ESKİŞEHİR HABER

Erman İlkay: "Pazar günleri salonumu kapatmam imkânsız"

Çocuk Kuaförü Erman İlkay, pazar günü kapatma baskısı ve sürekli denetimler nedeniyle yaşadığı sorunları anlattı.

Abone Ol

Çocuk Kuaförü Erman İlkay şu ifadeleri kullandı;

Yaklaşık 12-13 yıldır çocuk kuaförü olarak hizmet veriyorum ve son 5 yıldır kendi salonumu işletiyorum. Son dönemde, pazar günleri erkek berberlerinin kapalı olmasıyla ilgili bir problem yaşıyoruz. Özellikle çocuk kuaförü olarak bu duruma uyum sağlamam mümkün değil. Mevcut başkanımız Gürdal Bey’e bunu defalarca iletmeme rağmen çözüm alamadım. Pazar günleri salonumu kapatmam imkânsız, çünkü çocuk sahibi olan herkes hafta sonlarının ne kadar yoğun geçtiğini bilir. Hafta sonunda gelir elde ediyoruz ve küçük esnaf olarak zaten çok zor durumdayız. Başkanımızın bize destek olmak yerine sürekli şikâyette bulunması bizi daha da çıkmaza sürüklüyor. Bu durum artık taciz boyutuna ulaşmış durumda. Kendisine defalarca yardım istediğimi söylememe rağmen sonuç alamadım.

Sorun şu noktaya geldi: Gelen şikâyetlerden sonuç alınamayınca başkan, salonuma kadar gelip ailelerin ve çocukların fotoğraflarını gizlice çekip videoya aldı. Bunu bana söylemeden yaptı. Amacının ne olduğunu biliyorum; ben onun yönetiminde, yanında veya seçmeninde değilim. Ama kimsenin düşmanı da değilim. Aslında neredeyse tarafsızdım ama bugün Fethi Başkan’ın tarafındayım. Yine de bu yaşananların seçimle bir ilgisi yok. Ne Fethi Başkan yanımda ne de Gürdal Başkan. Ben sadece ekmek kavgasındayım.

Sorunun temelinde, çocuk kuaförlerine ait bir NACE kodunun olmaması yatıyor. Bu yüzden pazar günleri açık olmamız konusunda net bir düzenleme bulunmuyor. Bunun çözülmesini ve üzerimizdeki baskının son bulmasını istiyorum. İki çocuğum var, evime ekmek götürmeye çalışıyorum. Küçük esnaf olarak hâlâ çok zor durumdayız. Sizleri buraya çağırma sebebim de bu durumu anlatmak.

Aileler, gizlice çekilen fotoğrafları fark ettiklerinde beni arayıp “Çocuklarımızın fotoğrafını kim çekti?” diye sordular. Görüntüleri istediler. Şikâyetçi olacaklardı ve haklıydılar. Ben onlara durumu farklı şekilde açıklayıp görüntüleri sildirdiğimi söyledim. Bugün çok pişmanım şikâyetçi olmalarına engel olduğum için, çünkü baskı hâlâ devam ediyor.

Şikâyetler bitmiyor; zabıtalar, maliyeciler, vergiciler sürekli geliyor. Ben açıksözlüyüm, denetime gelmelerinde hiçbir sorun yok. Bugüne kadar hiçbir ceza da almadım. Ama bu şekilde sürekli rahatsız edilmek, üstelik müşteri varken zabıtanın içeri girmesi, hem benim hem çevredeki esnafın çalışma düzenini olumsuz etkiliyor.

Ben başkanı eleştirdiğim için bu durumlara maruz kaldığımı düşünüyorum. Çünkü yıllar önce başka bir çocuk kuaföründe on yıl boyunca pazar günleri salon açık olmasına rağmen hiçbir sorun yaşanmamıştı.

Resmî olarak pazar günü kapalı olmamız gerektiği söyleniyor. Ancak ben başkana şunu açıkça ifade ettim: NACE kodumu çok kolay şekilde kadın kuaförüne çevirebilirim. Salonumda çalışan kadın kuaförü personelim var ve onun belgesiyle bu değişikliği yapmak mümkün. “Bunu yaparsam ne olacak?” dedim, “Hiçbir şey” dedi. Bu da aslında benim üzerimde baskı kurulduğunu gösteriyor. Çünkü görünürde erkek berberi olarak görünüyorum ama fiilen çocuk kuaförüyüm. Burada yetişkin saç kesimi yapabileceğim bir ortam yok. Başkanın, çocuk kuaförlüğü tanımını NACE koduna işletmemize yardımcı olması gerekiyordu.

Bugün çocuk kuaförleri için özel bir NACE kodu olmadığı için “pazar kapalı” gibi bir durum da yok. Ya erkek berberi olarak görünüyoruz ya da çocuk kuaförü olduğumuz kabul edilip bir alt kod verilmesi gerekiyor. Ruhsatımda kız-erkek çocuk berberi olarak geçmesi, Fethi Başkan’ın desteğiyle sağlanmıştı. Buna rağmen şikâyetler sürüyor. Bu şikâyetlerden hukuken bir sonuç çıkmayacağını biliyorum ama süreç uzadıkça üzerimize baskı devam ediyor.

Çocuk berberliği yaklaşık 14-15 yıldır Eskişehir’de uygulanan bir meslek. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde daha eskiden beri vardı. Türkiye genelindeki çocuk kuaförlerinin tamamıyla tanışığım; hiçbir şehirde böyle bir sorun yaşanmıyor. Hepsi erkek berberi koduyla görünmesine rağmen pazar günleri açık. Sadece bizim şehrimizde bu sıkıntı yaşanıyor ve bu durum mevcut başkanın tutumundan kaynaklanıyor.

Başkanla defalarca konuştum. Hatta ona “Benim sorunumu kim çözerse onun yanında duracağım” bile dedim. Bu bir siyaset meselesi değil; ben kimsenin adını bilmek zorunda değilim. Bu ekmek kavgası. Benim çocuklarım var, personelimin çocukları var. Burada hepimiz geçim derdindeyiz. Pazar günü kapatırsam salonum batar. Bunu çok net şekilde anlattım ama söylediklerim dikkate alınmadı. Aksine baskılar devam etti ve bugün geldiğimiz noktada artık bu durumu kamuoyuna anlatmak zorunda kaldım."