapatılmamalıdır.

Bu belediyede keyfîlik döneminin bitmesi, hesap verme döneminin başlaması gerekiyor. Sayıştay'ın bu raporu Tepebaşı halkına verilmesi gereken bir rapordur. Biz de o halkın sesi olarak bunun hesabını sormaya talibiz.

Anlattığım rakamları duydunuz. Yani küçük rakamlar değil. Bir tarafta 40 bin, 60 bin liralık faturalar varken 900 bin liralık, 2 milyon liralık faturalar kesilmiş. Resmen ortadan paralar götürülmüş, usulsüzlükler yapılmış.

Şimdi geçen hafta Atilay Dalgıç bey ilk toplantıda gayet böyle yumuşak biçimde, duygulara dokunacak şekilde, "Gerekirse evde yaşlıların tıraşlarını bile keseriz, biz belediyeyiz, her türlü hizmeti yaparız" diyordu. Şimdi ben bütün açıklıkla söylüyorum, bütün samimiyetle: Atilay Dalgıç Bey, akşamleyin bu rakamları duyup da evine gittiği zaman çoluğunun çocuğunun yüzüne bakarak, bütün samimiyetle nasıl sanır? "Ben bugün belediyede görev yaptım, usulsüzlüklerin üstünü kapattım, görmezlikten geldim, raporları arkadaşlarımla paylaşmadım" diyerek çoluğunun çocuğunun yüzüne nasıl bakacak? Ve çoluğuna çocuğuna nasıl bir Tepebaşı bırakacak? Buna da cevaplamasını istiyorum kendisinden."