Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Erol Dinçer, emeklilerin yaşadığı ekonomik sorunlarla ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı. Erol Dinçer, özellikle emekli maaşlarının yüzde 25’ine vergi borçları gerekçesi ile haciz uygulanacağı iddialarının, emekliler arasında büyük bir tepkiye yol açtığını söyledi. Bu iddiaların milyonlarca kişinin öfkesini büyüttüğünü belirtti.
Açıklamasında 2008 sonrasında sisteme dahil olanların çalışma hakkının ortadan kaldırıldığını hatırlatan Erol Dinçer, “Yani çalışmaları yasaklanmıştır. Oysa bugün geçinemeyen emeklinin 1,5 milyonu çalışmakta ancak bu şekilde ayakta durabilmektedir.” dedi. Maaşların yıllar içindeki değişimini örneklerle anlatan Erol Dinçer, “23 yıl öncesinde en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katıydı ve 8,5 adet küçük altın alınabiliyordu. Bugün 1,5 adet küçük altın alınabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Erol Dinçer, 2021 yılında en düşük emekli aylığı ve kök maaş uygulaması ile tanışıldığını belirterek, “Yüzde 60 emekli kök maaş almakta devlet desteği ile en düşük emekli aylığına ulaşmaktadır.” dedi. Emeklilerin ne kadar gelir kaybına uğradığını hatırlatmak istediğini söyleyen Erol Dinçer, açlık sınırının altında kalan maaşlarla insanların nefes almaya çalıştığını aktardı.
“Bugün emekliye zaten yaşanabilir bir maaş verilmemekte. Açlık sınırının altında bir rakamla nefes almaya çalışıyor insanlar. Üstüne bir de o yetmeyen maaşa bloke koymaktan, hacizden bahsetmek, çalışmasına engel olmak utançtır ve bu ülkenin sosyal devlet ilkesine açıkça aykırıdır.” sözleriyle durumun ağırlığını ifade etti. Emeklilerin geçim değil, hayatta kalma mücadelesi verdiğini belirten Erol Dinçer, kamuoyunda yer alan görüntülere dikkat çekerek, “Pazarlarda çürüğe ayrılmış ürünleri toplayan insanların görüntüleri artık sıradan bir hale geldi. Bu ülkede emekliler sefaletin merkezine itilmiş durumda. Bu tabloyu kimse inkâr edemez.” dedi.
Açıklamasında emeklilerin suçlu gibi gösterilmesini de eleştiren Erol Dinçer, “Emekliyi suçlu gibi gösteren yaklaşımlar kabul edilemez.” ifadelerini kullandı. Ardından, “Hükümetin, Maliye’nin ve SGK yöneticilerinin açıklamalarında emekliyi yük gibi gösteren anlayış derin yaralar açmaktadır.” dedi. Emeklilerin yıllarca ülkeye hizmet ettiğini aktaran Erol Dinçer, “Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş milyonlara uzun yaşıyorlar diye ima eden bir yaklaşım görüyoruz.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Erol Dinçer, mülteci konusuna da değinerek, “Ülkemizde sayılarını bile bilemediğimiz mültecilerin hiçbir geçim derdi yok bizden öncelikli hizmet alıyor mali olarak da hiçbir dertleri yok.” dedi. Emeklilerin yaşadığı tabloyu bu sözlerle karşılaştırdı.
Konut projeleri ile ilgili değerlendirmesinde ise, “Bugünlerde 500.000 konut yapacaklarını söylüyorlar. Emeklilere ayrılan kontenjan yüzde 20. Evler 55 ve 65 metrekare, maliyeti 2.000.000 TL. Geri ödemesi 9.000 TL. Memur maaş artışına göre de 6 ayda bir zamlanacak 240 ay. Emeklinin aldığı 16.881 TL bununla nasıl ev sahibi olsun. Kira mı ödesin, geçimini mi sağlasın?” ifadelerini kullandı.
Yeni torba yasa taslağını da eleştiren Erol Dinçer, “Torba yasa emeklinin son nefesini de kısıyor.” dedi. Yasanın emeklinin yükünü artıracağını belirterek, bu uygulamaların acilen durdurulması gerektiğini söyledi.
Erol Dinçer, yıllarca ödenen primlerin karşılığının verilmediğini belirterek, “Bugün tavan ücret 250 bin TL. Ben bugün 200 bin lira maaş almıyorsam yöneticiler bizim cebimizden 150-170 bin lirayı çekip alıyor demektir.” dedi. Ardından, “Bu primler nereye harcandı? Emekli maaşlarının bu kadar düşük olması açıklanabilir bir durum değil. Yönetici maaşlarına bakıyorsunuz; bu rakamları telaffuz etmek bile zor. Emeklinin hakkı yıllar içinde eritildi.” ifadelerini kullandı.
Emeklilik yaşının yükseltilmesini de değerlendiren Erol Dinçer, “Mezarda emeklilik gerçeğiyle karşı karşıyayız.” dedi. “Dünyanın hiçbir yerinde 66 yaş üstü emeklilik yok.” sözleriyle uygulamayı eleştirdi. Ardından, “Her geçen gün emeklilik yaşını biraz daha yukarı çekmeye çalışıyorlar. 70 yaşa dayanmış bir sistem istiyorlar.” dedi.
Erol Dinçer açıklamasını, “Bu ülkede emekliler bugün yaşayamaz hale getirildi. Bu insanlar 30-40 yıl çalışmış, alın teri dökmüş, ülkesine hizmet etmiş insanlar. Onlara bu hayatı reva görmek vicdanla bağdaşmaz.” sözleriyle sürdürdü.
Son bölümde emeklilerin ülkenin bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Bu emekliler sizin yabancılarınız da değil. Anneleriniz, babalarınız, amcalarınız, teyzeleriniz. Bu insanlar sizin aileniz.” dedi. Açıklamasını, “Bizim tek talebimiz yıllarca ödediğimiz primlerin gerçek karşılığını alabilmektir.” sözleriyle tamamladı. Emeklilerin hak ettiği gelire ulaşmadan sosyal dengenin sağlanamayacağını belirtti.



