Yağmurlu havaya rağmen Eskişehir Emek Ve Demokrasi Platformu Köprübaşı'ndan Ulus Anıtına yürüdü.
Yürüyüş sonrasında Eskişehir Emek Ve Demokrasi Platformu adına konuşan Cevat Aydemir şu ifadeleri kullandı;
"12 yıl önce bugün ülkemiz tarihinin en demokratik, en katılımcı, en barışçıl, en feminist, en adaletli, en ekolojist, en genç, en renkli ve en mücadeleci halk hareketi, dünyadaki ve ülkemizdeki adaletsizliklere karşı başta Gezi Parkı’nda olmak üzere ülkenin ve şehrimizin sokaklarında buluştu. Buluşmakla kalmadı, ülkemizin siyasal, toplumsal ve kültürel tarihinde silinemeyecek kadar derin ve gökkuşağı gibi renkli bir iz bıraktı.
Gezi Direnişi, özgürlük, demokrasi ve adalet taleplerimizin bir yansımasıydı. Gezi'nin mirası, 12’inci yılında da demokrasi ve adalet mücadelemizde bize yol göstermeye devam ediyor. Bu süreç, sadece geçmişin bir parçası değil, aynı zamanda geleceğimiz için de bir ilham kaynağıdır. 19 mart darbe sürecinden sonra yaşananlar milyonların aynı 12 yıl önce olduğu gibi adalete, iradesine, demokrasiye sahip çıkarak özgürlük talebi ile sokaklara çıkması bu mirasın yansımasıdır. Gezide milyonlarca yurttaşın hep beraber söylediği en coşkulu söz bu daha başlangıç mücadeleye devamdır. Mücadelemiz adalet demokrasi ve özgürlük mücadelesidir ve dün olduğu gibi bugünde aynı kararlılık ve iradeyle devam etmektedir.
Mücadelemiz yakın zamanda kaybettiğimiz sevgili Sırrı Süreyya Önderin gezi parkını yıkmak için gelen kepçelerin önüne durduğu iradeyle devam etmektedir.
Mücadelemiz gezide katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın Ethem Sarısülük’ün Abdullah Cömert’in Mehmet Ayvalıtaş’ın Ahmet Atakan’ın Medeni Yıldırım’ın Hasan Ferit Gedik’in ve 15 inde bir fidan Berkin Elvan’ın uğrunda yaşamlarını verdikleri özgürlük mücadelesidir.
Mücadelemiz bugünde işkencelere gözaltılara tutuklamalara rağmen sokakları demokrasi adalet ve özgürlük talepleri ile dolduran gençlerin kadınların emekçilerin mücadelesidir.
Yine bugün her gün bir başka örneğini yaşadığımız operasyonlarla güne uyandık dört belediye başkanı ve onlarca belediye çalışanı ve yurttaş göz altına alındı. Şu anda halen cezaevinde olan Osman Kavala, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerdem ve Tayfun Kahraman’ın tutsaklığı devam etmektedir. Gezi bu ülkenin onurudur ve dört duvara sığmaz. Arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar seslerini yükseltmeye devam edeceğiz.
Eskişehir sokaklarında polisler ve sivil faşistler tarafından sokak ortasında dövülerek katledilen Ali İsmail’in acısı hala taze. Bugün Ali İsmail’i hafızalarımızdan silmeye çalışanlara karşı bütün üniversitelerde adını yaşatan üniversite öğrencilerine de selam gönderiyoruz. Düşlerindeki özgür dünyayı kurana kadar ismini Eskişehir sokaklarında haykırmaya devam edeceğiz.
Bu halk size teslim olmaz ! Tıpkı 12 yıl önce olduğu gibi toplumsal muhalefet, 19 Mart’tan bu yana halk tek adam rejimine karşı demokrasi ve özgürlük talepleriyle meydanları doldurdu. Bugün de eşit ve aydınlık yarınlar için yine her yer taksim her yer direniş sloganlarıyla sokaktayız.
Buradan iktidara sesleniyoruz antidemokratik uygulamalarla baskıyla gözaltıyla tutuklamalarla bizleri korkutamaz, yıldıramaz ve bitiremezsiniz. bizler bu ülkenin onurlu yurttaşlarıyız. Adalet demokrasi ve özgürlük mücadelemizden bir adım dahi geri durmayacağız.
Başta gezi tutsakları olmak üzere bu süreçte tutuklanan tüm tutsaklara özgürlük için meydanlarda sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Tüm halkımızı bu onurlu mücadeleyi sahiplenmeye, bulundukları her alanda sesimizi yükseltmeye ve dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Ve yine diyoruz ki: Gezi’nin güzel çocuklarına selamla , Bu daha başlangıç mücadeleye devam!"