Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya şu ifadeleri kullandı;
“Asgari ücret, iki kişinin çalıştığı bir ailede haneye en az yoksulluk sınırı kadar gelir girmesini sağlayacak düzeyde olmalıdır. DİSK tarafından hazırlanan rapora göre 9,5 milyon çalışan asgari ücretle ya da asgari ücretin altında bir gelirle yaşamaktadır. Bu durum, asgari ücretle çalışanların azınlıkta olmadığını, işçilerin büyük çoğunluğunu oluşturduğunu göstermektedir. Uluslararası standartlara uygun olarak asgari ücret belirlenirken yalnızca çalışanın değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de geçim koşulları dikkate alınmalıdır.
Türkiye’de asgari ücret tespit komisyonu; 5 hükümet temsilcisi, en fazla işçiyi bünyesinde barındıran konfederasyondan 5 temsilci ve en fazla işvereni temsil eden komisyondan 5 kişi olmak üzere toplam 15 kişiden oluşmaktadır. Asgari ücret Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmekte ve yürürlüğe girdikten sonra bu karara karşı herhangi bir yargı yolu bulunmamaktadır. Bu nedenle DİSK, mevcut yapının antidemokratik olduğunu belirterek asgari ücret tespit komisyonuna katılmamaktadır.
Ayrıca çalışma saatlerinin düşürülmesi talep edilmektedir. Türkiye’de mevcut çalışma süreleri oldukça uzundur.
Kasım ayına ilişkin enflasyon verileri açıklanmıştır. ENAG’a göre kasım ayı enflasyonu yüzde 2,13, yıllık enflasyon ise yüzde 56,82 olarak hesaplanmıştır. TÜİK ise kasım ayı enflasyonunu yüzde 0,87, yıllık enflasyonu yüzde 31,07 olarak açıklamıştır. Açıklanan bu verilerin gerçeği yansıtmadığı düşünülmekte, özellikle TÜİK tarafından paylaşılan rakamların doğru olmadığı ifade edilerek gerçek enflasyon değerlerinin açıklanması talep edilmektedir.
2026 yılında belirlenecek asgari ücret ve yapılacak toplu sözleşmelerde, dört kişilik bir ailenin barınma, gıda, eğitim ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir gelir düzeyinin esas alınması gerektiği vurgulanmaktadır. ILO tarafından benimsenen, insan onuruna yaraşır bir çalışma ve yaşam koşulları talep edilmektedir.”




