Eskişehir Filistin ile Dayanışma Platformu adına konuşan Uygar Kurtcu şu ifadeleri kullandı;

“7 Ekim 2023 tarihinden itibaren iki yıl, 10 Ekim 2025 ateşkes anlaşmasından itibaren 16 gün geçti. 2 yıldır süren soykırımda yüz binin üzerinde insan hayatını kaybetti. 10 Ekim ‘de, yani bundan 16 gün önce, direnişin olmadığı masada imzalanan ateşkes anlaşmasından itibaren ise yüzün üzerinde sivil hayatını kaybetti.

“Trump Barış Planı”, “Trump Deklarasyonu” gibi adlarla anılan anlaşma, bir barış anlaşması değildir. Filistin’e kolonyalizmin yeni bir formunu dayatmaktır. Özü itibariyle Gazze başta olmak üzere Filistin halkını teslim almayı hedeflemektedir. Filistin’e yönelik bu yeni kimliksizleştirme çabasına bugün buradan ve dünyanın birçok ülkesinden “Hepimizi Gazze, Hepimiz Filistin” diyerek isyan ediyoruz.

Onlarca ülkenin devlet başkanının hazır bulunduğu ancak Filistin halk temsilcilerinin ve direniş örgütlerinin olmadığı imza töreninde ateşkesin garantörlerinden biri de yaşadığımız ülke, Türkiye Cumhuriyeti olarak ilan edildi. Bu süreçte Hamas’a baskı yapma misyonunu üstlenen AKP iktidarı, Siyonist rejim tarafından yüzün üzerinde gerçekleşen ateşkes ihlali ve ateşkese rağmen İsrail saldırılarında hayatını kaybeden onlarca Gazzeliye rağmen sesini çıkartmamıştır. Anlaşmanın garantörlerinden olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve AKP iktidarını acilen hamaseti bırakıp harekete geçmeye davet ediyoruz.

2 yıldır bu meydanlardan AKP’nin ikiyüzlülüğünü ve riyakârlığını ifşa ediyoruz. Bugün halen Azerbaycan Petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e akmaya devam ediyorsa, yasakladık denilen ticaret halen çeşitli yollardan sürüyorsa, misyonu İsrail’i korumak olan NATO üsleri halen bu topraklarda faaliyetlerine devam ediyorsa AKP iktidarı direnişin ya da Filistin’in yanında değildir. Onun yeri başta İsrail rejimi olmak üzere küresel güçler ve itibar dilenilen ABD devlet başkanı Trump’ın yanıdır.

Siyonist İsrail rejimi Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımla durmayacağını, kâğıt üzerindeki ateşkesin mürekkebi kurumadan bu kez Batı Şeria’da benzer bir süreç başlatacağını meclisinden geçirdiği yasayla dünyaya ilan etmiştir. Başta Türkiye Devleti olmak üzere, sözde garantör ülkelerin hamaset nutukları arasında gerçekleştirilen bu adım ile yeni katliamlar hem Filistin’i hem bölgeyi beklemektedir. Egemen güçlerin aparatı olan NATO’nun yayınladığı bölge raporu bu konuda net bir şekilde bize göstermektedir ki komşumuz İran’a yönelik baskı ve saldırganlık politikaları, üstelik CHP milletvekili Utku Çakırözer’ in raportörlüğünde yayınlanan raporda net bir şekilde görünmektedir.

Bu utanç vesikası raporu yayınlayan röportör olmak yerine istifa etmesi gereken milletvekillerine ve muhalefet partilerine de bu meydandan haykırıyoruz. Bizler bu meydanlarda AKP iktidarının ikiyüzlülüğünü ifşa ettiğimiz gibi muhalefetin attığı adımların da takipçisiyiz. Başta Filistin halkı olmak üzere bölge halklarını öncelemek yerine egemen güçlerin sözcüğünün yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Ya olduğunuz gibi görünün yada göründüğünüz gibi olun. Buradan ilan ediyoruz sizler egemenlerin taşeronu olmayı seçtikçe ister muhalefette olun ister iktidarda, ne bu ülkede nede dünyada halkların vicdanı yakanızı bırakmayacak.

AKP iktidarı da dahil olmak üzere bölge ülkeleri egemenlerle saf tutarken bizlerin yeri, Filistin direnişinden ve Filistin halkının yıkılmaz direncinden aldığımız güç ile kolonyalizme, yeni sömürgeciliğe ve kimliksizleştirme politikalarına karşı “Her Yer Gazze, Her yer Her yer Filistin” sloganlarıyla dünya sokaklarını inleten, “Hepimiz Gazze Hepimiz Filistin” haykırışlarıyla gerçeği haykıran vicdan sahibi dostlarımızın yanıdır. Filistin mücadelesi küresel vicdanı emperyalizme karşı ayaklandırmış ve isyan ateşini yakmıştır. Sumud filosu bunun en somut en görünür halidir.

Kuzuyla ağlayıp Kurttan itibar dilenen AKP iktidarına bir kez daha sesleniyoruz; Filistin özgür olana Nehirden denize özgür Filistin gerçekleşene kadar sizlerin iki yüzlülüklerinizi ifşa etmeye devam edeceğiz ve asla yaptıklarınızı unutmayacak ve unutturtmayacağız. Bugün dünya sokaklarıyla birlikte hep bir ağızdan artık “Her yer Gazze Her yer Direniş” diye haykırıyoruz...”