Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol şu ifadeleri kullandı;

"Velilere 2025-2026 eğitim-öğretim yılında kolaylıklar ve başarılar diliyoruz.

Depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle boşaltılan okullarımızda 3-4 yıldır maalesef hiçbir şekilde çalışma yapılmadığını gözlemledik. Bu okullarda tasfiye edilen öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz başka okullarda sanki bir sığıntıymış gibi hâlâ eğitim-öğretim hayatlarına devam etmektedirler.

Yine yeni açılan birkaç okulumuzu gezdiğimizde, inşaat süreçlerinin ve inşaat artıklarının temizlenmediğini, eğitim-öğretime hazırlık konusunda tam anlamıyla bir çalışma yapılmadığını gördük.

Aynı şekilde bu okullarımızın teknolojik altyapılarının ve donanımlarının gerektiği gibi hazırlanmadığını ve bu konuda geç kalındığını da gözlemledik.

Okullara ayrılan yetersiz ödenekler nedeniyle idarecilerimiz zor durumda kalmış, hangi kaleme nasıl harcama yapacakları konusunda sıkıntılar yaşamaktadırlar.

Bu nedenle güvenlik, temizlik gibi sorunlar ya da temizlik ve kırtasiye malzemesi ihtiyaçları okul aile birlikleri üzerinden, velilerin üzerine bağış ve aidat şeklinde yıkılmakta; bu sorunların çözümü de velilerin cebinden çıkacak şekilde düzenlenmektedir.

Ayrıca, bakanlığın sözde açıklamalarına göre okullardan kayıt parası ve bağış adı altında hiçbir şekilde para alınmayacağı belirtilmesine rağmen, özellikle kayıt alanı dışından nakil yoluyla gelen velilerimizden fahiş miktarlarda aidat ve kayıt parası talep edildiğini görmekteyiz.

Plansızlıklar ve bakanlığın yönetsel yanlışları nedeniyle eğitimde birlik sağlanamamaktadır.

Özellikle eğitimde süre kısıtlamaları ve düzenlemeleri nedeniyle tam gün okullar ile ikili eğitim yapan okullar arasında eşitsizlikler ortaya çıkmaktadır.

Yapılması gereken; okullarımızın fiziki donanım ve altyapılarının tamamlanarak tüm okulların tam gün eğitime geçmesi ve böylece eğitimde birliğin sağlanmasıdır.

Okul masraflarına geldiğimizde; öğrencilerimizin okula başlarken kırtasiye malzemeleri, çanta, okul kıyafeti gibi ihtiyaçlar için yaptıkları harcamalar, günümüz koşullarında enflasyon oranları da düşünüldüğünde, ailelere büyük bir mali külfet getirmektedir. Bu durum özellikle geçim sıkıntısı yaşayan velilerimiz için çok büyük zorluklara yol açmaktadır. Bu nedenle bakanlığın bu konuda acilen önlem almasını bekliyoruz.

Ayrıca bu masraflara servis ücretleri de eklendiğinde, geçim sıkıntısı yaşayan velilerimizi çok zor bir eğitim-öğretim döneminin beklediğini görmekteyiz.

Okul kantinlerindeki fahiş fiyatlar nedeniyle öğrencilerimizin beslenme konusunda sıkıntılar yaşadığını, kantinlerden alışveriş yapamadıklarını ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını görmekteyiz.

Yıllardır talep ettiğimiz bir öğün ücretsiz yemek ve içilebilir temiz su konusundaki taleplerimizi bu yıl da yineliyoruz. Bakanlığın bunu gündeme alarak öğrencilerimize yardımcı olmasını bekliyoruz.

Norm kadro belirleme ve proje okullarında öğretmen seçimi konusunda bakanlık yine sınıfta kalmıştır. Bu yıl da resen atamalar yoluyla birçok haksızlık ve hukuksuzluk ortaya çıkmıştır.

Bakanlığın eğitim politikalarındaki plansızlık ve yönetimsel hataların bedelini eğitim emekçileri ödemektedir.

Daha okullar açılmadan, norm kadro çizelgeleri belli olmadan ağustos ayında yapılan resen atamalar birçok sıkıntıya ve mağduriyete sebep olmuş, aile bütünlüklerini bozmuştur.

Atamalar sonucunda en az 100-130 kilometre uzaktaki yerlere gönderilen eğitim emekçileri ailelerinden koparılmış, eğitim alanındaki düzenlemeler huzursuzluğu artırmış ve mağduriyet yaratmıştır.

Norm kadro çizelgeleri belirlendikten sonra atamaların buna göre yapılması ve mağduriyetlerin önlenmesi gerekmektedir.

2025-2026 eğitim-öğretim yılında okulların norm durumları belirlenmeden yapılan proje okulu atamaları sebebiyle öğretmenlerimiz norm fazlası durumuna düşürülmüş, yıllardır çalıştıkları okullarından ve öğrencilerinden koparılmıştır.

Özellikle proje okulu belirleme süreçlerinde keyfilik, şeffaflıktan uzak ve adaletsiz uygulamalar birçok eğitim emekçisini mağdur etmektedir.

Buradan uyarıyoruz. Eğitim emekçilerini zorla yerinden eden, adil ve şeffaflıktan uzak atamalar derhal durdurulmalıdır.

Tüm süreçlerde eğitim emekçilerinin, sendikaların ve tüm eğitim bileşenlerinin görüşleri alınmalı; demokratik, şeffaf ve adil çözümler üretilmelidir.

Sayın Bakan’ın son dönemde 4+4+4 düzenlemesinde değişiklik yapılacağına dair söylemlerini duyuyoruz. Yapılacak değişiklikler, öğrencilerin pedagojik gelişimleri, eğitim bilimi, eğitim emekçilerinin ve sendikaların görüşleri dikkate alınarak yapılmalıdır.

Bu değişikliklerin sermayedar kesimlerin veya eğitim dışı kişi ve kuruluşların taleplerine göre değil, öğrencilerin üstün yararına göre düzenlenmesi gerekmektedir.

Öğrencilerimizin sağlıklı bir eğitim ortamına erişimini engellemeyen çalışmalar yapılmalı, alınacak kararlarda bu husus gözetilmelidir.

Ağustos ayında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. dönem toplu sözleşme sürecini yaşadık. Maalesef masada taraf olan konfederasyonlar ve Kamu İşveren Kurulu, kamu emekçilerini yine yoksulluk ve sefalete teslim etmiştir.

4688 sayılı yasa ilk gündeme geldiğinde bu yasanın ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu söylemiş ve grevli toplu sözleşme için eylemler yapmıştık. Gelinen süreç, haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuştur.

O dönemde yasanın bu hâlini savunan konfederasyonlar da emekçileri yoksulluğa ve sefalete teslim eden siyasal iktidar kadar bu durumdan sorumludur. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği, eğitime eşit ve güvenli erişime bağlıdır.

Öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerinin haklarını sonuna kadar savunmaya, yanlış ve adil olmayan uygulamaların karşısında durmaya devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz."